CHP adına ahkam kesenler, tıpkı parti sözcüleri gibi milletin gazabından korktukları için büyük bir telaşla HDP ile ortaklığı gizleyebilmek için çırpınıyorlar. Ama bu çabalar boşuna, her şey milletin gözleri önünde yaşanıyor.

CHP’yi yönetme makamında olanların, bu parti adına söz söyleme hakkı ve yetkisi taşıyanların yalpalamalarına, savrulmalarına, tutarsızlıklarına artık alıştık, ama gözümüzün içine baka baka aklımızla alay etmelerini bir türlü kabul edemiyoruz. Yaptıkları ile sözleri birbirinin tam tersi. Bu çelişkilerini yüzlerine vuruyorsunuz, bırakın kabul etmeyi bir de üste çıkıp size akıl vermeye uğraşıyorlar.

İTTİFAKLARDA SON DURUM

Televizyonlardaki tartışma programlarına hemen hergün davet alıyorum. Çok azına katılıyorum. Katıldığım programlarda genellikle gündeme bağlı olarak siyasetteki gelişmeler konuşuluyor. Şu sıralar yerel seçimler gündemde. Bir taraftan adaylar değerlendirilirken, diğer taraftan ittifaklar, daha doğrusu partiler arasındaki işbirliği masaya yatırılıyor. Artık herkes çok iyi biliyor ki, iki ittifak var. Bunlardan birincisi MHP ve AKP’nin işbirliğine dayanan Cumhur ittifakı. BBP’nin de bu ittifaka dahil olduğunu belirtelim. İkincisi de HDP dahil diğerlerini biraraya getiren, millet ittifakı. 24 Haziran genel seçimleri bu ittifaklar üzerinden yapıldı.Cumhur ittifakı çok başarılı oldu ve milletten büyük teveccüh gördü. Nitekim, seçim sonrasında da kaldığı yerden devam etti ve hiçbir zaman bu işbirliğinden vazgeçilmedi. Yerel seçimlerde kapsam dışı kalacak gibi oldu ve bu durum millet ittifakını oluşturanları çok ama çok ümitlendirdi.

MİLLET DEĞİL ZİLLET

24 Haziran seçimlerinin hemen sonrasında millet ittifakını oluşturanlar, birbirlerini ağır şekilde suçlayıp, başarısızlıklarının sebebini bu işbirliğine bağladılar. Özellikle İP içinden, CHP ile işbirliğinin büyük hata olduğuna dair değerlendirmeler geldi. İttifakın sona erdiği açıklandı. Ama ne zaman ki yerel seçimler kapıya dayandı, bütün söylediklerini unuttular. Hiçbir şey olmamış gibi kaldıkları yerden devam ettiler. Yine HDP’yi merkeze alıp, hesaplar yapmaya başladılar. İşin püf noktası tam burasıdır. HDP bu ittifakın her zaman tam ortasında oldu. Bütün planlar bu terör uzantısı partiyle birlikte yaptılar. HDP’ye şirin görünmek için CHP’si de, İP’de birbirleriyle yarışa girdiler. Bölücü terör örgütü ile bağlantıları dolayısı ile hapishanede olan, eşbaşkanları Selahattin Demirtaş’a güzellemeler yapıp serbest bırakılmasını istediler. Şu anda da durum tam olarak budur. Terörün siyasi uzantısı HDP, millet ittifakının merkezindedir ve seçimlerde sonuç alma planları bu şekilde yapılmaktadır. Alınacak sonuca bağlı olarak da terör uzantıları belediyelere yerleşirken, hükümet sistemi üzerinden yeni bir tartışma başlatılacak ve bir ülke bir kaos ortamına sürüklenecektir.Bu iki kere ikinin dört ettiği kadar kesindir. Bu yüzdendir ki, biz bu ittifaka millet değil, “zillet ittifakı” diyoruz.

HDP’YE SALIRILYOR MHP’YE SALDIRIYOR

MHP hiçbir şart altında zillete izin veremezdi. HDP üzerinden terörün yeniden belediyelere yerleşmesine, ülkenin kaosa sürüklenmesine göz yumamazdı. Nitekim, sayın Devlet Bahçeli yerel seçimlerde AKP ile yapılan işbirliğini anlatırken, bu zilleti hatırlattı ve ülkenin felaketine seyirci kalamayacaklarını söyledi.MHP’nin ülkenin varlığını ve birliğini her şeyin önüne geçirerek hareket etmesi, zillet bileşenlerini çok ama çok rahatsız etti. Bütün hesaplarının suya düştüğünün farkındalar ve panikle bir taraftan HDP’ye sarılıyorlar, diğer taraftan MHP’ye saldırıyorlar.

HDP’YE NE VAAT EDİLDİ

Televizyonlardaki tartışma programlarında gündem dolayısı ile bu konu öne çıkıyor. CHP adına ahkam kesenler, tıpkı parti sözcüleri gibi milletin gazabından korktukları için büyük bir telaşla HDP ile ortaklığı gizleyebilmek için çırpınıyorlar. Ama bu çabalar boşuna. Daha dünkü yazımda HDP ile yapılan işbirliğini ayrıntıları ile beyanlara dayalı olarak ispatlı biçimde ortaya koymuştum. Bu işbirliğinin karşılığında HDP’ye ne vaat edildiğini, ne verileceğini sormuştum. Katıldığım televizyon programında da aynı tespitleri yaptım.HDP’lilerden gelen açıklamaları hatırlatarak, zillet ittifakının gerçek yüzünü ortaya koydum. Bu ülkenin yeni bir sistem tartışmasının içine çekilmesine izin verilemeyeceğini söyledim. Programda, CHP’de önemli görevlerde bulunmuş, milletvekilliği yapmış, şimdi de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için teklif beklediğini söyleyen Prof. Dr. Hurşit Güneş ve yine CHP’li kimliği ile bilinen Gazeteci Necdet Saraç vardı.

HDP GÜZELLEMESİ YAPTILAR

Önce HDP ile işbirliğinin olmadığını söyleyip, ısrarla bizim sözlerimizi çürütmeye uğraştılar. Beyanları, yaşananları, görüşmeleri hatırlattık. Bunun üzerine HDP’nin nasıl legal, yasal, meşru bir parti olduğunu anlatmak için didindiler. Birinin bıraktığı yerden diğeri devam edip, HDP ve Demirtaş güzellemeleri ile bizi haklı çıkardılar. Aynı şey sistem tartışması ile ilgili sözlerimiz için de yaşandı. Özellikle sayın Hurşit Güneş, 31 Mart’ta yerel idarecilerin belirleneceğini ve buradan bir sistem tartışması çıkmayacağını söyledi. Parti programlarını, yapılan açıklamaları hatırlattım. Israrla yerel seçime başka anlam yüklenmemesini gerektiğinin altını çizdi. Ancak, sonra yine kendi sözlerini kendileri boşa çıkardılar. Necdet Saraç uzun uzun sistemi nasıl değiştireceklerini anlattı.  Bütün televizyon seyircilerinin gözleri önünde tespit ve eleştirilerimizde ne kadar haklı ve doğru olduğu bir defa daha ispatlandı.

KİMSE AKLIMIZLA ALAY ETMESİN

31 Mart’da yapılacak olan sadece bir yerel seçim değildir. Zillet ittifakının başta üç büyük şehir olmak üzere ülke genelinde öne geçmesi, beraberinde kaosu da getirecektir. Kimse aklımızla alay etmesin. Her şey ispatlı şahitlidir. CHP, İP ve HDP aynı oyunun içindedir. MHP varlık sebebine uygun olarak, bu oyunu bozmuş, bu ihtimali ortadan kaldırmıştır. Milletimizin her şeyin farkındadır ve zillete geçit vermeyecektir.