Oy sayımı, geçersiz oyların dökümü, tutanak birleştirmeleri incelendikçe, çok ilginç ve akıl ve mantık ölçüleri içinde izahı mümkün olmayan şeyler ortalığa saçılıyor.

İstanbul seçimleri ile ilgili çok çarpıcı gelişmeler yaşanıyor. Oy sayımı, geçersiz oyların dökümü, tutanak birleştirmeleri incelendikçe, çok ilginç ve akıl ve mantık ölçüleri içinde izahı mümkün olmayan şeyler ortalığa saçılıyor.

Ak Parti sözcüsü Ali İhsan Yavuz’un açıklamaları çok dikkat çekicidir. “Hata ötesi organize usulsüzlük var. Birileri bu işi kapatmaya çalışıyor, çamura yatıyor” dedi ve bu iddialarını mutlaka dikkate alınması gereken gerekçelere dayandırdı. Sandık kurullarının seçim kanununun öngördüğü kurallar yok sayılarak oluşturulduğunu örnekler vererek açıkladı. O kurulların görev yaptığı yerlerde, ne tür tuhaflıklar yaşandığını yine elindeki belgelerle ortaya koydu. Büyükçekmece’de bir seçmen kaydı usulsüzlüğü ile ilgili olarak 2 kişinin tutuklu olduğunu söyledi. Bütün bunların hata ile izah edilemeyeceğini, nereye el atılsa elde kaldığını ve araştırdıkça vahim verilere ulaşıldığını ve birilerinin çok özel planlar yaptığını düşündüklerini anlattı.

YSK’DAKİ İLGİNÇ DURUM

İki gün önce yazdığımız yazıda, CHP’li Umut Oran’ın bilgi edindirme yasası kapsamında YSK’ya yaptığı başvuru üzerine, Başkan Sadi Güven’in verdiği bilgi ile ilgili bir paylaşım yapmıştık. YSK Yüksek Mahkeme üyesi 11 kişiden 3’ü , İl Seçim Kurulu Başkanı 81 kişiden 11’i, İl Seçim Kurulu Üyesi 162 kişiden 59’u, İlçe Seçim Kurulu Başkanı 922 kişiden 210’u, FETÖ bağlantıları gerekçesi ile kurumdan ihraç edilirken; İlçe Seçim Kurulu Üyesi 1.844 kişiden ve Seçim Müdürü görevindeki 523 kişiden hiç kimse için bir işlem yapılmamasının çok ilginç olduğuna dikkat çekmiştik. Sadece bir tespitte bulunmuş ve yorumu kamuoyuna bırakmıştık. İstanbul’daki gelişmeler, ortaya çıkan bilgi ve belgeler aslında hiçbir yoruma yer bırakmıyor.

IĞDIR’DA BENZER DURUM VAR

Çok daha vahim olan şey, bu tür şaibeli durumların sadece İstanbul’la sınırlı olmamasıdır. Yine geçen hafta yazdığımız yazıda Iğdır seçimleri ile ilgili hepsi belgeli iddiaları ayrıntıları ortaya koymuş ve “Yaşananlar planlı bir operasyon yapıldığını göstermektedir. İstenirse bu iddialar çok basit bir işlemle sonuca bağlanabilir. Bu ildeki şaibelerin araştırılması ortaya çıkarılması ve karara bağlanması şarttır. İstanbul için gösterilen duyarlılığı Iğdır içinde göstermek Cumhur ittifakını oluşturan partilerin ortak görevidir” tespitinde bulunmuştuk. İstanbul’da olanları gördükten sonra bu tespitimizin ne kadar doğru, ne kadar haklı olduğu kesin olarak ortaya çıkmaktadır ve Iğdır ve hatta Kars seçimleri mutlaka mercek altına alınmalıdır. Yeterli ve gerçekçi bir inceleme yapılırsa, bu iki ilimizde de seçimlerin yenilmesi kaçınılmaz görünmektedir.

BAĞLANTILAR ARAŞTIRILMALI

Sayın Devlet Bahçeli’de yaşanan gelişmeler ve ortaya çıkan gerçeklerin meselenin boyutunu çok ciddi şekilde değiştirdiğini söylemiş ve “Gelişmeler sıradan bir seçim ve itiraz sürecinin çoktan aşıldığını açıkça göstermektedir. İstanbul’da oyların tekrar sayımını durduran, sandık hilelerine ve usulsüzlüklerine ortam açan kim varsa tüm bağlantıları, tüm ilişki ağları araştırılmalı, mutlaka sonuca bağlanmalıdır. FETÖ’yle iltisakları varsa tespit edilip gereği yapılmalıdır. Zafer hırsızlığıyla, sandık oyunlarıyla İstanbul’un veya Ankara’nın kaderine gölge düşürülemez. Halen sandıklara yapılan itirazlar değerlendiriliyor, geçersiz oylar sayılıyor, süreç hukuka uygun şekilde ilerliyor. Oyların ilk olarak kayda geçirildiği, ıslak imzalı ve mühürlü sandık sayım-döküm cetvelleri ile sandık sonuç tutanakları ve YSK’ya bildirilen oylar arasında fahiş farkların tespiti meşru ve mecburi bir ihtiyaçtır” açıklamasında bulunmuştu.

TELAŞA GEREK YOK, HUKUK İŞLİYOR

Hiç şüphe yok ki, millet iradesi her şeyin üzerindedir. Bütün mesele bu iradenin verdiği kararın, kesin, net ve hiçbir şüphe ve tartışmaya yer bırakmayacak şekilde hayata geçirilmesidir. Buna hiç kimsenin itirazı olamaz. Telaşa, aceleye hiç gerek yok. Bir oldu-bitti ile bu iş geçiştirilemez. CHP’nin acelesi, telaşı, daha ilk dakikadan itibaren “mazbata” diye tutturması, soru işaretlerini daha da çoğaltmıştır. Aynı şekilde, hiç üzerlerine vazife olmadığı halde ABD başta olmak üzere bazı batı ülkelerinden gelen açıklamalar asla iyi niyetli değildir. Süreç işliyor. Kaldı ki, benzer itirazlar, yeniden sayımlar, incelemeler, çok daha fazlasıyla bugün bize parmak sallayan ülkelerde de yapılmadı mı? Şimdi, ne yapmaya çalışıyor, kime ne masajı veriyorsunuz? Kimden ne kaçırıyor, ne yapmaya çalışıyorsunuz? Her şey açık ve şeffaf şekilde ilerliyor.Milletin gözleri önünde yaşanıyor. Hukuku işletmek, gerçeği ortaya çıkarmak ve sonuca razı olmak herkesin, ama en çok da siyaset yapanların görevidir. Sabır göstermek, vicdanlara uygun bir sonucun ortaya çıkmasını beklemek şarttır. Herkes, özellikle CHP ve büyükşehir belediye başkan adayı sağduyulu olmalıdır.