Türkgün Başyazı Kuduran siyonizmin gidişatı

Kuduran siyonizmin gidişatı

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Kendine yapılmış bir saldırı üzerinden ‘Hamas ile mücadele ediyoruz’ bahanesiyle, çoğunluğu çocuklardan oluşan elli binin üzerinde masum, savunmasız ve çaresiz Gazzeliyi öldüren İsrail, bu tutumuyla uluslararası hukukta savaş suçu işlediğini açıkça ortaya koymuştur. Hala da Gazze’de savaş suçu işlemeye ve soykırım yapmaya hâlâ devam etmektedir. Dahası, Gazze’deki vahşete başladığı günden bu yana Lübnan, Yemen, Suriye ve İran’a yönelik bombalama saldırıları, bu suçun boyutlarını daha da büyütmüştür. Nihayetinde, İsrail’in Siyonizm kudurmuşluğunda dengesiz, ölçüsüz ve şuursuz bir şekilde sağa sola saldırması, kesinlikle ‘beni itlaf edin’ tahrikidir.
Hadi Gazze için bir bahane buldun, saldırıyorsun! 

Peki, Lübnan, Yemen, Suriye ve İran’a bahanesiz nasıl saldırıyorsun? 

Onları da “ tehdit unsuru” görüyor.

İsrail’in bu terör devleti üslubu, dünya huzuruna konulmuş bir dinamittir. 

İsrail, Siyonizm kudurmuşluğuna bir müdahale görmezse daha çok şımaracak ve Ortadoğu bölgesinin kan gölüne dönmesini tetikleyecektir.
Merhum Hüseyin Nihâl Atsız yıllar önce, ‘Siyonizm, Yahudi soyunun rahatını ve mutluluğunu, dünya milletlerinin huzursuzluğundan arayan teşkilatlı ve insanlık düşmanı bir fikirdir,’ derken ne kadar haklıydı…
İsrail’in başına gelmiş en namussuz ve vicdansız başbakanlardan olan Netanyahu, bilinçaltında nasıl bir Türkiye korkusu taşıyorsa, üç kıtaya adalet götürmüş Osmanlı’yı geçtiğimiz günlerde ‘Osmanlı İmparatorluğu’nun yakın zamanda geri döneceğini düşünmüyorum, dönmeyecek,’ şeklinde anarak korkularını bastırmaya çalışmaktadır. Oysa yaratık Netanyahu’nun andığı Osmanlı, tarihte Yahudileri de kurtarmış bir adalet mekanizmasıydı. II. Beyazid döneminde 1492’de İspanya’dan ve 1497’de Portekiz’den kaçan zor günler yaşayan yüz binlerce Yahudi, Osmanlı topraklarına kabul edilerek yerleştirilmişti. Dün İspanya, Portekiz, Hitler karşısında mazlum olanlar, bugün adeta mazlum kanı içiyor…

Siyonizm sisteminin kanlı çarklarını döndüren ve bünyesinde insanlık barınmayan Netanyahu’da herhalde Gazze’nin hesabını soracak bir Osmanlı ruhunun dirilmesinden korkmaktadır.

Netanyahu’nun öteden beri Türkiye’ye düşmanlık yapmasının, bölünmüş Türkiye hayali kurmasının sebebi, kendi zalimliklerinin hesabını soracak Osmanlı ruhunun Türkiye bedeninde olmasındandır.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin, İsrail’in İran’a yönelik saldırısından sonra yaptığı, ‘Gelişmelerin püf noktasında elbette Türkiye vardır. İsrail’in terörist yönetimi, ülkemizin görüş menzilini kapatmak, terörsüz Türkiye hedefini baltalamak, bölgemizi karanlığa mahkûm etmek için her fırsattan istifade etmenin peşindedir. Birbirine eklemlenerek genişleyip güçlenen kriz ve kaos sarmalında perdelediği nihai hedef Türkiye’dir. Türk milleti, Siyonizm’in ve emperyalizmin tertip ve tuzaklarına karşı birdir, beraberdir; taviz ve teslimiyeti düşünülemeyecektir. İran’a yapılan operasyon, bir yönüyle Türkiye’ye verilmiş sinsi bir mesajdır,’ şeklindeki açıklaması, aynı zamanda İsrail’in yaşadığı Türkiye korkusunu tahlil etmektedir. Ortadoğu bölgesinde İsrail’in hesaplarını bozacak tek ülke Türkiye kalmıştır. ABD ve İsrail’in taşeron olarak kullandığı terör örgütü PKK’ya yönelik Türk devletinin mücadelesi ve stratejik adımları, onların Türkiye, Irak ve Suriye üzerindeki planlarını sekteye uğratmıştır. Bu durum, ABD ve İsrail’in ahtapot kollarından birinin koparılması olmuştur. Türkiye, bugün ordusuyla ve milli savunma teknolojilerinde dünyanın en güçlü ülkeleri arasındadır. İsrail’in bunun farkında olduğu muhakkaktır. Ancak ondaki Siyonizm kudurmuşluğu, onu itlaf edilmeye zorladığı için ara sıra Türkiye’ye yönelik sözlü tacizlerde bulunmasını sağlamaktadır. 

Sayın Bahçeli’nin, “İsrail’in durdurulması hem millî güvenliğimiz hem de bölge barış ve istikrarı adına tarihî bir sorumluluktur.” şeklindeki çağrısı mutlaka hayata geçirilmelidir.
Çünkü dünyanın ve bölgenin ortak aklı ile sağduyusu, bu sorumluluğu omuzlamalı ve bunu başarmalıdır.
Artık, kuduran Siyonizmin dünyaya verdiği rahatsızlık son bulmalıdır. En başta da Gazze’deki mazlumlar bunu bekliyor.

 

Yorumlar
A
Ahmet Güler 3 hafta önce
Rabbim sana sağlıklı uzun ömürler versin. Kalemin her daim kılıçtan keskin olsun. Tüm ÇİÇEK ailesine selamlar sevgiler saygılar iyiki varsın
BEĞENME
0
CEVAPLA