Fransız Macron, “Siyasal İslam bir tehdit” diye küstahlaşırken…

ABD, Türkiye’deki üslerini Yunanistan’a taşırken…

HaberTürk’te yine bildik adam ve kadınlar Türkiye’yi asıp kesiyor!

Bunlardan biri ünlü bir üniversitede solcu bir “profesör” kadın…

Ajitasyon, abartı ve hayalini gerçek gibi sunma üstadı” mübarek…

Konuşurken sürekli “ıııııı” demekle tanınıyor…

Memlekette kimin kime oy verdiğinden, nerelerde seçimin iptal edildiğinden habersiz…

Üstelik CHP milletvekilliği de yaptı…

Hafıza karışık, kim, ne zaman, nerede konuşmuş, hatırlamıyor…

Program sunucusu ve Ali Saydam sık sık düzeltiyor sözlerini…

Ama sadece Kılıçdaroğlu’nu “mağdur” gösterme refleksi kuvvetli!

*

Çubuk’ta Dersimli Kemal’e yapılanları galiba “sosyal medyadan duymuş”…

Bu bireysel saldırı falan değil, linç girişimi…” hükmü peşin zaten…

Kılıçdaroğlu’nun makam aracı paramparça edilmiş” diyor…

O kadın, koca kayayı nereden bulmuş şehrin orta yerinde” diyor…

Her tarafa kayalar yığmışlar…” diyor.

Kaya” dediği “taş”…

Şehir” dediği yer de Ankara’nın Çubuk ilçesinin “Akkuzulu köyü”!

Ali Saydam yine “Orası şehir değil, köy” diye düzeltiyor!

Soylu, Kılıçdaroğlu’nu cenazelere almayın, dedi” diyerek iftiranın şahını atıyor…

Hâlbuki Soylu, “CHP’lileri şehit cenazelerinde protokole almayın” demişti… Çünkü onlar HDPKK’yı Meclise taşımıştı!

Hanımefendi, “Soylu istifa etmelidir” diyor…

Kılıçdaroğlu bütün cenazelere gider, nerede protesto edilmiş” diyor ve “İçişleri Bakanlığı da koruma görevini yerine getirmedi” diyor.

Hedefindeki adam Süleyman Soylu hakkında CHP,  Sürekli gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduğundan da habersiz!

Cumhurbaşkanı geçmiş olsun demedi” diyor… Sunucu yine düzeltiyor…

Bahçeli, ertesi gün “az bile yapmışlar” gibisinden konuştu” diyor...

Bunların hedefi belli, Bahçeli, Erdoğan ve Cumhur İttifakı'nın bozulması…

*

Akşener’in evinin önünde gösteri yapan ve beraat edenlerin eylemini de “tehdit” olarak değerlendiriyor hanımefendi…

Her Y-CHP’li gibi HDPKK seviciliği depreşiyor Binnaz Hanım'ın:

Daha önce HDP’nin Türkiye partisi olmasına izin verilmemişti şeytanlaştırılarak…

HDP, CHP’ye oy vererek bu seçimde ‘Türkiye partisi’ olma yolunda adım attı” diyor.

15 Temmuz gecesi TRT’den okutulan darbe bildirisindeki “Yurtta Sulh Cihanda Sulh”ün Atatürk’ün sözü olduğunu biliyor da, “FETÖ’nün darbe konseyi” olduğunu bilmiyor bayan profesör…

Ağzındaki bakla şu:

İstanbul’daki seçim iptal edilirse cumhurbaşkanlığı seçimi de iptal edilmeli!

*

2010’da bir toplantıda, “AKP'yi Marmara'ya mı, Karadeniz'e mi yoksa kanalizasyona mı dökeriz bilmiyorum, ancak, AKP'nin gittiği gün önüme soğuk bir bira koyup sevinçten ağlayacağım" diyen ve Cumhuriyet ve Aydınlık sayfalarından Fitneçağ’a savrulan…

İthal kalemşörün Çubuk için yazdıkları:

Yolların kenarlarına öbek öbek taşlar yığılmış...

Geçiş güzergâhına varillerle bariyerler yapılmış...

Fedailere çatıdan sopalar dağıtılmış, pusuya yatırılmış...

Köye yabancı insanlar sokulmuş ve onların kamufle olması sağlanmış...

Kışkırtıcılar, kalabalığın içerisinde yerlerini almış, "İBDA işaretleriyle" taarruz emri vermiş...

Saldırgan grubun içerisinde belediye çalışanları da varmış...

400'den fazla asker ve polis, olaya müdahale etmemiş!!!

Bu iğrenç operasyonda ilk yumruğu atmasına rağmen mahkemede salıverilen elebaşının elinin öpülmesi, başının okşanması, ona iltifatlar yağdırılması ve adeta kahraman gibi sunulması da cabası...”

Vay arkadaş bu Osman Emmi ve “Akkuzulular” da neymiş böyle?