Afrin’de, Elbab’da aynı kalleşlikleri sergilediler, ama sonuç değişmedi. Kazdıkları çukurlara gömüldüler. Ne döşedikleri mayınlar, ne de onların asıl sahipleri akıbetlerini değiştiremedi. Yine öyle olacaktır.

Fırat’ın doğusuna harekatın sözünün edilmesi bile bölgedeki dengeleri biran da değiştirdi. Kaldı ki, bunun lafta kalmayacağı da gösterildi. Ciddi ve detaylı bir hazırlık yapılıyor. Silahlı kuvvetlerimiz teyakkuz halinde. Bölgeye sevkiyat hızlandı. Bütün bunlara paralel olarak terör örgütünün sınırın diğer tarafındaki kampları hava harekatlarıyla yerle bir ediliyor. Bu katil güruhu içerde zaten bitme noktasına getirildi. Kalan unsurlarının da tamamen temizlenmesi için kararlı ve devamlı bir mücadele yürütülüyor.

GÜCÜMÜZ VE İMKANIMIZ VAR

Bizim bu kalleşliği durduracak, bu ihaneti bitirecek ve içeriden ve dışarıdan gelecek tehdit ve tehlikeleri bertaraf edip huzuru sağlayacak imkanımız da, gücümüz de, kabiliyetimiz de, yetkimiz de var. Bunu sadece PKK ve PYD terör örgütlerini kast ederek söylemiyoruz. FETÖ’yü de dahil ederek, üzerimize salınan bütün belaları, geldikleri yere iade edebileceğimizi biliyoruz. Bütün mesele bu kararlılığın gösterilmesindedir. Çok şükür bunu artık yapıyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başında bulunmuş, şimdi de Milli Savunma Bakanımız olan Hulusi Akar, “Kararlı mücadele sonucunda terör örgütünde çok ciddi bir zafiyet, kırılmalar meydana geldi. Bu çerçevede yaptıkları terör faaliyetleri son derece kısıtlandı. İnşallah önümüzdeki günlerde de bunun tamamını etkisiz hale getirecek bir noktaya gelinecektir" diyor. Akar’ın bir önemli cümlesi daha var. Barış, iyi komşuluk ve dostluktan yana olmanın, uluslararası hukuktan kaynaklanan hak ve menfaatlerden taviz vermek anlamına gelmediğini söylüyor.

YAPTIK YİNE YAPARIZ

Doğru bir noktaya gelinmiştir. Böyle devam edilmelidir. Karşımızda sadece terör örgütleri yok. Onların asıl ağababaları, asıl sahipleri de sahaya inmişlerdir. ABD askeriyle, silahıyla, uçağıyla gelip karşımızda mevzilenmiştir. İngiltere’den Fransa’ya alayı aynı şekilde bu ihanetin içinde olduklarını artık gizleme gereği dahi duymuyorlar. Bu tür kalleşliklere alışkınız. Devletimizi kurarken, yine bunlar hep birlikte ve bütün imkanlarıyla üzerimize çullanmışlardı. Silkeledik attık, doğrulduk ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak medeni dünyadaki yerimiz aldık. Şimdi de, hepsini birden def eder, yerimizi korur ve daha da yükseltiriz.

TERCİH YAPMAK ZORUNDA OLAN ABD’DİR

Hepsine savaş açalım demiyoruz. Zaten böyle bir şeye gerek de yok. Ama biz hiçbir şart altında ülkemizin birliğinden, vatanımızın bölünmez bütünlüğünden taviz vermeyeceğimizi, varlığımıza yapılan saldırıları her ne pahasına olursa olsun defedeceğimizi gösterirsek, bize yönelik ihanetler de, üzerimize salınan terör örgütleri de geri adım atmak zorunda kalacaklardır. Kaldı ki, diplomasi de, yerine göre önemli ve etkili bir silahtır. Doğru ve yerinde kullanılırsa birçok sorun bu yolla çözülebilir. ABD de, bölgedeki diğer işgalciler de, kağıt üzerinde de olsa müttefikimiz veya dostumuz olan ülkelerdir. Hepsiyle çok önemli, çok hayati ve çok yönlü ilişkilerimiz var. Bu durum masada elimizi güçlendiriyor ve sonuç almamızı kolaylaştırıyor. Bütün mesele bu imkanı doğru kullanmaktır. ABD’nin terör örgütleri üzerinden bir hesabının olduğu gayet nettir. Bizim de buna izin vermeyeceğimiz kesindir. Bu durumda, bir tercih yapmak zorunda olan ABD’dir. İşin bu noktaya gelmesi durumunda, ABD’nin terör örgütlerini kullanmak ve yönlendirmekten tamamen vazgeçmese bile, bizim istek ve taleplerimizi dikkate almak zorunda kalacağı muhakkaktır.

İŞİMİZ KOLAY DEĞİL

Bütün bu değerlendirmeler, bizim Fırat’ın doğusunu terörden temizlemek için yapacağımız harekatın önünde hiçbir gücün duramayacağını net olarak ortaya koyuyor. Nitekim, sonuç alınmaya başlanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanının Trump ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından ABD askerleri, Telabyad, Ayn El Arap ve Resulayn’da bulunan 6 gözlem noktasından bir kısmını terk etmiş ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin harekat alanını boşaltmışlardır. Yine de işin kolay olacağı düşünülmemelidir. Geride bıraktıklarına ağır silahlar ve yeni ve ileri imkanlar verdiklerini biliyoruz. Bölgedeki terör unsurlarının sözde savunma hatları oluşturmaya başladıkları, hakim tepelere kuleler inşa edip, mevziler kazmaya başladıkları haberleri gelmektedir. Terör örgütünün bulunduğu şehirlerde hendekler kazıp, birçok noktaya mayın döşemesi de kuvvetle muhtemeldir.

TRUMP  BİZİ BAĞLAMAZ

Biz bu oyunu daha önce de görmüştük. Afrin’de, Elbab’da aynı kalleşlikleri sergilediler, ama sonuç değişmedi. Kazdıkları çukurlara gömüldüler. Ne döşedikleri mayınlar, ne de onların asıl sahipleri akıbetlerini değiştiremedi. Yine öyle olacaktır. Bölge halkı da bu azılı teröristlerden, bu kan emicilerden kurtulacağı için bizim yanımızda olacaktır. Bütün bu gelişmeler yaşanırken ve bu kadar mesafe alınmışken, Sayın Dışişleri Bakanı’nın ABD Başkanı Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki görüşmeye ait verdiği ayrıntı çok dikkat çekicidir. Trump’ın "Gülen ve diğerlerinin sınırdışı edilmesi için çalışıyoruz" dediği, FETÖ'nün vergi kaçırdığına dair FBI’ın soruşturma yaptığını söylediği basına yansımıştır. Bu sözler uygulamada bir karşılık bulmadıkça, bizim için hiçbir anlam ifade etmemektedir. İşimize bakalım, Trump gibi güvenilmez ve sorunlu birinin sözleri bizim için ölçü olamaz.