Ali Fethi 12 Ocak 1909 tarihinde Paris Sefareti Ateşemiliterliği’ne tayin olmuştur. Jandarma Subay Okulu Kumandanlığı’nı bırakarak 6 Mart 1909’da İstanbul’a gelmiş, buradan Paris’e gitmiştir. Bu görev Ali Fethi’nin hem Avrupa’yı tanımasını hem de hayatının önemli bir kısmını oluşturan diplomasi mesleğinin ilk yurt dışı tecrübesi ve denemesi olacaktır.

ATATÜRK’ÜN BAŞBAKANLARINDAN ALİ FETHİ OKYAR’IN ASKERİ ÖĞRENCİLİK DÖNEMİ VE ASKERLİK HAYATI-6

Ali Fethi, anılarında vazifelerinin her gün biraz daha güçleştiğini, çünkü bu çete ve çete mensuplarının Rumeli’de Türk jandarma kuvvetlerini ıslah etmekle görevli olan Avrupalı jandarma subaylarınca himaye edildiklerini dert yanarak anlatmıştır.

Bu çete muharebelerinde iki yılını geçiren Ali Fethi, 25 Mart 1906 tarihinde Kolağası rütbesine yükseltildi. Bu arada yeni bir düzenleme ile ordu merkezlerinde Harp Okulları açılmıştı. Ali Fethi, bu düzenlemeden sonra Edirne’de açılan Edirne Mekteb-i Harbiyesi’ne 30 Nisan 1906 tarihli emir ile “Ders Nazırı Muavini” olarak tayin olmuştur. Fakat bu görevi Ali Fethi’yi pek memnun etmedi. Çünkü çok güzel dostluklar kurduğu Manastır’dan ayrılacaktı. Manastır’da kendisine ihtiyaç olduğuna dair 3. Ordu’dan telgraf çektirmiş, fakat başarılı olamamıştır. Neticede Edirne’ye giderek buradaki görevine başlamıştır. Üç ay gibi çok kısa bir süre burada görev yapan Ali Fethi, Ağustos 1906’da 3. Ordu Mahçova Yunan Hududu Mıntıka Kumandanlığı’na tayin olundu. Manastır’a geri dönen Ali Fethi Mahçova’ya gitmeden

Kesriye’ye gönderilmiştir. Kesriye’de kaldığı 9 aylık süreyi, kendilerine toprak katmak ve muhtariyet sevdasında olan bölgedeki Bulgar, Yunan ve Sırp çeteleriyle mücadele ile geçiren Ali Fethi; 1 Mart 1907’de buradan Selanik Riboğça Şark Şimendifer Hattı Müfettişliği’ne tayin olmuştur.

Osmanlı yönetimi bu azınlık isyanları ve çete faaliyetleri ile adeta bir barut fıçısına dönen Makedonya’daki kargaşayı önlemeye çalışırken; Meşrutiyet’in yeniden ilanını isteyen aydınlar ve özellikle tıbbiyeli öğrenciler II. Abdülhamit’in idaresine karşı örgütlenmeye başlamışlardı. Bunun sonucunda 1906’da Selanik’te “Osmanlı Hürriyet Cemiyeti” kurulmuş ve 27 Eylül 1907 tarihinde de Paris’te kurulmuş olan “İttihat ve Terakki Cemiyeti” ile birleşmiştir. Ali Fethi Okyar İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girmiş, cemiyetin etkin simaları arasında yer almıştır.

1907 yılı ortalarında Reval’de İngiltere ve Rusya Makedonya’yı Osmanlı Devleti’nin kontrolünden aldıklarına dair bir antlaşma imzalamışlar ve bunu Osmanlı Hükümeti’ne bildirmişlerdi. Bu görüşmeler duyulur duyulmaz bölgedeki Sırp, Bulgar ve Yunanlılar çok sevinmiş ve Rusya’nın baştan beri desteklediği “Slavcı direniş hareketi” bir anda şiddetlenmiştir. 3. Ordu Müşiri İbrahim Paşa’nın kurmay heyetinde bulunan Ali Fethi olayları yakından takip etmiş ve çetelere karşı yürütülen mücadelede özellikle Strebne’de aktif rol almıştır.

Ali Fethi, 20 Mayıs 1908’de binbaşı rütbesine terfi ile Selanik Jandarma Zabitan (Subay) Mektep Kumandanlığı’na tayin olmuştur. Onun bu göreve tayin olmasında, Rumeli Müfettişi Hüseyin Hilmi Paşa’nın teklifi ve “bu göreve kıdem ve ehliyet bakımından Ali Fethi’nin uygun olduğu ve ondan başka bu işi yapacak insanın bulunmadığı” şeklindeki ifadeleri etkili olmuştur. Bu tayin Ali Fethi’nin askeri-mesleki hayata başladığından beri Rumeli’de 3. Ordu’nun her kademesinde ve aynı zamanda çete muharebelerinde yapmış olduğu görevleri hakkıyla yerine getirdiği ve bu görevlerden büyük tecrübeler kazandığını da göstermesi bakımından önemlidir.

Ali Fethi, 12 Ocak 1909 tarihinde Paris Sefareti Ateşemiliterliği’ne tayin olmuştur. Jandarma Subay Okulu Kumandanlığı’nı bırakarak 6 Mart 1909’da İstanbul’a gelmiş, buradan Paris’e gitmiştir.

Bu görev Ali Fethi’nin hem Avrupa’yı tanımasını hem de hayatının önemli bir kısmını oluşturan diplomasi mesleğinin ilk yurt dışı tecrübesi ve denemesi olacaktır. Paris’te Avrupa devletlerinin ordu düzenlerini, kanun ve eğitimlerini yerinde görüp araştırarak önemli bilgiler edinmiş, tecrübelerini arttırmıştır. Ayrıca İstanbul’u buradaki gelişmeler hakkında bilgilendirerek, devletin askeri teknoloji sahasında yararlanmasını sağlamıştır.

Paris’te Ateşemiliter iken patlak veren 31 Mart olayı nedeniyle Selanik’e gelip Hareket Ordusu’na katılmış ve 27 Nisan 1909 Salı ezanî saatle 6.30 (zevalî saat:1.32)’da tahtından indirilen Sultan II. Abdülhamit’e Selanik’e naklolunacağını ordu adına Hüsnü Paşa, Albay Galip ve Kurmay Binbaşı Fethi Bey bildirmişlerdir. Eski hakanın yanında bulundurmak istediği oğullarından Abdürrahim ve Mehmet Abit Efendilerle kızları Şadiye, Ayşe ve Refia Sultanlar dahil, 38 kişilik maiyetiyle 27 Nisan’ı 28 Nisan’a bağlayan gece yarısı özel bir trenle Sirkeci’den Selanik’e getirilip Alatini Köşkü’ne yerleştirilmesinde muhafızlığına İttihatçıların centilmenliği ile ünlü subaylarından Kurmay Binbaşı Ali Fethi Bey verilmiştir. Ali Fethi, Sultan II. Abdülhamit’in yaklaşık 3.5 ay Selanik’te Alatini Köşkü’nde muhafızlığını yapmıştır.

MUSTAFA KEMAL VE ALİ FETHİ PİCARDİE MANEVRALARINDA

Ali Fethi daha sonra Selanik’ten geri çağrılmış, Paris’te Ateşemiliter olarak görevlendirilmiştir. Fransa’nın 13. ve 14. Kolordularının Kuzey Fransa’daki Picardie bölgesinde yapacakları manevraları Manastır Askeri İdadisi’nden beri tanıdığı Mustafa Kemal ile birlikte izlemişlerdir.

1910 yılı baharında Almanlar Rhain kıyılarında büyük bir askeri manevra düzenleyerek ne denli güçlü olduklarını dünyaya göstermişlerdi. Bu manevra, Avrupa’da Almanlara karşı güç dengesi oluşturmaya çalışan Fransa’nın hiç hoşuna gitmemişti. Hemen bir manevra hazırlığına girdiler. Bu manevra ile hem Almanlara cevap vermek, hem de onlardan daha güçlü olduklarını göstermek istiyorlardı. Manevra alanı olarak Kuzey Fransa’daki Picardie ili bölgesi seçilmişti. Bu bölge hem Almanlara, hem de İngilizlere komşuydu. Manevra, 17-21 Eylül 1910 tarihlerinde 4 gün sürecek, Manevra’ya Avrupa devletlerinin özellikle askeri kanadından gözlemciler davet olunacaktı.

ARNAVUTLUK İSYANINDA ŞEVKET PAŞA’NIN YANINDAYDI

O günlerde Avrupa’nın iki süper devletinde, her ikisi de binbaşı iki genç askeri ateşe görev yapıyordu. Binbaşı Enver Berlin’de, Binbaşı Fethi (Okyar) Paris’te askeri ataşe olarak bulunuyorlardı. Her ikisinin de yakından tanıdığı, Harbiye’den beri arkadaşları olan Kolağası (Önyüzbaşı), Mustafa Kemal (Atatürk) ise Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa’nın Genel Kurmay Karargâhı’nda görevliydi. 1910 yılı Mayıs ayında Arnavutluk isyanını bastırmak üzere Arnavutluk’a bizzat giden Mahmut Şevket Paşa’nın yanında bulunmuş, orada başarılı hizmetler vermişti. Arnavutluk seferinden sonra Selanik’te bulunan 3. Ordu Subay Talimgâhı Komutanlığına atanan Kolağası Mustafa Kemal, Binbaşı Fethi (Okyar) ile sık sık mektuplaşmakta, mektuplarında memleketin durumu üzerinde açık seçik kritikler yapmaktadır.

Fransa Dışişleri Bakanlığı, 17-21 Eylül 1910 tarihleri arasında Picardie’de bir manevra düzenlendiğini, bu manevralara Osmanlı devletinden bir generalle üç subayın davetli olduğunu Paris’teki Osmanlı Büyükelçiliği’ne bildirmişti. Paris’te Büyükelçi Rifat Paşa idi. Paşa Askeri ataşe Fethi (Okyar) Bey’e davet notasını havale etmişti.

Fethi (Okyar), manevralara kendisi ile birlikte Mustafa Kemal (Atatürk)’ün de katılmasını istiyordu, durumu bizzat Mahmut Şevket Paşa’ya yazdı. Alınan cevapta Üçüncü Ordu Kurmay Başkanı Ali Rıza Paşa başkanlığında Paris Askeri Ataşesi Fethi (Okyar), Binbaşı Selahaddin ve Kolağası Mustafa Kemal’in Osmanlı Devleti’ni temsilen Picardie Manevralarına katılacakları bildiriliyordu.

Ne var ki, Ali Rıza Paşa bu manevralara, sağlık nedenleri ile katılamamıştı. Heyete Fethi’nin (Okyar) başkanlık etmesi kararlaştırıldı. Mustafa Kemal ve Selahaddin Bey, manevralara katılmak üzere 10 Eylül 1910 günü Orient Ekspresi ile Selanik’ten Paris’e hareket ettiler.

Mustafa Kemal ve Selahattin Bey’i Paris Garı’nda eski arkadaşı Fethi (Okyar) karşıladı. Binbaşı Selahaddin Bey’le birlikte arkadaşı Fethi Okyar’ın Büyükelçilikte ayırttığı odalarda kalıyordu. Geldikleri gün Büyükelçi Rifat Paşa’yı makamında ziyaret ettiler.

YARIN: ALİ FETHİ BEY, İŞKODRA’DA