Türkgün | Başyazı | Son ağaçmış gibi…

Son ağaçmış gibi…

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Ciğerimiz yanıyor, nefesimiz daralıyor, milli hazinemiz yok oluyor.
Her yaz mevsiminde karşı karşıya kaldığımız orman yangınları, ne yazık ki bu yıl da hız kesmeden devam ediyor. Terör saldırıları, kişisel ihmaller, sabotaj eylemleri ve doğanın kendi reaksiyonları sonucu bugüne dek il ve ilçelerde binlerce hektarlık ormanlık alanı kaybettik.

Ne yazık ki bu yaz çıkan yangınlarda can kayıpları da önceki yıllara göre arttı. Toplam 17 vatandaşımız hayatını kaybetti. En ağır kaybı ise Eskişehir’de yaşadık; burada çıkan yangınlarda 10 kişi yaşamını yitirdi. Ormandaki canları — ağaçları, hayvanları ve insanları — kurtarmak için kendi canlarını feda ettiler.

Değerli sanatçımız Mustafa Yıldızdoğan’ın yüreğinden seslendiği gibi:

“Ülke çıksın diye dardan
Candan geçtiler candan
Ana baba evlat yardan
Geçip geçip gittiler
Hepsi nice yiğittiler”

Orman şehitlerimizin kimi daha bir haftalık evli, kimi ise geride kalan çocuklarının “Baba, ben şimdi sensiz ne yaparım?” diye feryat ettiği acı hikâyelerle dolu. Hepsinin ardından yürek burkan manzaralar ve anlatılmaz acılar ortaya çıkıyor.

Bu orman yangınlarında art niyetli, hangi karanlık ellerin parmağı varsa, Allah onlara bu acıların bedelini hem bu dünyada hem ahirette ödetsin.

Bu dünyada ise hukuk en ağır cezaları onlara uygulamalıdır. Yasalar, birçok olayda olduğu gibi, orman yakma suçlarına karşı da yeniden düzenlenmeli; caydırıcı ve ağır yaptırımlar getirilmelidir. Eğer bu durum her yaz döneminde sözde kalırsa, önümüzdeki yıllarda bu karanlık ve hain eller rahatça ormanlarımızı yakmaya devam edecektir.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 26 Haziran’dan bu yana 33 ilde adli soruşturmalara konu olan yangınlar hakkında şu bilgiyi verdi: “33 ilde 97 şüpheli hakkında bugüne kadar işlem yapıldı. 97 şüpheliden 21’i tutuklandı, 47’si hakkında adli kontrol kararı verildi.”

Peki, bu 97 kişi kimdir? 

Tutuklananlar ve adli kontrol kararı verilenler kimler?
Hangi iltisak, irtibat ve saiklerle ormanlarımızı yaktılar?
Terörist mi, ruh hastası mı, kirli emel peşinde koşan mı, yoksa ihmalkâr bir cahil mi?
Kimdir bunlar, gerçekten kim?

Kirli algıların önlenmesi ve vicdanların rahatlaması için, bunlar tek tek kamuoyuna açıklanmalıdır.

Bir kez daha görüldü ki, orman alanı oldukça geniş ve zengin olan Türkiye’de yangın söndürme uçakları, helikopterleri, yangın söndürme teçhizatları ve yetişmiş personel sayısı, teknolojik gelişmelerle uyumlu şekilde kat kat artırılmak zorundadır. “Kötünün düşmanı iyi, iyinin düşmanı ise çok iyidir” felsefesi bu orman yangınlarıyla mücadele etmek adına oturmuş bir düşünce ve eylem olmalıdır.

Orman yangınları, Türkiye’nin her yaz döneminde bitmeyen ve hepimizi derinden yaralayan bir meselesidir. Bu felaketin en az zararla atlatılması ve can–mal kayıplarının en aza indirilebilmesi için her alanda önlemler artırılmalı, hazırlıklar güçlendirilmelidir.

Keşke imkânımız olsa da tek bir ağacımız bile yanmasa...

Hani bir söz vardır ya:
“Her ağaca çok iyi davran; sanki dünyadaki son ağaçmış gibi.”
İşte tam da bu bilinçle hareket etmek zorundayız.

 

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...