Sel, deprem, çığ düşmesi ve yangın birer afet…

Öngörülemeyen, vakti saati ve nerede olacağı bilinemeyen imtihanlarımız…

İlminiz, teknolojiniz, askerî gücünüz, paranız bunlara engel olmaya yetmiyor…

ABD’de, Avustralya’da yaşanan tsunamiler, hortumlar, seller, söndürülemeyen yangınlar, şehirleri yıkan fırtınalar bunun örneği…

*

Yaşadığımız vatan, bir deprem bölgesi…

Başka gidecek bir yerimiz yok…

Akıl ve bilimin ışığında depreme dayanıklı binalar inşa ederek, çevreyi ve tabiatı koruyarak yaşamayı öğrenmemiz şart… Tek yürek ve dayanışma içinde olmak mecburiyetindeyiz…

Asil Türk milleti, birlik içinde her zorluğun üstesinden gelmeyi bildi…

Millet bildi de, bu vatanın suyunu içip, ekmeğini yiyen nankörler bilemedi gitti…

*

Cumhuriyet tarihinin en büyük deprem felaketi 17 Ağustos depremi 7.4 şiddetindeydi…

Ülke bir krizin eşiğindeyken Devlet Bahçeli’nin fedakârlığı ile koalisyon kurulmuş, devlet ve millet toparlanmaya çalışıyordu… Gölcük felaketi yaşandı, geç de olsa devlet yaraları sarmayı bilmişti.

İstanbul hep gündemde oldu, derken Silivri ve Manisa’da yokladı deprem ve 24 Ocak akşamı Elazığ’ı 6.8 ile vurdu… Devlet anında Elazığ’daydı…

Devlet Elazığ’daydı ama nankörler oralarda değildi…

AKP’li Tayyar, durumdan vazife çıkarıp 17 Ağustos ile 24 Ocak’ı kıyaslama cahilliğine kapıldı…

Sonra alçaklar, ruhsuzlar, devşirmeler sürüsü deprem üzerinden saldırıya geçti.

*

Daha deprem olur olmaz “Elazığ Kürt mü?” diye soran şuursuzlar sürüsü türedi…

Berna Laçin denen sosyal medya maydanozu utanmadan şu twiti attı:

Hop güncelleme 6.5… Biliyorsunuz bir dereceden sonra o ilde vergi falan muafiyet alıyor!

Ruhsuz, akıl tutulmasındaki bu laflara MHP’li Enginyurt gerekli cevabı verdi!

*

Kaçak Ermeni devşirmesi Sevan Nişanyan, lağıma dönmüş diliyle zehir saçıyor:

Elazığ Tr’nin en bağnaz, en cahil, en paranoyak, cinsel saplantılı, maddi ve manevi tecavüz kültürü gelişkin kentidir. Gasp edilmiş emlak üzerine kuruludur, inkar edilmiş kimliklerden örülü bir hapishanedir. İdolü Mehmet Ağar’dır.

*

Dersimli Kemal’in açıklaması ise akıllara zarar:

İstanbul Belediye Başkanımız, gönderdiği yardımların halka ulaşıp ulaşmadığını gözlemlemek üzere deprem bölgesine gitti.

Alın bu cümleyi nereye koyarsanız koyun…

Niyetlerinin ne olduğunu da görün, Elazığ’a gelmişken Tunceli’ye gidip, müflis komünisti ziyarete gidiyor Bay Müdafa!

*

Sonra Sinan Oğan denen başlıyor bu felaket vesilesiyle kin kusmaya:

Bu nasıl fırsatçılıktır? Deprem vergisi ile 35 milyar dolar toplayan, Kızılayın parasını oraya buraya gömen bu ülkenin Kızılay Başkanı Kerem Kınık millet can derdindeyken sms ile katkıda bulunun diye twit atıyorsa ülkenin çivisi çıkmış demektir!

Hükümete çakacağım diye, cehaletini sergileyen fırsatçı!

*

Ve onca yıl bakanlık, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapan İngiliz şövalyesi Gül’den gaf: Umarım bu acı ‘çevre ve imar’ konularında uyarıcı olur!

Selçuk Özdağ adlı eski AKP’li ise utanmadan 15 yıl vekillik yaptığı AKP’yi suçluyor:

Gölcük depreminden bugüne 21 yıl geçti, o günden bugüne devleti yönetenler ellerini vicdanlarına koysunlar ve sorsunlar. Kentsel dönüşümle ilgili yaptıklarımız yeterli mi? Ülkemizi ahlaki olarak yönettik mi? Depreme karşı insanımızı ve binalarımızı hazırladık mı? El cevap maalesef!!!

*

Hele hele Y-CHP’li Tuncay Özkan’ın şeytana pabucunu ters giydirme gayretine ne demeli?

Attığı twite tadilat yapılan bir hastaneden video ekleyip şunu yazıyor:

Sağlam olması gereken yerlerin başında hastaneler geliyor fakat durum oralarda da iç açıcı değil.

Rezil olunca da siliyor twiti!

*

Ceyda Karan denen gazeteci müsveddesi de yazmış:

Kaç senedir ödeyip durduğumuz ‘deprem vergileri nereye gitti’ diye de soramıyoruz, iyi mi.

Ve “Laikçi” rumuzlu alçak trolün şu twiti tam bir kahpelik:

Pütürge 2018 seçim sonuçları %85 RTE… beter olun

Sonra tiyatrocu geçinen Orhan Aydın adlı solcu “Devletsen devletliğini yap, kes sesini ve halkına yardım et” twiti atıyor…

Ülkücü sanatçı Yusuf Güney’e ahlâk fukaraları çamur atmaya kalkıyor…

*

Bunca virüse, devşirme fitneciye rağmen bu imanlı, mütevekkil ve asil Türk milleti, Elazığ’a yardım yağdırıyor, şirketler neredeyse bedavaya yolcu taşıyor, bir gecede AFAD’a milyonlarca lira yardım yolluyor…

Tecrübeli ekipler ustaca enkazdan can kurtarmaya devam ediyor…

*

İşin özü Devlet Ata’nın ilk gün söylediği şu sözlerde saklı:

Depremi siyasi fırsata çevirmeye çalışanları, hatta eksik kalan yıkımı fitne ve tezviratla tamamlamaya teşebbüs edenleri de Allah’a havale ediyorum. Yalan haber yayanlar, kasten yanlış bilgi verenler, kötümserlik aşılayanlar inşallah hak ettiklerini bulacaklardır.