Türkgün | Sağlık | Bin yıl önce söylemişti! İbn-i Sina’ya göre hangi duygu hangi organa zarar veriyor?

Bin yıl önce söylemişti! İbn-i Sina’ya göre hangi duygu hangi organa zarar veriyor?

Yüzyıllar önce yaşamış İbn-i Sina, yalnızca bir hekim değil, insan ruhunu da anlamaya çalışan bir bilgeydi. Ona göre öfke, kıskançlık ve hüzün gibi duygular sadece kalbi değil, bütün bedeni etkiliyordu.

Yüzyıllar önce yaşamış İbn-i Sina, yalnızca bir hekim değil, insan ruhunu da anlamaya çalışan bir bilgeydi. Ona göre öfke, kıskançlık ve hüzün gibi duygular sadece kalbi değil, bütün bedeni etkiliyordu.

MUHABİR: Deniz Şirin

Rivayet edilir ki bir gün bir doktor, hastasının nabzını tutarken onun duygularındaki değişimi fark eder. İbn-i Sina işte bu gözlemleri bir adım ileri taşıdı. Duyguların, organların işleyişini nasıl değiştirdiğini anlattı. “Ruhun sağlığı, bedenin sağlığıdır” diyerek, bugün hala geçerliliğini koruyan bir bakış açısının temellerini attı.

“Duygu organı bozar” anlayışı — Kadim bir gözlem

İbn-i Sina, meşhur eseri El-Kanün fi’t-Tıbb’da, ruh haliyle beden arasında güçlü bir bağ olduğunu anlattı. Korku, öfke, keder… Hepsi kalp atışını, nefesi, dolaşımı etkileyebiliyordu. “Görmez misin ki şiddetli korku kalbi zayıflatır, hiddet ciğerleri sarar?” sözleriyle duyguların fizyolojik gücüne dikkat çekmişti.
Yani onun için hastalık yalnızca bedende değil, duyguda da başlardı.

Ama net bir “duygu-organ listesi” yoktu

Zamanla insanlar bu öğretilerden yola çıkarak “öfke karaciğeri, korku böbreği, hüzün akciğeri etkiler” gibi eşleştirmeler yaptı. Ancak araştırmalar, İbn-i Sina’nın böyle bir tabloyu açıkça sunmadığını gösteriyor. 

O, duyguların sadece bir organı değil, tüm sistemi etkilediğini savunuyordu. Modern bilimin de bugün söylediği tam olarak bu: Tek bir nokta değil, bütün beden duyguların yankısını hissediyor.

Ruh Kapısı — Duyguların bedendeki yankısı

İbn-i Sina’ya göre duygular ruhun diliydi. Ama bu dil, bedende yankı bulmadan susmazdı.
Öfke artınca kalp hızlı çarpar, nefes değişir. Uzun süren hüzün, bağışıklık sistemini zayıflatabilir. Kaygı sindirim dengesini bozar, korku hormon sistemini altüst edebilir. Yani ruhumuzdaki fırtına, bedenimizin sessiz odalarında yankılanır.

Duygularını dinleyen beden daha az hasta olur

İbn-i Sina’nın mesajı açık: Duygular bastırılmak için değil, fark edilmek için vardır.
Uzun süre bastırılan öfke, kronik kaygı ya da derin bir hüzün, bedende kendini başka biçimlerde gösterebilir. Bu yüzden bedeni korumanın yolu, ruhu dinlemekten geçer.

Biraz dinlenmek, içini dökmek, doğayla temas kurmak, kaliteli uyku almak ve zihni susturmak… Bunların her biri, aslında organlarımızı koruyan basit ama güçlü birer hekimdir.

İbn-i Sina’nın bin yıl öncesinden fısıldadığı söz bugün de yankılanıyor:
Duygular sadece hissettiğimiz şeyler değil; bedenimizin bize anlattığı hikayelerdir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...