Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN Serok Ahmet’in Türkiye’ye sürekli illet bulaştırdığı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı olduğu dönem “Stratejik Derinlik” adını verdiği çukur stratejileriyle Suriye’den milyonlarca insan Türkiye’ye doldurulmuştu. Türkiye-Suriye ilişkilerinin en üst düzeyde iyileştirilmesinden sonra Serok Ahmet’in her attığı ve attırdığı adımla beraber, Suriye içinde çıkarılan iç savaşın faturası Türkiye adına ağır oldu. Ahmet Davutoğlu’nun çukur aklı sayesinde Türkiye’nin bir “Suriyeliler meselesi” olmuştur. Bu mesele yıllar geçtikte daha da yoğunlaşan bir gündem haline gelmektedir. Bu meselenin gün geçtikçe Türkiye adına sosyal, kültürel, ekonomik maliyetinin olacağı bir gerçektir. Suriye’lilerin varlığı ve Suriyelilerin varlığına karşı olanlar arasındaki gerilimin bir provokasyon ortamı doğuracağı çok net bir şekilde ortadadır. Haklı tepkilerle birlikte, provakasyon zemini hazırlayanların tepkisi birbirine karıştırılmak istenmektedir. Türkiye’de her olaydan iç karışıklık çıkarmak için fırsat kollayanlara geçtiğimiz gün Adana’dan çok elverişli manzaralar yaratılmıştır. Adana’da Suriyeli bir grubun sokakta, ellerinde döner bıçakları ve sopalarla yürüdüğü anların ortaya çıkması ve daha sonra aynı manzaraların Nevşehir’de yaşanmış olması provokatörlük arayanlar için adeta son işaret fişeği olmuştur. Bu Suriyelilerde misafir olmanın edebi, adabı olması gerekirken dönek bıçakları, sallamalar ile toplu gövde gösterisi yapmak neyin hazırlığıdır? Sokaklarda döner bıçakları ve sallamalarla gövde gösterisi yapanların, arabalarına çift kılıç logosu yanına 515 rakamını yazmaları da çeteleşmenin bir sembolü olmuştur. 515 rakamının sembolleştirildiği manzaralar Adana, Nevşehir, Şanlıurfa gibi illerimizde karşımıza çıkmaktadır. “515” rakamının çift kılıç sembol edilerek kullanılması bir çeteleşmenin, bir örgütleşmenin adımıysa bunu devlet yetkilileri ortaya çıkarıp, provakasyon zemini döşenmeden önlemini almalıdır. Suriye’den gelen milyonlarca kişi içinde kaçının yabancı istihbarat üyesi, kaçının çeşitli terör örgütleriyle iltisaklı-irtibatlı olduğu hep şüpheli haldeyken, bir de sokaklarda döner bıçaklı, sallamalı, çift kılıç sembollü 515 çetesinin gövde gösterisi yapması bu toplumun huzuruna, psikolojisine konulan dinamit olmaktadır. Zaten daha önce yaşanan birçok olay toplumu çok gergin hale getirmişken, bu gerginliği kullanıp siyasi prim yapmak isteyenler çoğalmışken, Türk devletinin hiç kimse provakasyon imkânı bulmadan köklü çözümlerle bu meselenin hareket alanını kısıtlaması çok zaruri hale gelmiştir. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz hafta bu provokasyonlar konusunda yaptığı uyarılar ve öneriler çok önemlidir. Türkiye kendi sınırları içinde, Irak ve Suriye’de terörle mücadele yaparken, bir de bu içimizdeki “Suriyeliler meselesinin” yaratacağı atmosferle kaybedeceği vakti ve enerjisi yoktur. Bu mesele, provakasyon peşinde koşan birçok unsuru iştahlandırmaktadır. Duyduk-duymadık demeyin, milyonlarca Suriyelinin Türkiye’ye doldurulmasının zeminini hazırlayan başaktör Serok Ahmet, sürekli “Suriye’lileri göndermekten” bahseden Kemal Kılıçdaroğlu aday olur ve seçimi kazanırsa tekrar Dışişleri Bakanı yapılacakmış… Bunların hayalleri bile iğrenç…