AKP sözcüsü Ömer Çelik’in sayın Bahçeli’nin sözlerini çarpıtmaya ve başka yerlere çekmeye çabalaması beyhudedir. Cumhur ittifakına bağlı kalmak, MHP’nin gördüğü yanlışları söylemesine ülke ve millet menfaatine olan her şeyi sonuna kadar savunmasına engel değildir.

MHP’nin milli bekayı muhafaza etmek için göze alamayacağı hiçbir şey yoktur ve diğer partilerle fark tam da burada ortaya çıkmaktadır. Bunu önce Bekir Bozdağ, Numan Kurtulmuş, Ömer Çelik ve onlar gibi düşünenlerin, daha sonra da MHP’nin Cumhur ittifakındaki samimi duruşunu başka yerlere çekmek isteyen gafillerin iyi anlaması gerekmektedir. Türkiye ciddi bir beka sorunuyla karşı karşıyadır ve 15 Temmuz ihaneti ile bu tehlike daha yakın ve yakıcı hale gelmiştir. Cumhur ittifakı bu ihtiyaçtan doğmuştur. Nitekim ittifak prokolünde, “Cumhur İttifakı esasen, 15 Temmuz  2016'da FETÖ'nün teşebbüs ettiği hain darbe ve işgal hareketi sonrasında, Türkiye'nin maruz kaldığı saldırılara karşı yerli ve milli bir duruşun doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.” Denilmektedir.

  GÖRDÜĞÜ YANLIŞLARI SÖYLÜYOR

MHP imzaladığı protokolün arkasında durmuştur ve sonuna kadar da böyle olacaktır. Ancak, bu durum gördüğü yanlışları söylemesine ve karşı çıkmasına, ülkeye hizmet etmek için yapacaklarını hayata geçirmeye çalışmasına, ülke ve millet menfaatine olan her şeyi sonuna kadar savunmasına engel değildir. Kaldı ki, uyarıları her zaman haklı çıkmış, teklif ve önerilerinin isabeti defalarca ispatlanmıştır. Seçimlerden önce de bu böyleydi, bundan sonra da değişmeyecektir. Barzani geldiği zaman bölücü paçavraların asılmasına en sert tepkiyi gösteren MHP ve sayın Devlet Bahçeli’ydi. O tepkinin ne kadar haklı ve yerinde olduğu daha sonra ortaya çıktı. Seçimler sırasında dahi gördüğü yanlışları söyleyip, muhataplarına ittifak ruhuna uyulması gerektiğini hatırlattı.

  SÖZÜNDE DURUYOR

Şartlı salıverme teklifi, emeklilikte yaşa takılanların sorunlarının çözülmesi MHP’nin seçim beyannamesine de girmiş olan taahhütleridir. Bunun gereğini yapmış ve hazırlanan kanun teklifler meclise sunulmuştur. Bu tekliflere AKP’nin destek vermesi kendi bileceği iştir, fakat MHP’nin böyle bir beklentisinin olması siyasi etiğe son derece uygundur. Buna rağmen ittifakın geleceğini hiçbir zaman böyle bir desteğe bağlamamıştır. Diğer taraftan ittifakın mahalli seçimlerde de devam etmesi gerektiği konusunda, her iki parti de hem fikirdir. Bunun için bir yasal alt yapı yoktur. MHP, yine inisiyatif almış ve mahalli seçimlerde işbirliği imkanları için arayışlara girmiştir. Bulduğu formüller, en azından şu ana kadar muhatabından bir karşılık bulmadığı gibi, peşin beyanlarla neredeyse bütün yollar kapatılmıştır.

  SİYASİ NEZAKET

Bir defa daha ve altını çizerek belirtelim: MHP Cumhur ittifakı konusunda son derece samimi ve azimlidir. İttifakın yaşaması ve devam etmesi için, muhatabının da aynı samimiyeti göstermesi gerekmektedir.En azından bir siyasi nezaket ortaya konulmalıdır. MHP’nin şartlı salıverme teklifine, Sayın Cumhurbaşkanının, “şimdi birileri çıkarmış af, ne affı? Hele hele 50 bini aşkın uyuşturucunun cezaevinde olduğu bir dönemde biz uyuşturucuları affeden bir iktidar olarak mı anılacağız?” yaklaşımı son derece kırıcıdır. Sayın Bahçeli, elbette böyle bir durum karşısında sessiz kalmamıştır ve “Şartlı ceza indirimiyle ilgili teklifimizi uyuşturucu temeline indirmek, tahrip ve tahrif etmek fahiş bir yanlış, fuzuli bir demagojidir.”Diyerek, muhataplarını uyarmıştır.

  ANDIMIZ OKULLARA DÖNMELİ

Diğer taraftan okullarda okutulan andımız kaldırılırken, en sert tepkiyi MHP göstermişti. Danıştay kararıyla andımız okullara geri döndü. Bu durumda MHP’nin ittifak hatırına kendi doğrularından vazgeçmesini beklemek, yanlışı devam ettirme gayretlerine sessiz kalmasını istemek gaflettir. Doğal olarak sayın Bahçeli, andımızın okullarda okutulmasını istemiş, meseleyi başka yerlere çekmek isteyenler, ittifakı oluşturan partilerin sözcüleri de olsa uyarmıştır.

  MHP NE ZAMAN BİRİLERİ OLDU?

AKP sözcüsü Ömer Çelik’in sayın Bahçeli’nin sözlerini çarpıtmaya ve başka yerlere çekmeye çabalaması beyhudedir. “Cumhurbaşkanımız o gün yaptığı konuşmada Sayın Bahçeli'yi ya da MHP'yi kastedecek olsaydı, bizzat MHP'yi zikrederek, Sayın Bahçeli'yi zikrederek konuşurdu'' diyor. Bay Çelik, kamuoyu ile dalga mı geçiyor. Sayın Cumhurbaşkanı, “şimdi birileri çıkarmış af, ne affı?” derken, kimi muhatap alıyor? Affı gündeme getiren MHP değil midir? MHP ne zaman birileri oldu? Sayın Bahçeli tam da bu sebeple, “Siyasi nezaket ve nezahet, aynı zamanda ittifak ruhu ve duruşu muhataplarına inkâr ve ihmal edemeyecekleri sorumluluklar yüklemektedir. Bu sorumluluğun ifa ve ifadesi millete verilmiş sözlerin, milli bekayı muhafaza azminin tezahürü ve teminidir.” Hatırlatmasında bulunuyor.  MHP’yi meydanlarda hakir görmek, tariz ve tenkitle suçlamanın siyasi ahlak ve basirete asla sığmayacağını söylüyor.

  ALLAH’A İNANDIK MİLLETE DAYANDIK

Hala anlamayanlara, Sayın Bahçeli’nin daha önce söyledikleriyle bir defa daha anlatalım: “MHP başkalaşma akıntısına kapılmadı, başkalarına özenmedi, özgüvenini kaybetmedi. Değişip, dönüşüp, hatta melezleşip kökünden ve öz değerlerinden kopmadı. Deyim yerindeyse, kendi kurşunumuzla ölmeyi başkalarının ipiyle sallanmaya hep tercih ettik. Belki az olduk; zaman oldu geride kaldık, yeri geldi dara düştük, kimi hallerde zora girdik; ancak helal yoldan çıkmadık, vatan ve millet sevdasından asla sapmadık. Kendimize güvendik, Allah’a inandık, sırtımızı ona buna değil, bizzat egemenliğin sahibi aziz Türk milletine dayadık.”