Türkgün | Başyazı | Ekrem sevdasından Kamışlı’yı göremedin mi?

Ekrem sevdasından Kamışlı’yı göremedin mi?

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Geçtiğimiz günlerde, Suriye’nin Kamışlı kentinde, terör örgütü PKK’nın uzantıları tarafından “Birlik ve Ortak Tutum Konferansı” adı altında, Suriye’nin bölünmesini hedefleyen bir toplantı düzenlendi.

Bu bölücü girişime ilişkin olarak MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, iki gün önce yaptığı açıklamada şu değerlendirmede bulundu:

“Suriye’nin Kamışlı kentinde, ABD ve Fransa’nın teşviki ve desteğiyle, ENKS ile PYD’nin organizasyonunda düzenlenen ‘Birlik ve Ortak Tutum Konferansı’nda, bölücü talepler dile getirilmiş, Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğüne aykırı kararlar alınmıştır.”  

Sayın Bahçeli, söz konusu toplantıya şu sert tepkiyi de göstermiştir: “Kamışlı provokasyonu, pişmiş aşa su katma rezaletidir.”  

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “(Suriye’de) DEAŞ nasıl sistemden çıktıysa, PKK da sistemden çıkacaktır. Ya kendi isteğiyle, barış ve sulh içinde çıkacak; ya da başka türlü çıkacak,” ifadeleriyle uyarıda bulundu.

Öte yandan, bu bölücü toplantıya karşı Özgür Özel ve ekibinin ne söylediğini, nasıl bir tepki verdiğini merak ettim. Ancak görünen o ki, onların böyle bir gündemi yok. Tek dertleri, Ekrem İmamoğlu’nu içine düştüğü bataklıktan kurtarmak. Özgür Özel, yalnızca kendisini değil, tüm CHP’yi de adeta Ekrem İmamoğlu’nun emir eri hâline getirmiş durumda.

Yatıyor Ekrem İmamoğlu, kalkıyor Ekrem İmamoğlu... Görünen o ki, Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’na nasıl bir “ödenmeyecek minnet” duyuyorsa, siyasi hayatını adeta ona adamış durumda. Bu uğurda, artık siyasi stand-up gösterilerine bile başlamış vaziyette.

Bakın, otelde kameraların bantlanması olayını nasıl savunmuş:

“Çorba içerken bakıyorum, karşıda kamera bantlı. ‘Bu niye bantlı?’ diyorum. ‘Öyle olması gerekiyor efendim, buradan olmadık bir görüntü çıkar ortaya. Üstüne bir şey dökersiniz, bilmem ne... Bizim görevimiz sizin itibarınızı da korumak.’ Dedim peki, aldıkları eğitimin gereği o. Erdoğan yürürken takıldı, düştü; o görüntü servis edilsin istemiyorlar. O ekibin de görevi bu.”  

Allah aşkına, böyle savunma mı olur?

“Bavuldaki sinyal kesiciyi terör tehdidi için taşıyor” diyen de aynı kişi, düşünün işte… Terör tehdidi olan yerde kamera bantlanır mı?

Siyasi muhakemesi bu düzeyde olan birinden, Kamışlı’daki bölücü toplantıya tepki vermesini bekliyoruz. Oysa ne mümkün! Büyük ihtimalle, gecesini gündüzünü Ekrem İmamoğlu’na adadığı için bu toplantıdan haberi bile olmamıştır. Kaldı ki, zaten CHP’nin, terör örgütü YPG’nin Suriye’de sözde bir devlet kurmasını destekleyen zihniyetle herhangi bir rahatsızlık duyması da beklenemez.

Özgür Özel, sürekli, “Bu ülkede Kürtler ‘Sorunum var’ diyorsa, Kürt sorunu vardır” şeklindeki söylemleriyle, adeta bölücü motivasyonu besleyen bir tutum sergilemektedir.

Atatürk’ün miras bıraktığı Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugün geldiği nokta ise tam anlamıyla bir çürümüşlük hâlidir. Türkiye’nin hiçbir temel meselesinde ilkesel bir duruş sergileyemedikleri gibi, çoğu zaman milletin değil, adeta Türkiye düşmanlarının safından refleks gösteren bir pozisyonda yer almaktadırlar. Kamışlı’daki bölücü toplantıya sessizlik de bunun bir yansımasıdır.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...