Türkgün | Röportaj | Tayfun Özsoy, Hakan Yaşar ve Ali Kunak; Futbol Gündemi’nde yeni sezonun öne çıkanlarını değerlendirdi

Tayfun Özsoy, Hakan Yaşar ve Ali Kunak; Futbol Gündemi’nde yeni sezonun öne çıkanlarını değerlendirdi

Türkgün.com spor yazarlarımız Tayfun Özsoy, Hakan Yaşar ve Ali Kunak; Süper Lig'de yeni sezonun öne çıkan başlıklarını ve TFF’nin kararlarını değerlendirdi.

Türkgün.com spor yazarlarımız Tayfun Özsoy, Hakan Yaşar ve Ali Kunak; Süper Lig'de yeni sezonun öne çıkan başlıklarını ve TFF’nin kararlarını değerlendirdi.

KAYNAK: Haber Merkezi

Tayfun Özsoy, Hakan Yaşar ve Ali Kunak; Futbol Gündemi’nde TFF’nin hakem kamerası uygulamasını, Galatasaray’ın ilk hafta performansını, Fenerbahçe’nin Feyenoord karşılaşmalarını ve Benfica eşleşmesini, Beşiktaş’ın sezon başlangıcını ve Avrupa temsilcilerimizin Süper Lig karşılaşmalarının ertelenme kararını değerlendirdi.

“Bu Kamera işi: ‘Dostlar alışverişte görsün’”

TG-Spor: TFF, Süper Lig ve 1. Lig karşılaşmalarında yaka kamerası sisteminin uygulanmaya başladığını açıkladı. Bu teknolojik gelişme tartışmalı pozisyonların daha şeffaf değerlendirilmesini sağlar mı?

Tayfun Özsoy: VAR protokolü başladığında da herkes futbol şeffaf olacak, adalet gelecek, duygusuna kapılmıştı. Yaka kamerası da böyle bir duygu yaratabilir. Ancak, teknolojik verilerden yararlanmanın yolu bilgi ve belgelerin doğru değerlendirilmesi ve adaletli davranılmasıdır. Eğer, hakem olayın baktığı yere değil de kafasını başka yana çevirse (ki, ‘ben o tarafa bakmıyordum’ diyen hakemleri ve gözlemcileri gördük) kim gerçeği bilecek. Yani önemli olan teknolojik aletler değil, kullanıcılardır.

Hakan Yaşar: Sessiz sedasız geçilen bir sistem ama muhtemelen 14. haftadaki Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde büyük ses getirebilir. Okan Buruk ile Jose Mourinho arasındaki olaylardan sonra TFF bir önlem alma yoluna gitti. Kent, sınır ve kritik tesislerin güvenliğinde kullanılan milli sistemi, biz hocaları disipline etmek, sözlerini kayıt altına almak için kullanacağız. Önceki TFF, çiçek ve tokalaşma uygulaması denemişti. Kulübelerin sahaya baskısını umarım engeller. Ama sinirle söylenen her sözün kaydedilcek olması ve hukuken cezalar verilecek olması nedeniyle, sadece 8 statta başlayan sistemi her çıkan olayda tartışmanın odağında göreceğiz. Gönül isterdi ki, FIFA’nın yaptığı gibi, biz de görüntüleri yayıncılık şovu olarak izleyelim.

Ali Kunak: Dünya futbolunda gördüğümüz teknik gelişmeleri, işin iç yüzünü düşünmeden, sadece kopya etmek, lafta icraat yapıyor olmaktan başka bir şey değildir. Türkiye Futbol Federasyonu'nun hiçbir talimatında, hiçbir yönergesinde vücut kamerasından elde edilen görüntülere dayanarak bir icraat yapılması mümkün değildir. Amerika'da oynanan Dünya kulüpler futbol şampiyonasında hakemlere takılan vücut kamerası sadece kamuoyuna hakemin hangi açıdan baktığını göstermek amacıyla yapılmış bir uygulamadır. Ne hakem kararlarının düzeltilmesi ne de disiplin cezası verilmesinde bu kamera görüntüleri dayanak olarak kullanılamaz. Federasyon tarafından yapılan açıklamaya göre bu görüntüler 5 yıl saklanacakmış bunu bir icraat gibi söylüyorlar. Keşke ne işe yarayacağını da açıklasalardı bu görüntülerin. Bizde sadece temsilci ve 4. hakemlere takılan bu vücut kameraları teknik alandakilere davranışlarını kontrol etme bakımından yalnızca psikolojik baskı oluşturabilir. Asla bir kanıt olarak kullanılamaz. Kısacası bu Kamera işi: “Dostlar alışverişte görsün”

“Galatasaray’ın asıl büyük transferi, kadrosunu koruması”

TG-Spor: Son şampiyon Galatasaray, lige bıraktığı yerden devam ediyor. Sane ve Osimhen transferlerinin ardından kaleci eklemesi yapması beklenen sarı-kırmızılılar üst üste dördüncü şampiyonluğa ulaşabilir mi?

Tayfun Özsoy: Galatasaray’ın asıl büyük transferi, kadrosunu koruması. Buna eklenen Sane ekstra bir güç olarak takıma katıldı. Var olan kadrosu, ezberlenmiş, tekrarlanmış taktik anlayışı 4’üncü şampiyonluk için yeterli gelebilir. Ancak, Şampiyonlar Ligi’nde başarıyı hedefleyen takım için kaleci, savunma ve orta sahaya kaliteli takviyeler gerekli gibi görünüyor. 

Hakan Yaşar: Galatasaray ligin favorisi. Kaleci transferi özellikle Şampiyonlar Ligi için şart. Bu parça da tamamlanınca kadro gerçekten çok ideal hale gelecek. Gerisi sevk ve idareye kalıyor. Son 3 yıla baktığımızda Galatasaray’ın en çok zorlanacağı yıl bu sezon olur. Çünkü Fenerbahçe, kadro kalitesini modern futbola daha uygun hale dönüştürüyor. Bir diğer kırılma noktası da Galatasaray’ın Avrupa’daki performansı. 2 kulvarı iyi dengelemeleri gerekir. Orada başarı ararken evdeki bulgurdan olabilir.   

Ali Kunak: Galatasaray yaptığı hedefindeki transferlerle bu sene de şampiyonluğun en büyük adayı olduğunu gösterdi. Oturmuş bir takıma yapılan 2 transfer, bir önceki sezonun takım yapısını bozmayacağı gibi mutlaka artı katkıda bulunacaktır. Bu nedenle Galatasaray ve Okan Buruk için lig maratonu diğer takımlara göre daha kolay geçebilir.

“Sarı-lacivertlilerin asıl sorunu…”

TG-Spor: Fenerbahçe, ilk maçı kaybettiği Feyenoord karşısında rövanşı 5-2 kazanarak UEFA Şampiyonlar Ligi play-off turuna yükseldi. Fenerbahçe’nin Feyenoord maçlarında gösterdiği performans Benfica karşısında play-off turunu geçmek için yeterli olur mu?

Tayfun Özsoy: Fenerbahçe, ligin kalite olarak üzerinde bir kadroya sahip olarak yola çıktı. Alınan oyuncuların uyumu, Feyenoord karşısında yüksek taraftar desteği sonucun böyle olmasını sağladı. Sarı lacivertlilerin asıl sorunu, sanki geçen sezon olduğu gibi, teknik direktör Jose Mourinho’nun sürekli değişkenlik gösteren anlayışı. Eğer Portekizli istikrarı tercih ederse, futbol zekası ile takımı çok ilerilere taşıyabilir. Tek çekince, geç açılan sezonla maçlara yetişmek için yapılan yüklemelerin, adale sakatlıklarına gebe olması. 

Hakan Yaşar: Fenerbahçe’nin oyununu 2 açıdan değerlendirmek lazım. Duygusal olarak başarılı bir reaksiyon var. Ama taktiksel ve oyun gücüne bakarsak başarı yok. Atılan 5 gol de klasik Mourinho golü. Organizasyonla değil. Benfica organize ve Feyenoord’dan 3 kat daha kaliteli takım. Bu oyun Fenerbahçe’ye yetmez. Ya da 2 maçta da Benfica’yı bazen kilitlendikleri, o kırılgan günlerinde yakalamak lazım. Ki, bu büyük şans olur.

Ali Kunak: Fenerbahçe, Feyenord karşısında oynadığı futbolun belki kalitesi değil ama, hırsı ve aldığı sonuç ile şampiyonlukta Galatasaray'la çekişeceğini açıkça ortaya koydu. Benfica engeli ise çok kolay değil tabii ki, ama bence çok zor da değil. Salı akşamı gördük ki Fenerbahçe seyircisi takım biraz canlı oynadığı zaman maça müthiş katkıda bulunabiliyor. Bu da Benfica'nın bence dezavantajı olacak. Ilk maçta alınacak iki farklı bir galibiyet tur kapısını aralayacaktır. 2. maç içinse Mourinho'nun performansı en önemli faktör olacak.

“bizim futbol iklimimizde para etmiyor”

TG-Spor: UEFA Avrupa Ligi’ne Shakhtar Donetsk’e elenmesinin ardından yoluna UEFA Konferans Ligi’nde St. Patrick’s’i eleyerek yoluna devam eden Beşiktaş’ta yönetimin ve Solskjaer’in sezon başı performansını nasıl değerlendirirsiniz? Siyah-beyazlıların bu sezon yarışmacı bir takım oluşturabilmesi için eksikleri nelerdir?

Tayfun Özsoy: Beşiktaş’ın en büyük eksiği, kötü temelin üzerine yeni bir takım inşa etmeye çalışması gibi duruyor. Teknik direktör Ole Gunnar Solskjaer, bir şeyleri değiştirmek için çaba harcasa da takımın oluşması için zamana ihtiyacı var. Beşiktaş’ın zaten önde olan rakiplerine yetişmek için yıldız transferler yaparak, ekonomik olarak sıkıntısını arttırması, harcayacağı eforla daha da yorulması zarar verecektir. Kartal için hedef, Serdal Adalı’nın ilk geldiği zaman söylediği gibi genç ve geleceği olan oyunculara yatırım yapıp, gelecek yıllarda başaracak bir yenilmez armada yaratmak olmalıdır.

Hakan Yaşar: Beşiktaş daha sezon başında masada kaldı. Bir ameliyata başlandı. Abraham ve Orkun alındı. Jurasek hayal kırıklığı. Devamı gelmedi. Neşter tam vurulamadı. Ekonomik olarak eldeki kadrodan kurtulmak ateş pahası. Yönetimi anlamak lazım. Solskjaer, hazır takımı yönetir ama kriz hocası değil. Mevcut şartlarda yapılacak ilk şey; 3-4 transferi bir an önce yapmak. Daha önemlisi de bu kadroya takım ruhu kazandırmak. Çünkü sahada hiç yardımlaşan bir oyuncu grubu görmüyoruz. 

Ali Kunak: Solksjaer'in performansı her maç sonrasında tartışılıyor. Saha kenarında enerjik bir aktivasyon göstermeyen, bir başka deyişle kendi satışını yapamayan teknik adamın, Beşiktaş'ın aldığı her başarısız sonuçta topun ağzında olacağı muhakkak. Belki iyi bir teknik adam ama Beşiktaş başkanının da söylediği gibi biraz fazla kibar. Bu da bizim futbol iklimimizde para etmiyor. En az 2 belki de 3 transfer ile takım kadrosu oturursa Beşiktaş'ta ligimizi domine edebilir. Ama bu kadroyla Beşiktaş'ın ilk 3’te yer alması imkansız, ilk 5'te yer alması ise başarı olacaktır.

“Sezon planlaması apayrı bir sanattır"

TG-Spor: Süper Lig’in ilk haftasında Avrupa kupalarında eleme oynayan Fenerbahçe, Beşiktaş ve Başakşehir’in maçlarının ertelenme kararı rövanş maçları öncesi temsilcilerimize avantaj sağladı mı? 3. hafta için de Fenerbahçe dışındaki Avrupa elemesi oynayan temsilcilerimizin maçları ertelendi. Bu kararı gerekli görüyor musunuz?

Tayfun Özsoy: Maçların ertelenmesi gereksiz ve hiçbir yararı yok. Bunun iki yönlü bir sakıncası var. Birincisi Avrupa’ya gidecek takımların ciddi bir antrenman yoksunluğu yaşaması, diğer takımların da rakiplerinin belki de daha rotasyonlu kadroyla çıkacakları maçlardan alabilecekleri puanları engellemesi. Eğer Avrupa arenasında yarışmak istiyorsak, her takım, her platformda oynamalı ve zorluklarla başa çıkmayı öğrenmelidir. 

Hakan Yaşar: Ben ertelemeye karşıyım. Futbolun değerini küçülten işler bunlar. Takımlar hazır değil deniyor. En iyi hazırlık resmi maçtır. Sen erteliyorsun, takımlar hazırlık maçı oynuyor. Mücbir sebep yoksa erteleme olmaz. TFF, kulüplerin talebine göre erteliyor. Yıllardır ön eleme oynuyoruz. Son 2 yılda çıktı bu işler. Madem öyle, kökten çözelim. Hazır 18 takımlı ligimiz. Eylülde sezonu açalım. Hafta içi maçlar koyalım. En azından sabit takvimimiz belli olur.

Ali Kunak: Sezon planlaması apayrı bir sanattır. UEFA'dan bir sonraki sezonun haftalık planlamaları en geç Mart ya da Nisan aylarında ulusal federasyonlara gönderilir. Böylelikle ulusal federasyonlar da kendi sezonlarını planlarken hangi hafta hangi takımlarının dışarıda maç oynayacağını ve milli maç haftalarını görmektedirler. Ülkemizde de bu sıcak günlerde gece 21.30'da maç oynatarak Ligi Ağustos’ta başlatmak yerine sezon içerisinde boş bulunan iki üç çarşambaya Lig maçları konarak ön eleme oynayan takımlarımızın yükü hafifletilebilir. Böyle sıcak günlerde ön eleme oynayanlar sadece Avrupa maçı oynarlar ligde topal başlamamış olur. Milli duygularımızı ön plana çıkararak yorum yaparsak; maçların ertelenmesi için menfi bir cümle söyleyemeyiz. Takımlarımızın başarılı olabilmesi için federasyonun onların istediği doğrultuda karar vermiş olmasına kimse yanlış diyemez. Ancak, iyi bir sezon planlamasıyla Lig Eylül’de başlatılıp ön eleme oynayacak takımların form tutma döneminde sadece Avrupa maçı oynaması, ligimizin de 3 ya da 4 çarşamba haftası ile Kasım Aralık ve Mart Nisan aylarında daha keyifli olması sağlanabilinir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...