Allah’ın verdiği bir canımız vardır, bu can vatana da, millete de, Türklüğün geleceğine de bin defa kurban olsun, son kanımıza kadar fani bedenimiz mukaddesat ve mukadderatımız için feda ve armağan olsun.

Türkiye, ABD’nin kalleşlikleri ve buna bağlı olarak etrafımızda oluşan girdap, ekonomideki belirsizlik, Kaşıkçı cinayetinin başka yerlere çekilmek istenmesi, yaklaşan mahalli seçimleri ilgili karanlık hesaplar arasında sıkıştırılmak isteniyor. Sayın Bahçeli gurup toplantısında bu hayati meselelerde nasıl hareket edilmesi gerektiğini, bütün siyasi partilere ders olacak şekilde değerlendirdi ve Türk milletine moral ve güven verdi.

  ZAYIF VE KUKLA DEVLETLER İSTENİYOR

İslam coğrafyasının perişan hali Sayın Bahçeli’nin gündeminin ilk sırasındaydı: “Bugün İslam coğrafyasına baktığımızda kan görüyoruz, nice vadalık ve vahşete tanıklık ediyoruz. Ölen hep Müslümandır, öldüren Müslüman geçinenlerdir; ağlayan Müslüman’dır, ağlatan yine Müslüman geçinenlerden başkası değildir. Medeniyet beşiği Ortadoğu harap ve bitaptır. Ortak akıl paslanmış, ortak vicdan sanki kurumuştur. Ne yazık ki İslam dünyası eşitsizliğin, adaletsizliğin, vicdansızlığın, ölçüsüzlüğün tam ortasındadır. Bir başka tehlike ise İslamiyet’in terörle anılması, terörle özdeş gösterilme ahlaksızlığıdır. FETÖ budur, IŞİD böyledir, yüce dinimizi istismar eden diğer alçak ve aşağıların aşağısı terör örgütleri aynısıdır. Ortadoğu’da sürdürülen kavganın temelinde paylaşım kavgası vardır, hakimiyet kaygısı yatmaktadır. İstenen zayıf ve kukla devletlerdir. İslam ülkeleri ise adeta felç geçirmiş, adeta vurgun yemiş gibidir. Çünkü bu ülkelerin yöneticileri batıya piyonluk ve taşeronluk yapmakla görevlidirler. İslam ülkeleri manevi kalkınma, maddi silkinme yaşamadan, birlik ve dirliğine sahip çıkmadan facialar sürecek, daha pek çok kan dökülecektir.”

   ABD KAOS İSTİYOR

Kaşıkçı olayı uluslararası bir soruna dönüşmüştür ve Sayın Bahçeli’nin bu konuda söyledikleri sorumluluk sahibi herkes için bir rehber niteliğindedir:  “Suudi Arabistan yönetiminin cinayetin hemen ertesinde başvurduğu hezeyan dolu açıklamalar ve cinayeti örtbas girişimleri Türkiye’nin ortaya koyduğu deliller sayesinde çürütülmüştür. Azmettiren, Kaşıkçı’yı boğan, parçalara ayırıp asitle yok eden caniler bellidir. Velihat Prens için çember daralmaktadır. Kaçış kurtuluş yolları kapanmaktadır.Suudi Arabistan yönetimi; İslam dünyasına kan ve fitne ekerek, terör örgütlerine mali yardım yaparak, emperyalistlere kucak açarak İslam dünyasını bölüp parçalama işine sanki memur edilmiş gibidir. ABD’nin Kaşıkçı cinayetinin azmettiricilerini muhafazası gayet normaldir. ABD, bölgemizde kaos istemektedir. İslam ülkelerinde çatışma arzulamaktadır. Yanı başımızda terör devleti kurmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle Suudi Arabistan’a ihtiyacı vardır, Yemen’deki operasyonların sürmesi çıkarınadır, İran’ın çevrelenmesi stratejik hedefidir ve her ne pahasına olursa olsun cinayetin asıl azmettiricilerini saklamakta ısrarlıdır. Artık Suudi Arabistan Yönetimi şapkasını önüne koyup düşünmek zorundadır.”

  NATO ÜYELEĞİNDEN ZARAR GÖRDÜK

AB, NATO ve ABD ile ilişkilerimiz bıçak sırtındadır. Sayın Bahçeli bu meselelerde milli duruşun nasıl olması gerektiğini net biçimde ortaya koydu: “Yeryüzü cenneti olarak takdim edilen AB huzursuzdur, gergindir, geleceği meçhuldür. Türkiye’ye devamlı engeller çıkaran, müzakereleri tıkayan AB anlayışı bir bakıma iflasın eşiğindedir. Diğer yandan Fransa’nın başını çektiği, Almanya’nın yeşil ışık yaktığı, ABD Başkanı Trump’ın sert bir şekilde karşı çıktığı AB ordusu kurma fikri 58 yıllık bir arayışın sonucu olarak tekrar gündemdedir. Burada bizim için önemli olan Türkiye’nin alacağı pozisyon, takınacağı tavırdır. Türkiye NATO üyeliğinden sürekli zarar görmüştür. Türk ordusu dünyanın en büyük ilk üç ordusundan birisidir. Ancak müttefik olduğumuz ülkeler hep aleyhimize faaliyet içindedir. Kiminle müttefiksek, şu işe bakınız ki, beka mücadelemizde karşı karşıyayız. Türkiye seçeneksiz değildir. Üstte ittifak, dipte ihtilaf içinde olmak; önde müttefiklik pozları verip, arkada muhasım hale gelmek rezaletin daniskasıdır, hezimetin dik alasıdır, kandırmacanın zirve noktasıdır.Güney sınırlarımız boyunca arkamızdan iş çevriliyor. Hangi taşın altını yoklasak karşımıza ABD-YPG ortaklığı çıkıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Gezi kalkışması çerçevesinde gözaltına alınanlara destek vermiş, keyfilikten bahsetmiş, endişeliyiz diyecek kadar karanlık niyetini belli etmiştir. PKK/YPG’ye silah vermek, FETÖ’ye yardım ve yataklık yapmak onursuz bir keyfilik, endişe verici bir gafillik değil de nedir?”

  TÜRK VATANINI BÖLEMEZSİNİZ

Varlığımız ve huzurumuz her şeyin üzerindedir ve sayın Bahçeli’nin bu konudaki tavizsiz duruşu herkese ders olmalıdır:  “Farkındayız, sokaklar karıştırılmak isteniyor, kutuplaşmalar bileniyor.Televizyon ekranlarından korku, öfke ve fitne yayılıyor. FETÖ-PKK iş bölümü ve görev taksimi yapmış eylem ortakları halinde pusuda bekliyor, el ovuşturup uygun zaman kolluyor. Türkiye üzerinde yeni bir hain deneme, yeni bir şer oyun planlanıyor. Ekonomideki sorunların siyasal tepki ve itiraza dönüştürülerek 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleriyle ilgili maksatlı ve marazi bir hazırlık yapılıyor, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi üstünde de tehlikeli polemikler tetiklenip provokasyonlar tertipleniyor. Buna izin vermeyeceğiz, zillet ittifakının tezgâh ve tuzaklarını yine ve kökünden bozacağız. Allah’ın verdiği bir canımız vardır, bu can vatana da, millete de, Türklüğün geleceğine de bin defa kurban olsun, son kanımıza kadar fani bedenimiz mukaddesat ve mukadderatımız için feda ve armağan olsun. İç ve dış niyet sahiplerini uyarıyorum; Türkiye’yi teslim alamazsınız, Türk milletini yenemezseniz, Türk vatanını bölemezsiniz. Hepimiz Mehmet oluruz, hepimiz kahraman oluruz, hepimiz şehadet gönüllüsü olarak al bayrağa bürünüp Türkiye’nin bekasına gene de kara çaldırmayız, ölüm pahasına olsa bile milli namusu korkusuzca savunuruz.”