06 Aralık 2024
weather
6°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkgün Siyaset MHP'li Yalçın: Bahçeli'nin tavrı DEM’e, yerini netleştirme, dostunu düşmanını belli etme uyarısıdır

MHP'li Yalçın: Bahçeli'nin tavrı DEM’e, yerini netleştirme, dostunu düşmanını belli etme uyarısıdır

MHP'li Semih Yalçın, "Genel Başkanımız Sayın Bahçeli’nin tavrı, bazı aklı evvellerin ve kronik muarızlarımızın iddia ettiği gibi asla terörizme verilmiş bir taviz değildir. Sayın Bahçeli’nin daveti; parlamento çatısı altında sözde siyaset yapan bir partiye, DEM’e, emperyalizmin taşeronu olmaktan vazgeçme çağrısıdır.  Safını ve yerini netleştirme, dostunu düşmanını belli etme uyarısıdır." dedi.

11 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
MHP'li Yalçın: Bahçeli'nin tavrı DEM’e, yerini netleştirme, dostunu düşmanını belli etme uyarısıdır
KAYNAK: Haber Mekezi

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın, “Bir ve Birlikte Hilale Doğru” Ankara Bölge Toplantısında yaptığı basın açıklaması yaptı.Yalçın açıklamasında, “Genel Başkanımız Sayın Bahçeli’nin tavrı, bazı aklı evvellerin ve kronik muarızlarımızın iddia ettiği gibi asla terörizme verilmiş bir taviz değildir. Sayın Bahçeli’nin daveti; parlamento çatısı altında sözde siyaset yapan bir partiye, DEM’e, emperyalizmin taşeronu olmaktan vazgeçme çağrısıdır.  Safını ve yerini netleştirme, dostunu düşmanını belli etme uyarısıdır. ABD’nin mayın eşeği PKK ile bağlarını tamamen koparıp Türkiye partisi olma tavsiyesidir. Sayın Genel Başkanımız tarafından ısrarla, sabırla iyi niyet ve ferasetle dillendirilen çağrı; birlik, beraberlik ve bin yıllık kardeşliğin korunmasını hedeflemektedir. Bu çağrının temel gayesi, terörü ülkemizin gündeminden sonsuza kadar kaldırmaktır. ” ifadelerini kullandı.

MHP'li Semih Yalçın'ın açıklamasının tamamı:

Değerli dava arkadaşlarım, Muhterem hazirun, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin talimatlarıyla yurt çapında başlattığımız “BİR VE BİRLİKTE HİLALE DOĞRU TÜRKİYE TOPLANTILARI” temalı toplantılarımızın Ankara ayağı dolayısıyla aranızda bulunmaktan bahtiyarlık duyuyorum. Hepiniz hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Cumhuriyet’imiz ikinci yüzyılına girerken Türkiye, “21. YÜZYILDA LİDER ÜLKE” hedefleri yolunda emin ve dev adımlarla ilerlemektedir. Bu yolda elbette karşımıza iç ve dış engeller çıkarılmaya, yolumuza ihanet hendekleri kazılmaya çalışılacaktır. Ancak Türkiye; her türlü tehlike karşısında hazır ve nazır, her çeşit tehdidi savuşturacak dayanıklılığa ve güce malik muazzam bir ülkedir. Milletimiz; binlerce yıllık tarihî birikimle kurduğu bu son Türk devletini yaşatacak, kendi mevcudiyetini sürdürecek, bekasını sağlayacak azim ve kararlılığa sahiptir. Bölgesel ve küresel ölçekte meydana gelen son gelişmeler; dâhilî ve harici dinamikleri değiştirmiş, taşları yerinden oynamıştır.  

TÜRKİYE, YÜKSELDİĞİ ZİRVELERDE YALNIZLAŞMAKTADIR

Global oyunda denklemler değişmekte, ezberler bozulmaktadır. Böylece daha kaotik bir dünyaya kapılar aralanırken, insanlık; yeni amillerin doğuşunu ve yeni aktörlerin sahneye çıkışını beklemeye koyulmuştur. Büyük ve girift bir oyuna hazırlanan taraflar, tekrar karılmış kartlarla masaya oturmaktadır. Türkiye ise yeniden şekillenen dünyada gelişip büyürken, kendi kuvvetli kozlarını tesis etmektedir. Bununla birlikte Türkiye, yükseldiği zirvelerde yalnızlaşmaktadır. Yeni yüzyılda değişen şartlar, ülkemizi kendi yağıyla kavrulmaya zorlamaktadır. Türkiye; ekonomiden güvenliğe, bölgesel adımlardan uluslararası ilişkilere kadar hemen her alanda kendi göbeğini kesmek durumundadır. Türkiye; yeni kaotik küresel ve bölgesel düzene uyum sağlamaktan çok, ona yön vermek ihtiyacında, hatta zaruretindedir. Bu doğrultuda, geleceğimizi ipotek ve vesayetten uzak tutacak, egemenlik haklarımızı koruyacak bir yol haritası belirlenmesi; iç ve dış politikada isabetli ve sağlıklı adımlar atılması büyük önem arz etmektedir.

EMPERYALİST HESAPLARIN NİHAİ HEDEFİ TÜRKİYE’DİR

ABD’de yeniden başkan seçilen Donald Trump’ın, uluslararası platformda ülkesinin çıkarlarını korumak bahanesiyle atması beklenen radikal ve tehlikeli adımlar, ülkemizi yakından ilgilendirmektedir.  Öngörülemez ve ne yapacağı belli olmayan bir lider profili çizen Trump’un ABD’de iş başına gelecek olması, Türkiye açısından bölgesel ve küresel riskleri fazlasıyla arttırmıştır. Trump, bölgesel müdahale planları çerçevesinde öncelikle İsrail’in yayılmacı politikalarına koşulsuz destek verecek ve güney sınırlarımızın hemen ötesindeki Suriye’de yeni hamleler yapacaktır. Henüz Trump resmen göreve başlamasa da, medyaya düşen hükümet ve danışmanlar listesi, yeni başkanın bölge ve Türkiye politikaları hakkında yeterince fikir vermektedir. Trump’ın hükümette görev vermeye hazırlandığı isimler, genellikle İsrail yanlısı Neocon ve Siyonist kişilerdir.  Bunların çoğu, aynı zamanda Türkiye aleyhtarlığı ve Müslüman düşmanlığıyla maruf kimselerdir. Trump ve ekibinden, dünyaya yeni bir düzen verecek ferasetli kararlar almasını elbette beklemiyoruz. Aksine Trump’ın kaptanlığındaki bu acemiler tayfasının, çılgınca ve sorumsuz kararlarla yeryüzünde kaosun genişlemesine yol açmasını kuvvetle muhtemel görüyoruz. Çünkü Trump’ın seçtiği yol arkadaşları; İsrail için “vadedilmiş topraklar” ve Armagedon hurafelerine inanıp bunu gerçekleştirmeyi arzulayan, macera heveslisi tiplerdir.  Ayrıca dünya medyasında, Trump’ın Suriye’deki PKK/YPG militanlarının kumandasını İsrailli subaylara devretmeye hazırlandığına dair iddialar ortaya atılmıştır. Bu, aynı zamanda Suriye’nin İsrail işgaline açılması ve fiilen sınırlarımıza yaklaşması manasına gelmektedir. Belli ki coğrafyamızı hedef alan bu emperyalist hesapların nihai hedefi Türkiye’dir.

NÜKLEER SİLAHLARIN KULLANILACAĞI BİR SAVAŞIN BAŞLAMASI FELAKETE SÜRÜKLENMESİDİR

Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir başka bölgesel kriz, bildiğiniz özere, hemen kuzeyimizdeki Rusya-Ukrayna Savaşı’dır. Mevcut ABD başkanı Joe Biden tarafından Rusya- Ukrayna çatışmalarında Kiev yönetimine uzun menzilli Amerikan silahlarının kullanımına izin verilmesi, krizi çok tehlikeli boyuta taşımıştır. Bu izne gerekçe olarak, Ukrayna’nın doğusundaki Rus topraklarına Kuzey Kore askerlerinin konuşlandırılması gösterilmektedir.  AB ülkelerinin ve NATO’nun Rusya karşıtı sert tutumu da tansiyonu tehlikeli surette yükselten başka faktörlerdir. Rusya tarafından gelen açıklamalarsa Moskova yönetiminin kendi güvenlik ve çıkarları için nükleer silahların düğmesine basmaktan çekinmeyeceğini ortaya koymaktadır. Nükleer silahların kullanılacağı bir savaşın başlaması ve dünyanın her an bir felakete sürüklenmesi, maalesef ihtimal dâhilindedir

Resmin tamamına odaklanın, ayrıntıya takılmayın. Büyük düşünün

Büyük savaş ateşinin Türkiye’ye sıçramaması ve küresel aktörlerin ülkemizi kaosa sürükleyecek tahriklerinin etkisiz kılınabilmesi için, caydırıcı adımlar atılmalıdır. Kendi mevcudiyetini koruyacak, kendi güvenliğini sağlayacak askerî güç ve imkânlara sahip olan Türkiye, iş başa düşünce ihtiyaç duyulan siyasi kararlılığı da gösterecektir. Ancak bunun yanında, içeride bütünlüğün sağlanması ve mevcut siyasi aktörlerin ortak tutum takınması lazımdır. Dile getirdiğimiz bu endişe verici tablo, Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin; gerek PKK’nın siyasi kanadına, gerekse bütün iç siyaset aktörlerine yaptığı birlik/beraberlik çağrısının sıradan bir paradigma değişikliği hamlesi olmadığının delilidir. Ne var ki idraksizlik hummasından, akıl tutulmasından kurtulamayan bazı siyaset erbabı ve medya çevreleri, küçük düşünerek meseleyi dar kalıplara hapsetme ısrarından hâlâ vazgeçmemiştir. Üstelik malum tarihî daveti karalama fırsatı olarak gören aynı çevreler, MHP’yi zarara uğratma gayretine düşmüştür. Bütün sabrımız ve iyi niyetimizle malum maksatlı çevrelere buradan bir kere daha sesleniyoruz: Resmin tamamına odaklanın, ayrıntıya takılmayın. Büyük düşünün. Hayat sürdüğümüz ve sınırlarını kanla, canla çizdiğimiz coğrafyayı kuş bakışı, hatta uydu bakışı inceleyin.  Türkiye’yi uydu devlet statüsünde tutamayınca parçalamak isteyen sömürgeci küresel aktörlerin ağına, tuzağına düşmeyin! İçeride siyasi iş birlikçi ve taşeron besleyerek bütünlüğümüzü bozmaya çalışanların oyunlarına gelmeyin!

Bahçeli'nin tavrı terörizme verilmiş bir taviz değil DEM’e, yerini netleştirme, dostunu düşmanını belli etme uyarısıdır

Değerli dava arkadaşlarım, Genel Başkanımız Sayın Bahçeli’nin tavrı, bazı aklı evvellerin ve kronik muarızlarımızın iddia ettiği gibi asla terörizme verilmiş bir taviz değildir. Sayın Bahçeli’nin daveti; parlamento çatısı altında sözde siyaset yapan bir partiye, DEM’e, emperyalizmin taşeronu olmaktan vazgeçme çağrısıdır.  Safını ve yerini netleştirme, dostunu düşmanını belli etme uyarısıdır. ABD’nin mayın eşeği PKK ile bağlarını tamamen koparıp Türkiye partisi olma tavsiyesidir. Sayın Genel Başkanımız tarafından ısrarla, sabırla iyi niyet ve ferasetle dillendirilen çağrı; birlik, beraberlik ve bin yıllık kardeşliğin korunmasını hedeflemektedir. Bu çağrının temel gayesi, terörü ülkemizin gündeminden sonsuza kadar kaldırmaktır. Şehit cenazelerine, anaların ağıtlarına son vermektir. Bu davete ne cevap verilirse verilsin, devletimizin terörle mücadelenin tavizsiz sürdürülmesi noktasındaki azim ve kararlılığı asla değişmeyecektir.  Teröristlerle asla müzakere edilmeyecek, bilakis terörle mücadele amansız surette sürdürülecektir.  Bahis konusu davet, kamuoyundan da büyük destek almıştır. Mesaj, aziz milletimizce alınmıştır. Muhatabına da mehil verilmiştir. Yani ilanihaye geçerli değildir.  Kimse kendini de başkalarını da kandırmasın. Kimse beyhude yere ucuz algı oyunlarına başvurmasın. Doğruyu eğriltme ve haklıyı haksız, masumu suçlu çıkarma çabası boşunadır. Sayın Genel Başkanımızın duruşu, MHP'nin tutumu; ucuz ve hamasi yaklaşımlarla, oy avcılığıyla, tribünlere oynamakla basite indirgenecek bir mesele değildir  Bu iş, sanıldığından çok daha ciddi ve mühimdir. Herkes adımını ona göre atmalı, ayağını denk almalıdır. Bu işin şakası yoktur. 

Siyaset ciddi bir iştir, taklitçiliği kaldırmaz

Mesele siyasetler üstü, politikalar ötesi yaklaşımla değerlendirmelidir. Türkiye terörle mücadeleye 40 yılda milyarlarca dolar harcamıştır.  Terörle mücadelenin bitmesi ve ekonomi üzerindeki ağır yükünün ortadan kalkması demek; yatırımların, istihdamın artması demektir. Ekonominin düzelmesi demektir. İşsizlere iş, aşsızlara aş demektir. Emekli ve çalışan maaşlarının artması demektir. Türk parasının alım gücünün artması demektir. Aynı zamanda kardeşlik siyasetinin, kardeşlik hukukunun güçlendirilmesi demektir. İç barışın, yurt çapında huzur ve sükûnun takviyesi demektir. Bu arada, MHP kardeşlik hukukunu, birlik ve beraberliğin dinamiklerini güçlendirme çabasındayken; milliyetçi ve vatansever geçinip suya yazı yazanları, karnından konuşanları da ikaz ediyoruz. Siyaset bir gölge oyunu değildir, orta oyunu veya vantrolog gösterisi hiç değildir.  Siyaset ciddi bir iştir, taklitçiliği kaldırmaz.  Taklitler daima aslını aratır. Ucuz ve dayanıksızdır. Türk milliyetçiliği davasının siyaset meydanındaki sahibi belliyken, Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in aslı MHP’deyken, taklitçilik maya tutmayacaktır. Bizden rol çalmaya çalışanlar, kendilerini gülünç duruma düşürmektedir. Hakikat yerine hayal âleminde dolaşmakta, gölge oyunu oynamaktadır. Millet; gerçeklere sırtını çevirenlerden, oyun ve desise peşine düşenlerden yüz çevirir. Milletin mukadderat ve bekasına, Cumhuriyet’in temadisine odaklanmayıp kendi suni gündeminde kulaç atanlar, sonunda düşmanın denizinde boğulur. Düşmanın, vekillerinin ve taşeronlarının malzemesi olur. Düşmanın ekmeğine yağ sürmekle kalmaz, sofrasına katık olur. Kötü taklitlerimiz, kaynayan düşman kazanının altına odun atmaktadır. Yıllardır harladıkları fitne ateşine yeni kütükler taşımaktadır. Varlıklarını medyun oldukları Türk milletine borçlarını nankörlükle ödemektedir. 

MHP aleyhtarlığıyla milleti yanlışa düşürmeye çalışmaktadırla

Taklitçilerimiz; CHP’nin dümen suyunda aylar yıllar boyu ayrılıkçılara, bölücülere payanda olmuşlardır. Bölücü yuvasına dönmüş CHP’nin topal siyasetine baston olmuşlardır. Buna rağmen sureti haktan görünüp MHP aleyhtarlığıyla milleti yanlışa düşürmeye çalışmaktadırlar. Kandil’in iradesi doğrultusunda DEM’lilerle birlikte nutuklar atıp “Bu, Mardin'in iradesi!” diyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel gibi, millete yalan söylemektedirler. Milletin gönlüne değil, Türkiye muarızlarının kalbine girmeye gayret etmektedirler. Milletin sinesine yaslanmak dururken, siyasi mütegallibenin kucağına oturmaktadırlar. Birkaç oy, bir tutam algı uğruna şehitlerimizin aziz ruhlarını muazzep, şehit ailelerinin hissiyatını istismar etmektedirler. Acılı yürekleri incitmekte, yaralara tuz basmaktadırlar. Atından kalkamayacakları işlere, çarpık manipülasyonlara, ucuz siyaset mühendisliğine soyunmaktadırlar. MHP; terörle mücadelede verdiğimiz şehitlerle kederli ailelerinin hissiyatı ve hakları konusunda en hassas, en titiz, en tavizsiz tavır sergileyen siyasi partidir.

MHP'nin, onların yüreğindeki özel yerini değiştirmeye kimsenin gücü yetmez. Buna yeltenenler; oynadıkları kirli kumarı kaybedecek, zarara uğrayacak, yıkıntı altında kalacaklardır. Sırtlandıkları ağır vebal onları ezecek, sükûta ve yok oluşa sürükleyecektir. Bırakınız MHP'nin millet ve vatan sevgisini sorgulayıp tartmayı, ondan söz etmek bile bu gibilerin haddi değildir.  Bizi, en iyi milletimiz bilir. O ne güzel hakem, o ne güzel hâkim, o ne adil hakkaniyet merciidir! Dünyalık hesaplarını ve kişisel çıkarlarını politik süslemelerin arkasına gizleyenlerin gerçek silueti, siyaset meydanında çarçabuk ortaya çıkacaktır. Fitne mikrobuyla şahsiyetleri kontamine olanlar; nefislerini tezkiye etmeden, yani kalplerini mikroptan arındırıp temizlemeden milletimize liyakat kesbedemeyecektir. Kararan  yürekler, paslanan sineler, milletimizi kucaklayamayacaktır. Pişkin egolar ve basiretsizlikler, bunlara duçar olanları paçalarından aşağı çekecektir.

“BİR VE BİRLİKTE HİLALE DOĞRU”  TOPLANTILARI İLE 48 İLİMİZE ERİŞİLMİŞTİR

Değerli arkadaşlar, Hem tabanımıza ve kamuoyuna MHP’nin birlik/beraberlik çağrısını gerekçeleriyle anlatmak, hem de terörle mücadeledeki değişmez ve kararlı tutumunu tekrarlamak üzere, Genel Başkanımız Sayın Bahçeli’nin talimatları doğrultusunda başlatılan “BİR VE BİRLİKTE HİLALE DOĞRU” başlıklı bölgesel toplantılar sürmektedir.  Üçer ilin teşkilat mensupları, partililerimiz ve vatandaşlarımızın katılımıyla bugüne kadar 16 bölgesel toplantı gerçekleştirilmiştir. Bugüne kadar 48 ilimize erişilmiştir. Bugün 4 ilimizde daha yapılmakta olan etkinliklerin tamamlanmasıyla bölgesel toplantı sayısı 20’ye, katılımcı il sayısı da 60’a ulaşmış olacaktır. Milletimizin büyük alaka gösterdiği “BİR VE BİRLİKTE HİLALE DOĞRU” temalı toplantılarımız, 81 ile ulaşılıncaya kadar devam edecektir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
4 yaşındaki bebek feci şekilde öldü! Üvey anne hakkında karar çıktı

4 yaşındaki bebek feci şekilde öldü! Üvey anne hakkında karar çıktı