19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dendiğinde, bu günü yalnızca bir eğlence veya sportif gösteriler günü sananlar var. Elbette bu yanlış algının oluşmasında, yıllar boyunca gençliğe bu günlerin anlam ve ruhunu tam manasıyla aktaramayan yöneticilerin de ciddi sorumluluğu var.
Bugün, özellikle lise çağındaki gençlerin zihninde 19 Mayıs denince yalnızca stadyumlarda yapılan gösteriler canlanıyorsa ve bu özel gün sadece bundan ibaret sanılıyorsa, burada ciddi bir milli şuur eksikliği söz konusudur.
Oysa 19 Mayıs, milletimizin tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biridir.
Bu kutlu gün; bir milletin yeniden küllerinden doğuşunun simgesidir.
19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Atatürk, Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkmıştır.
Bu önemli adım, Anadolu topraklarını işgal eden emperyalist devletlere karşı Türk milletinin topyekûn direnişinin ve Kurtuluş Savaşı’nın fiilen başlangıcıdır.
Bu yüzden 19 Mayıs, sadece bir bayram değil, bir varoluş mücadelesinin sembolü; gençliğe bırakılan en büyük emanetlerden biridir. Gençliğe düşen görev; bugünü sadece törenlerle değil, o ruhu anlayarak ve yaşatarak yani bilinçli bir şekilde idrak etmek olmalıdır. Yani CHP’li şuursuz bir belediyenin 23 Nisan’da yaptığı gibi çıplaklık temalı gösteriler düzenlemek hiç değildir.
Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı için “Milletin bağrından temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri (Türkiye Cumhuriyeti'ni) ona bırakacağım ve gözüm arkamda kalmayacak.” derken kastettiği; vatanını, milletini, bayrağını seven, aklın ve bilimin rehberliğinde yetişmiş, sorumluluk sahibi, milli şuura sahip sağlıklı bir gençliktir.
Türk gençliğinin şuurunda “vatanı koruma duygusu” her daim güçlü olmazsa, yarın ülkemiz üzerinde karanlık emelleri olanlar bu zayıflığı kullanmak isteyecektir.
Bu yüzden Türk gençliği, her zaman Samsun’a çıkacak bilinçte ve hazırlıkta olmalıdır.
Zira bu milletin bağrından, her daim vatanı kurtarmak için Samsun’a çıkan Atatürkler çıkacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Gözüm arkada kalmayacak” derken duyduğu inanç ve güven işte tam olarak budur: Milletin bağrından doğan, vatanını seven, onu korumak için yılmadan mücadele edecek bir Türk gençliği.
Atatürk’ün aramızdan ayrılışından sonra başlayıp günümüze kadar uzanan Atatürk düşmanlığının asıl sebebi, “vatan kurtarmak için Samsun’a çıkma” şuurunu bu topraklardan silme çabasıdır.
Özellikle milli ve tarihî günler üzerinden Atatürk’e düşmanlık edenlerin, soy ve karakter itibariyle Türk olmaları mümkün değildir. Çünkü Türk'ün özünde, vatanını işgalden kurtaran, bağımsız bir devlet kuran Atatürk’e minnet ve sadakat vardır.
Eğer bir toplumda Atatürk’e karşı düşmanlık varsa, bilin ki bu; toprağa gömülen, denize dökülen düşmanların tohumlarının hâlâ bu ülkede varlığını sürdürdüğü anlamına gelir.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı işte bu düşmanları ve düşmanlık gerekçelerini anlama adına milli şuuru kontrol etme ve güçlendirme günüdür. Aynı zamanda Cumhuriyet Bayramı – 29 Ekim/ Zafer Bayramı – 30 Ağustos/ Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı – 23 Nisan /Atatürk’ün ölüm yıl dönümü- 10 Kasım gibi milli ve özel günlerde milli şuurun işlenmesi adına önemlidir. Bugünler yüzeysel gün olarak değil, milletin ruhunu kökten uca kadar beslendiği gün olarak değer görmelidir.
Ne mutlu Türk gençliğine…19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun…