CHP belediyelerindeki yolsuzluk, rüşvet, usulsüzlük ve görevi kötüye kullanma suçlamaları bir ilden diğerine, bir ilçeden diğerine yayılmaya başladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bu konuda dikkatlerin odağındayken, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında “ihaleye ve edimin ifasına fesat karıştırma” ile “nitelikli dolandırıcılık” suçlamalarıyla, eski Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun da aralarında bulunduğu 120 şüpheli gözaltına alındı. Soruşturmanın ve yargı sürecinin nereye evrileceği elbette bilinmez.
Ancak Tunç Soyer’in polisler arasında çekilen gözaltı fotoğrafını görünce, nedense aklıma, 12 Eylül döneminde Ankara Sıkıyönetim Başsavcısı olarak görev yapan babası Nurettin Soyer ile ilgili 2019 yerel seçimleri öncesi gündeme gelen tartışmalar geldi.
Tunç Soyer’in babası Nurettin Soyer, 12 Eylül döneminde Ülkücü camiada nefret figürü olarak anılıyordu. O nefret hâlâ geçmiş değil…
Özellikle cezaevlerinde Ülkücülere yönelik işkencelerle bilinen Savcı Nurettin Soyer, o dönemi anlatan bazı şiirlerde sert bir dille eleştiriliyordu.
Örneğin, bir şiirde şu ifadeler onu şöyle tarif ediyordu:
“Suçsuzum dedikçe vurdu sopayı,
Burnuma soktular tornavidayı,
Bükerek yaptılar benim sorgumu.
Biri bu Soyer’de domuzun dölü!
Sesinden tanıdım, değilim deli,
Tenasül uzvuma ceryanlı teli
Takarak yaptılar benim sorgumu.”
Nurettin Soyer, 12 Eylül döneminde cezaevlerinde bulunan Ülkücüler arasında en çok konuşulan savcıydı. Çünkü Ülkücülere yönelik işkence iddialarıyla ün yapmıştı.
Anadolu’nun has ve gariban Ülkücü evlatlarına işkence eden Nurettin Soyer’in kendi evladı Tunç Soyer bugün rüşvet, usulsüzlük ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla polislerin arasında götürülüyordu. Ülkücüler yabancı ve bölücü ideolojilere karşı mücadele ettiği için haksız, hukuksuz ve nefret odaklı işkencelere uğramasına rağmen işkencehanelerde başını eğmeden dimdik durmuşken, bugün onun oğlu Tunç Soyer başını eğerek polislerin arasında götürülüyordu.
2019 yerel seçimleri öncesi, CHP ile siyasi çıkar ilişkisi kuran (İP) odaklı bazı sözde Ülkücüler, Tunç Soyer’i ailesinin geçmişi ve ortadaki bu gerçeklere rağmen hararetle savunuyordu. MHP’ye karşı, “Babasının yaptıkları evladını bağlamaz” diyerek Soyer’i destekliyorlardı. Ancak Tunç Soyer, “Babamla gurur duyuyorum” diyerek babasına yönelik suçlamaları dolaylı olarak sahiplenmişti.
Oysa Tunç Soyer’in tek meselesi babasıyla gurur duyması değildi. Tunç Soyer milli her davamızda hep düşmanın safından olaylara bakış açısı geliştiriyordu. Bu konuda bir ara öyle yoğun Rum/Yunan sevdasına düşmüştü ki, “Tunç Soyer herhalde Rum/Yunan” diye düşünmeden edemedik…
Tunç Soyer’in bazı söylemleri, Türkiye’nin birliği ve beraberliği konusundaki hassasiyetlerden uzak olarak kendini çok belli ediyordu. Buna rağmen İzmir halkı, 2019 yerel seçimlerinde onu belediye başkanı seçti.
Fakat o da kendinden önce çalışmayan CHP’li belediye başkanları gibi İzmir’e çivi çakmadan görevini tamamlamıştı. Yerine gelen de çivi çakmadan oturuyor koltuğunda…
Tunç Soyer hakkındaki son yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları, görev süresi boyunca önceliklerinin tartışmalı olduğunu düşündürüyor. Elbette, yargı kararını vermeden kimseyi mahkûm etmek doğru değil. Ancak, Soyer’in bazı söylem ve icraatları, milli hassasiyetlere karşı alerjisine baktığımızda İzmir’e gerçekten yakışmıyordu. Finalde de böyle bir manzarayla karşımıza çıktı.
Ne diyelim; Ülkücülere işkence eden Nurettin Soyer’in öteki dünyada kulakları çınlasın…

EDİTÖR: Bilge Güler
Kaynak: Yıldıray Çiçek
Yorumlar
Z
Ziyaretçi
1 hafta önce
Ellerinize, yüreginize, kaleminize sağlık Kardeşim. İnşaAllah Kızlarımda sizler gibi vatan Millet Bayrak mukaddesat sevdalisi ülkücü, ilahi Kelimatullah gönüllüsü gençler olurlar. Yüce Rabbim yar ve yardımcınız olsun. Allah kolaylık versin.
CEVAPLA
Y
Yalçın kara
1 hafta önce
Soyer kafiri cehennemde yanacaktır İnşallah...
CEVAPLA