BİN YILLIK HESAPLAŞMA: LOZAN KONFERANSI VE ANTLAŞMASI (5)

Öte yandan, Çanakkale Boğazı’nın güvenliği için, İmroz, Bozcaada ve Tavşan Adaları Türkiye’ye veriliyordu. Balkan Savaşları sonucu Yunanistan’a geçen öteki Ege Adaları’nın egemenlik durumu ise doğrulanıyordu. Ancak bu adaların başlıcaları askerlikten arındırılacaktı (Md. 12,13 ve Ek XV). (Yunanistan, Ege adalarının ve 1947 yılında İtalya’dan aldığı Rodos ile birlikte Oniki Ada’yı antlaşmalara aykırı olarak, 1960’larda yavaş yavaş ve sessizce, 1974 yılında Türkiye’nin giriştiği Kıbrıs Harekâtı üzerine de, açıkça ve geniş ölçüde askerileştirmiş ve bunu, söz konusu Adaların Türk saldırısına uğraması olasılığı gerekçesiyle, yaptığını açıklamıştır).

e) Türkiye, İtalya’nın Libya Savaşı üzerine 1912 yılında işgal ettiği Rodos ile yöresindeki Onikiada ve Meis Adası’nın İtalyan egemenliğine geçmesini kabul ediyordu (Madde 15). Meis Adası ve kimi adacıklar ile Anadolu kıyıları arasındaki kara suları konusunda İtalya ile 4 Ocak 1933 günü bir Antlaşma yapılmıştır. Bu adalar, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, 10 Şubat 1947 günü Müttefiklerin İtalya ile yaptığı Paris Barış Antlaşması’nın 14. Maddesiyle, askerlikten arındırılmış durumda tutulmak koşulu ile Yunanistan’a geçmiştir.

f) İngiltere ile ilgili toprak sorunları için çeşitli hükümler konulmuştu. İlkin, Türkiye, çoktandır İngiltere’nin elinde bulunan Mısır, Sudan ve Kıbrıs Adası üzerindeki egemenlik haklarından İngiltere yararına kesinlikle vazgeçiyordu (Md. 17-21).

Türkiye-Irak (İngiltere) sınırının ise, Antlaşmanın 3. Maddesi ile 9 ay içinde iki devlet arasında anlaşma ile belirlenmesi, anlaşma yapılmazsa sorunun Milletler Cemiyeti Konseyi’ne götürülmesi öngörülmüştü.

Lozan Antlaşması yapıldığı sırada İngiliz kuvvetlerinin işgali altında bulunan Musul bölgesinin Türkiye’ye verilmesine İngiltere yanaşmayınca anlaşmazlık “Musul sorunu” adı ile uzayıp gidecek, sınır konusu ancak 1926 yılında yapılan bir antlaşma ile Musul bölgesinin Irak (İngiltere)’ a bırakılmasıyla çözümlenecektir.

g) Lozan Antlaşması imzalandığı sırada İstanbul kenti ile birlikte Karadeniz ve Çanakkale Boğazı bölgeleri, Müttefiklerce işgal altındaydı. Bu durum Lozan görüşmelerinde Müttefikler için en önemli baskı imkânı idi. İşgalin sona erdirilip bu yerlerin Türkiye’ye geri verilmesi işi XIV sayılı Ek bir antlaşmayla düzenlenmiştir.

h) Türkiye o sırada çoğunluğu Türk-Müslüman topluluğundan oluşan Batı Trakya’da bir kamu oylaması yapılmasını istemişti. Bu konuda Lozan’da uzun tartışmalar geçmişti. Ancak, böyle bir oylamaya Yunanistan yanaşmıyordu. Türkiye, başka çıkarlar elde edebilmek karşılığında, daha çok ısrar etmedi. Bulgaristan’a da Batı Trakya üzerinde Ege’ye çıkan bir koridor verilmedi. Batı Trakya Yunanistan’a bırakıldı.

Antlaşmada düzenlenen öteki konulara gelince: Boğazlar rejimi konusunda, barış antlaşması, 23. Madde ile “geçiş serbestliği” ilkesini koyup bunu düzenleyen sözleşmeye yollama yapmıştır.

Türkiye, 25 ve 26. Maddelerle, eski Müttefikleri Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan’ın yaptığı barış antlaşmalarını ve gerek bu Devletlerin, gerek Polonya, Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven ve Çek-Slovakya Devletlerinin sınırlarını tanımıştır.

Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girerken ortadan kaldırıldığını tek yanlı olarak açıkladığı Kapitülasyonlar konusu Lozan’da uzun tartışmalara neden olmuştur. Sonunda, 28. Madde ile kapitülasyonların bütünü ile kaldırıldığı doğrulanmıştır. Müttefiklere tanınan kimi ayrıcalıklar ise geçici antlaşmalarla düzenlenmiştir.

Azınlıkların korunmasına ilişkin hükümler, (Madde 37-45) yeni Türkiye’nin çağdaş yasaları (özellikle 1926 yılında Medeni Kanunu) kabul etmesi ve yurttaşlar arasında eşit işlem uygulaması sonucu geniş ölçüde varlık nedenini yitirecekti.

II. Bölüm’de, Osmanlı devlet borçlarının bölüşülmesi ve ödenmesi biçimleri ile kişiler ve ortaklıklarla ilgili kimi parasal ilişkiler düzenlenmiştir.

Borçlar konusunda sonradan uygulama anlaşmazlıkları çıkınca, 13 Haziran 1928 günü yeni bir Anlaşma yapılmıştı. 1929 yılında dünya ekonomik bunalımı ortaya ödeme zorlukları çıkarınca da, 22 Nisan 1933 günü Paris’te yapılan son bir anlaşma ile Türkiye kendine düşen tüm borçları, zamanından bile önce, ödemiş, böylece Lozan’da uzun tartışmalara konu olan bu sorun da tarihe karışmıştır.

III. Bölüm’de, kişilerin ve ortaklıkların ilgili devletlerle savaş nedeniyle ortaya çıkan ekonomik sorunları, bunların çözüm biçimleri düzenlenmiştir.

NÜFUS MÜBADELESİ

Ayrıca, Türkiye ile öteki anlaşmalı devletler arasında yeniden yürürlüğe konulacak ekonomik ve teknik nitelikteki çeşitli uluslararası Antlaşmalar, sözleşmeler vb. ile Türkiye’nin katılacağı sözleşme ve antlaşmalar bu bölümde (Md. 99 ve 100) sayılmaktadır.

IV. Bölüm, barış ile birlikte ulaşım yollarının ve haberleşme araçlarının düzenlenmesi ve kimi sağlık sorunlarıyla ilgilidir. Burada sular rejimine ilişkin 109. Madde, birkaç ülke arasından geçen ırmakların suları için kimi ilkeler koymuştur.

V. Bölüm’de, Savaş tutsakları, mezarlıklar işleri ve kimi genel hükümler ki bu arada antlaşmanın yürürlüğe girme koşulları düzenlenmektedir. Bu bölümde, 142. Madde ile, Türkiye ile Yunanistan arasındaki nüfus mübadelesini düzenleyen sözleşmeye yollama yapılmaktadır.

Lozan Antlaşması ve Eklerinin Yürürlüğe Girmesi

Antlaşmanın 143. Maddesi, onay işlemlerinin en kısa bir süre içinde yapılması gereğini ortaya koymuşsa da, bu gerçekleşmemiş, işler uzamıştır.

Türkiye’de, Antlaşma ve ekleri Fransızcadan Türkçeye çevrildikten sonra, bunlar Büyük Millet Meclisine 21 Ağustos 1339 (1923) günü sunulmuş, 22-23 Ağustos’ta bu konuda Mecliste yapılan görüşmeler üzerine, 23 Ağustos günü 341, 342, 343 ve 344 sayılı dört ayrı yasa ile onaylanmıştır. 341 sayılı Yasa, Barış Antlaşması metni ile eklerinin çoğunluğunu, öteki üç yasa ise, geçici nitelikleri nedeniyle, İkamet ve Yargı Yetkisine ilişkin Sözleşme, Ticaret Sözleşmesi ve bazı Ayrıcalıklar konusundaki Protokol’ü onaylamıştır. Çeşitli konulara ilişkin Mektuplar ise bağlı bulundukları antlaşmalarla birlikte onaylanmış olmaktadır. Türkiye onay belgelerini Paris’te Fransız Hükümetine (Dışişlerine) 31 Mart 1924 günü vermiştir.

6 HAFTA SÜRE

Antlaşma ve -birkaçı dışında- eklerinin yürürlüğe girmeğe başlamasına ilişkin genel kurul 143. Maddede şöyle düzenlenmişti: Türkiye ile 4 büyük Müttefik ya da onlardan en az üçü onay belgelerini sunar sunmaz ilk sunuş tutanağının yapılacağı gün Antlaşma o devletler arasında yürürlüğe girmiş olacaktır. Öbür imzacı devletler için ise onay belgelerinin sunuluş günü yürürlüğe girecektir. İtalyan Parlamentosu 11 Ocak 1924›de, İngiliz Avam Kamarası 10 Nisan’da Antlaşmayı onaylamıştı. Fransa ise gecikmişti. Bu durumda Japonya’nın onay belgesi 6 Haziran 1924›de Paris’te sunulunca, Türkiye zaten 31 Martta sunduğuna göre, Antlaşma Romanya için yürürlüğe girmiş oluyordu. Fransa›nın onay işlemi de 27 Ağustos 1924’de, Belçika’nınki 7 Ocak 1925, Portekiz›inki 28 Mayıs 1926’da yapılmıştı. Sırp-Hırvat ve Sloven Devleti ise Antlaşmayı imzalamamıştı. Bu genel yürürlük kuralının dışında kalan durumlar ise şunlardır:

a) Barış Antlaşmasının yalnız Türkiye ile Yunanistan’ı ilgilendiren hükümleri, (Md. 1,2,/2,5-11), 143. Madde uyarınca, bu iki devletin onay belgelerini Paris’te Fransız Dışişleri’ne vermeleriyle yürürlüğe girmesi gerektiğinden, önce Yunan Hükümeti 11 Şubat 1924’de, sonra, Türkiye Hükümeti 31 Mart 1924 günü bunu yapınca, o gün söz konusu yürürlük işi bütünlenmiş oluyordu.

b) Trakya sınırına ilişkin sözleşme (III sayılı senet), 5.Maddesi uyarınca, Bulgaristan, Yunanistan ve Türkiye tarafından onaylanır onaylanmaz bu üç Devlet için yürürlüğe girmesi öngörüldüğünden, Türkiye son onay belgesini 31 Mart 1924 günü verince, o gün yürürlüğe girmiştir.

c) Türk ve Rum Nüfus Mübadelesine ilişkin 30 Ocak 1923 günlü Türk-Yunan Sözleşme ve Protokol’ü de (VI sayılı senet), 19. Maddesi uyarınca, her iki onay, işleminin bittiği 23 Ağustos 1923 günü yürürlüğe girmiştir.

d) Sivil tutuklular ve Savaş tutsaklarının Mübadelesine ilişkin 30 Ocak 1923 günlü Türk-Yunan Anlaşması (VII sayılı senet), 7.Maddesi uyarınca, derhal yürürlüğe girmiştir.

e) İngiltere, Fransa ve İtalya silahlı kuvvetlerince işgal edilen Türk topraklarının boşaltılmasına ilişkin Protokol ve Açıklama (XIV sayılı senet), I. paragrafı uyarınca, Barış Antlaşması ve Eklerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce onaylandığının (23 Ağustos 1923) İstanbul’daki Müttefik Yüksek Komiserleri’ne o gün bildirilmesi ile gününde yürürlüğe girmiştir. Bunun üzerine, söz konusu kuvvetler Protokol’de öngörülen 6 hafta içinde, Türk topraklarını boşaltmışlardır.

f) Türkiye’ye geçen Karaağaç Bölgesi ile Bozcaada ve İmroz’un teslimi ile ilgili XV sayılı senet, I. paragrafı uyarınca, Barış Antlaşması’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce onaylandığının (23 Ağustos 1923) Müttefikler aracılığı ile Yunanistan’a bildirildiği gün yürürlüğe girmiş ve söz konusu yerler adı geçen paragrafta yazılı 15 Eylül 1923 günü Türkiye’ye teslim olunmuştur.

NOT: Bu çalışmanın kaynakları için bakınız: Ali Güler, Bin Yıllık Hesaplaşma Lozan, Halk Kitabevi, İstanbul, 2017.

BİTTİ