Yeni sistemle birlikte taşlar yerine oturmuş, itibarımız, saygınlığımız, etkinliğimiz bize övünç verecek sevilere ulaşmıştır. Yeni yılda gücümüzü pekiştirecek, irademizi kabul ettirecek, hedeflerimizi gerçekleştirecek yüksek bir beklenti içindeyiz.

Ümitle, sevgiyle, heyecanla, iddia ile yeni bir yıla daha başladık. Ciddi sorunlarımız, büyük sıkıntılarımız, kronikleşmiş meselelerimiz var. Ancak, birliğimizle, azmimizle, cesaretimizle bütün bunları aşarız. Neleri aşmadık, hangi badireleri atlatmadık? Biz, 7 düvele meydan okumuş, çıplak elleriyle tankları durdurmuş, düştüğü yerden kalkmayı, küllerinden doğmayı bilmiş, esaret nedir bilmemiş bir milletiz. Türk milletiyiz.

UFKUMUZ AYDINLIK

Başka milletlerin kanla, gözyaşıyla, büyük sıkıntılarla, acı anılarla yapabildiklerini, biz aklımızla, irademizle, öngörümüzle yaptık. Kurtuluş savaşını böyle verdik, Cumhuriyeti böyle kurduk. Çok partili hayata böyle geçtik. Şimdi de yeni bir sistemimiz var ve bunu dünyaya örnek olacak bir vakarla, anlayışla ve sahiplenmeyle hayata geçirdik. Sayın Devlet Bahçeli’nin yeni yıl mesajında belirttiği gibi, 2018’de tarih yazılmış, müstesna bir Türk destanı yaşanmıştır. İstiklalimiz sağlam esaslara bağlanmıştır. Geçmişin mirası geleceğin parlak ufkuyla birleşmiştir. Artık önümüz açıktır, ufkumuz aydınlıktır. 2019 atılım yılı olacaktır. Paçamızdan asılanlara aldırmadan, zillete kapılanlara meydan vermeden, fitne ve fesat çıkarmaya uğraşanları sukutu hayale uğratarak, terör ve ihanetten medet umanları yenilgiye uğratarak, kaldığımız yerden daha azimle devam edecek, daha çok mesafe alacak ve muasır medeniyet seviyesine daha da yaklaşacağız.

HESAP SORAN TÜRKİYE

Yeni sistemle birlikte taşlar yerine oturmuş, itibarımız, saygınlığımız, etkinliğimiz bize övünç verecek sevilere ulaşmıştır. Artık hesap veren bir ülke değil, hesap soran bir Türkiye vardır. Yine sayın Bahçeli’nin deyimi ile, arayan değil, aranan; çekilen değil çevik bir iradeyle ileriye atılan; korkan değil kahramanca duran, ya istiklal ya ölüm, ya beka ya da bela diyen bir seviyeye tırmanan bir ülke ortadadır. Devletine küskün millet, milletine mesafeli devlet anlayışı tarihin çöplüğüne fırlatılmıştır. Yeni yılda gücümüzü pekiştirecek, irademizi kabul ettirecek, hedeflerimizi gerçekleştirecek yüksek bir beklenti içindeyiz.

MİLLİ GAYE

Sayın Bahçeli yeni yılın hedefini, “Fırat’ın doğusuna yapılacak haklı ve meşru harekâtla milli bekamız üzerinde oynanan oyunların bozulması, Menbiç’te sahne alan sinsi tiyatroların, kirli pazarlıkların, danışıklı dövüş süreçlerin bitirilmesi milli gaye olmalıdır.” Sözleriyle net ve açık şekilde ilan etmiştir. Etrafımızdaki ateş çemberi kırılmıştır. Münbiç’ten Sincar’a kadar, doğusuyla batısıyla nereden ve kimden gelirse gelsin bize tehdit oluşturan, bekamızı tehlikeye atan herkesle görülecek hesabımız vardır. Çekilip çekilmemek ABD’nin kendi bileceği iştir. Rusya’nın ne yaptığı kendi meselesidir. Biz işimize bakacağız, terörü bitireceğiz, huzura kavuşacağız. Bunun başka yolu ve yöntemi yok. 35 yıl daha bu belayla uğraşamayız.

ZİLLET KAOS İSTİYOR

Yeni yılın en önemli gelişmelerinden birisi de 31 Mart’ta yapılacak mahalli idareler seçimleri olacaktır. Bu seçimlerin önemi ve anlamı,  sadece yerel yöneticilerimizin belirlenmesi ile sınırlı değildir. Yeni sistemin başarısı ve kalıcılığı bu seçimlerle test edilecektir. Zillet ve bu ülke ve milletle meselesi olanların sahadaki aktörü durumundadır ve yerel seçimlere bağlı olarak özel hesapları vardır.Cumhur ittifakının tökezlemesini beklemekte, yeni sistemi işlemez hale getirmek için fırsat kollamakta, bunun için kumpaslar kurmakta, işbirlikleri geliştirilmektedir. Bir kriz ve koas hesapları yapılmakta ve Türkiye’nin yeniden bir darboğaza sokulabilmesi için kirli oyunlar oynanmaktadır.

HUZUR VE EKMEK

Cumhur ittifakının işbirliği bir siyasi başarıyı değil, devletimizin varlığı milletimizin bekasına yönelmiş tehdidi bertaraf etmeyi hedeflemektedir. Kimin ne kadar belediye kazanacağından çok, sistemin ve buna bağlı olarak ülkenin geleceğini esas almaktadır. 31 Mart seçimlerinde Cumhur ittifakının Türk milletinden bir defa daha onay alması hayati önemdedir. Böylece hainlerin, işbirlikçilerin, zillete boyun eğenlerin bütün ümitleri sönecek ve Türkiye prangalarından tamamen kurtulacaktır. Ekonomide ciddi sorunlarımızın olduğunun farkındayız, bunu aşmanın, refaha ulaşmanın ve zenginleşmenin yolu da buradan geçmektedir. Huzur ve ekmek birbirini tamamlayan şeylerdir. 31 Mart ikisine de ulaşmak için dönülmesi gereken son virajdır.