ÜLKEYİ İDARE ETME SORUMLULUĞU TAŞIYANLAR, SAYIN BAHÇELİ’NİN SAMİMİYETİNİ, İYİ NİYETİNİ, GAYRETİNİ HER DEFASINDA GÖRDÜLER. UYARILARINI, TAVSİYELERİNİ DİKKATE ALMANIN HEM KENDİLERİ, HEM ÜLKE İÇİN BÜYÜK FAYDA SAĞLADIĞINI UYGULAYARAK TEST ETTİLER.

ABD’nin Suriye’den çekilme kararının hangi boyutta olacağı, arkasında yeni bir planın bulunup bulunmadığı henüz belli değil. Kesin olan, ABD’ye güvenerek yola çıkanların büyük bir hayal kırıklığı yaşadığı ve paniğe kapıldıklarıdır. Kimin ne dediğine, ne yaptığına bakmadan biz kendi bildiğimizle ilgileniyoruz ve olması gereken budur. Nitekim, bu kararlı ve etkili duruşumuz, çok önemli sonuçlar vermeye başlamıştır ve Türkiye bölgede, hatta dünyada çok belirleyici bir konuma gelmiştir.

TÜRKİYE’NİN GÜCÜ

Bizim Türkiye’nin gücünden, etkisinden, özgül ağırlığından hiçbir zaman şüphemiz olmadı. Her zaman dik durmayı, kararlı olmayı ve geri adım atmamayı istedik, bekledik ve ülkeyi yönetme sorumluluğu taşıyanları buna teşvik ettik. Zaman zaman bazı yetersizlikler yaşandığını ülkeyi yönetme sorumluluğu taşıyanlar söylüyor ve kabul ediyor. Özellikle bir Ahmet Davutoğlu süreci yaşadık ki, hem Dışişleri Bakanlığı, hem başbakanlık dönemi kelimenin tam anlamıyla facia olmuştur. Böyle olduğu içindir ki, bu kadar önemli görevler yapmış olmasına rağmen, bugün hiç akla gelmiyor ve her türlü siyasi aksiyonun dışında tutuluyor.

BEKA SORUNU

HER ŞEYİN ÖNÜNDE

Türkiye’nin dik duruşunun, kararlılığının ve buna bağlı olarak etkili sonuç alıp belirleyici konuma gelmesinin miladı, Cumhur ittifakının fiilen hayata geçmesi olmuştur. 15 Temmuz gibi dünyada eşi benzeri olmayan bir kalleşlik yaşadık ve gördük ki, büyük, yakın ve ağır bir tehdit altındayız. “Önce ülkem” demenin tam zamanıdır.

Böyle olduğu içindir ki, muhalefet yapmak, iktidarı eleştirmek ve buradan bir siyasi sonuç elde etmek için çok uygun bir zemin olsa da, ülkenin birlik ve beraberliği her şeyin önüne geçti. Demokrasiyi yaşatmak ve sahiplenmek, devletimizin karşı karşıya kaldığı beka sorununu ivedilikle defetmek her ne pahasına olursa olsun mutlaka yerine getirilmesi gereken bir görev haline geldi.

CUMHUR İTTİFAKI

Cumhur ittifakı bu görevin yerine getirilebilmesi için şekillendi ve hayata geçirildi. Sonrasında her şey değişti, gelişti ve Türkiye üzerinde hesabı olanların bütün oyunları bozuldu. Yeni hükümet sistemi bunun sonucu olarak ortaya çıktı. Gereksiz ve sonuçsuz tartışmalara, fiili durumlara, iki başlılığa son verildi. Fırat Kalkanı Operasyonundan, Zeytin Dalı Harekatına, PKK ile içerisine dışarısına bakılmadan her yerde etkili bir mücadele ile terörün bastırılması ve bitme noktasına getirilmesi, FETÖ denilen ihanetin üzerine gidilip temizlenmesi için bir seferberlik başlatılması böyle mümkün oldu. Yeni sistemi üzerinden bir kaos oluşturma gayretleri milletimizin şaşmaz iradesi ile yerle bir edildi.

Aktif bir dış politika gelişti ve her yerde ülkenin menfaatlerini esas alan bir anlayış yerleşti.

FİTNE ÇIKARMA GAYRETLERİ

Zaman zaman aksamalar, yetersizlikler, yalpalamalar oldu, ama her defasında sayın Devlet Bahçeli, son derece yapıcı ve çözüm üreten açıklamalarıyla yol gösterdi. Ülkeyi idare etme sorumluluğu taşıyanlar, sayın Bahçeli’nin samimiyetini, iyi niyetini, gayretini ve kararlılığını her defasında gördüler. Uyarılılarını, tavsiyelerini dikkate almanın hem kendileri, hem ülke için büyük fayda sağladığını uygulayarak test ettiler. Bu durum bazı mahfillerde rahatsızlık doğurdu, Cumhur ittifakını bozabilmek için akla ziyan işlere kalkıştılar. Kimi gazeteci, kimi siyasetçi, kimi iş adamı, kimi akademisyen görünümlü bir güruh fitne çıkarmak için seferber olup, her yolu denediler. Ancak, Sayın Bahçeli bu oyunu da bozdu ve bu güruhu isimleriyle birlikte ifşa etti.

ZİLLET KAOS PEŞİNDE

Şimdi yeni bir seçimin arifesindeyiz. Diğer taraftan etrafımızda çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmeleri uzaktan seyretmiyoruz, müdahil oluyoruz, yön veriyoruz ve ülkemizin menfaati her neyse ona göre siyaset geliştirip sonuç alıyoruz. Böyle olduğu içindir ki, bugün Türkiye sözü dinlenen, dikkate alınan bir konumdadır ve biz olmadan alınacak hiçbir kararın, yapılacak hiçbir işin sonuç vermeyeceği anlaşılmıştır. Türkiye’nin bu etkinliğinin bizimle meselesi olanları rahatsız etmesini anlıyoruz da, ülkenin ana muhalefet partisinin neden bu kadar yıkıcı olduğunu anlayamıyoruz. Oluşturdukları zillet ittifakı ile bir kaos çıkarmaya uğraşıyor, sokak çağrıları yapacak kadar ileri gidiyorlar.

 

ÜLKENİN ŞANSI

Cumhur ittifakı milletin özü ve ülkenin teminatıdır. Bundan dönüş yoktur. Sayın Bahçeli bu ittifakı ülkenin bekasına yönelik tehdidin def edilmesi için hayati önemde görmekte ve arkasında durmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanının da aynı kararlılığı gösterdiğini memnuniyetle izliyoruz. Aynı şekilde Türk milletinin de bu ittifakı büyük bir şans olarak gördüğünü 24 Haziran’da net olarak gördük. Aynı şeyin 31 Mart seçimlerinde de ortaya çıkacağını ve bu ülke ve milletle hesabı olanların bir defa daha kaybedeceklerinden en küçük bir endişe duymuyoruz.