Bebek, anne karnında sadece büyüyüp gelişmekle kalmaz; çevresini keşfetmenin yollarını da arar. Bu keşiflerin en ilginçlerinden biri de tat alma yeteneğidir. Anne ne yerse, amniyon sıvısının tadı da ona göre şekillenir. Bebeğiniz bu sıvıyı yutarak damak tadını adeta “eğitir” ve doğduğunda bazı tatlara daha sıcak, bazılarına ise mesafeli yaklaşır.
anne Karnında İlk Tat Dersi! Amniyon Sıvısı
Uzmanlara göre gebeliğin yaklaşık 14. haftasında bebeklerin tat tomurcukları aktif hale gelir. 28. haftaya gelindiğinde ise bebek, amniyon sıvısını yutarak gerçek anlamda tatları tanımaya başlar.
İlginçtir ki, bu sıvının tadı annenin ne yediğine göre değişir. Örneğin, sarımsaklı bir yemek yediğinizde sıvı hafif sarımsak aroması taşır ve bebeğiniz bunu hisseder. Yani minik bir gurmenin damak eğitimi, doğumdan çok önce başlamış olur.

Hamilelikte Ne Yerseniz, O Sevilecek
Araştırmalar gösteriyor ki hamilelik döneminde çeşitli sebze, meyve ve doğal aromalarla beslenen annelerin bebekleri, büyüdüklerinde bu tatlara daha kolay alışıyor. Başka bir deyişle, havuç, elma ya da baharatlı yemekleri hamileyken tüketmeniz, bebeğinizin ileride bu tatlara daha sıcak bakmasını sağlıyor.
Bu nedenle uzmanlar, hamilelikte beslenmenin yalnızca anne sağlığı için değil, bebeğin gelecekteki damak alışkanlıkları için de hayati önem taşıdığını söylüyor.
Tat Macerası Doğumla Bitmiyor
Tat eğitimi sadece anne karnında başlamaz; doğumdan sonra da devam eder. Anne sütü, annenin beslenme düzenine göre tat profilini değiştirir. Böylece bebek farklı tatlarla tanışmaya devam eder.
Anne sütüyle çeşitliliğe alışan bebekler, ilerleyen yaşlarda daha az seçici olur ve yeni tatlara daha açık hale gelir.
Tat alma serüveni, doğumdan sonra değil, anne karnında başlar. Anne ne yerse, o tatlar amniyon sıvısına geçer ve bebeğin damak hafızasında yerini alır. Bu serüven anne sütüyle de devam ederek, çocuğun gelecekteki beslenme alışkanlıklarının temelini oluşturur.