Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kürsüsünden Sakarya’da yürütülen kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bülbül, 1999 Marmara Depremi’nin acılarının hâlâ hafızalarda canlılığını koruduğunu vurgularken, depreme dirençli şehirler inşa etmenin bir milli güvenlik meselesi olduğunun altını çizdi.
"Tığcılar ve Cumhuriyet Mahallelerinde Dönüşüm Başladı"
Adapazarı’nda, Tığcılar Mahallesi’nde başlatılan dönüşüm süreci kapsamında açılan Kentsel Dönüşüm İrtibat Ofisi ile somut adımlar atıldığını belirten Bülbül, “Sakarya’da, yapılan analizlerle yapı stoğu bilimsel ve bütüncül yaklaşımla ele alınmıştır. 6306 sayılı yasa kapsamında belirlenen 20 hektarlık riskli alanın dönüşüm süreci tamamlanmıştır” dedi.
Bülbül, “Ülkemiz tektonik oluşumu, jeolojik yapısı, topografyası ve meteorolojik özellikleriyle, çeşitli doğal afet tehlikelerine maruz kalma potansiyeline sahip olan bir ülke konumundadır. Yakın geçmişte; Marmara bölgemizde yıkıcı nitelikte meydana gelen ve binlerce vatandaşımızı kaybettiğimiz 17 Ağustos Gölcük Arifiye ve 12 Kasım 1999 Düzce depremleri ve yaşanan acılar hafızamızdaki tazeliğini korumaktadır. Ülkemiz bir deprem ülkesi olduğundan, deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası afetle mücadele aşamalarında nitelik ve kapasitesini artırmak en önemli milli güvenlik meselelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Afete hazırlık kapsamda; depremin etkisini azaltmak maksadıyla şehirlerimizin depreme dirençli hale getirilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu minvalde; kentsel dönüşüm çalışmaları depreme dirençli ve güvenli şehirler oluşturmanın en önemli unsurlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye genelinde kentsel dönüşüm kapsamında 2025 yılı itibarıyla toplam 2 milyon 200 binden fazla bağımsız birim dönüştürülmüş, riskli yapı envanteri çıkarılmış, 70 ilde rezerv alanı belirlenmiş ve yeni sosyal konut projeleri TOKİ vasıtasıyla hızlandırılmıştır. Doğudan batıya, kuzeyden güneye birçok ilimizde kentsel dönüşüm çalışmaları devletimizin kararlı duruşuyla sürdürülmektedir." şeklinde konuştu.
Bülbül, "17 Ağustos 1999 depreminde Marmara Bölgesinde 17 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybetmiş, resmi verilere göre 3890 vatandaşımız yani vefat edenlerin %22’si Sakarya’da vefat etmiştir. Deprem nedeniyle bölgede bulunan yapılarda görülen ağır hasarın yüzde 29’u ve orta hasarın %18’i Sakarya’da meydana gelmiş, il ve ilçe bazında en fazla can ve mal kaybı Adapazarı’nda olmuştur. 17 Ağustos depremi olduktan sonra uzmanlar tarafından önemli saha araştırmaları yapılmıştır. Bu araştırmalar neticesinde 30 yıla kadar aynı fay üzerinde Sakarya-Gölcük hattında büyük bir deprem olmayacağı söylenmiştir. 1999 yılında yapılan bu açıklamalar neticesinde 30 seneye kim öle kim kala diye düşünenlerimiz olmuştu ancak zaman su gibi akıp geçti. 99 depreminin üzerinden 26 yıl geçmiş oldu. Üstüne üstlük bu zaman zarfında ülkemizde çok acı kayıplar yaşadığımız büyük depremler meydana geldi. Mevcut şartlar altında, depremleri engelleyemeyeceğimize göre, dirençli konutların üretimine behemehal hız vermek zorundayız. Bu; Türkiye’miz için ve özelde Sakarya’mız için bir zarurettir. Korkularımızın yeniden tetiklendiği bu günlerde, mevzuatın ve devletimizin sunduğu önemli imkanlar dairesinde hızlıca harekete geçmeliyiz." dedi.
"Yatay Mimari ve Tarihi Doku Esas Alınmalı"
MHP olarak afetlere dayanıklı, yatay mimari esaslı ve şehirlerin tarihi dokusunu koruyan bir dönüşüm anlayışını desteklediklerini dile getiren Bülbül, dönüşümün sadece konutları değil, toplumsal yapıyı da güçlendirmesi gerektiğine işaret etti.
Konuşmasının sonunda yerel yönetimler ve merkezi idarenin iş birliği içinde çalışmasının altını çizen Bülbül, “Bu dönüşüm süreci, Türkiye’miz için, Sakarya’mız için bir zorunluluktur. Her kurum, her birey üzerine düşeni yapmalıdır” diyerek sözlerini tamamladı.