Sayın Cumhurbaşkanının açıklamaları gayet net ve açıktır. Hükümet sistemi tutmuş ve karşılığını bulmuştur. Sayın Bahçeli neredeyse her konuşmasında bu konuya değiniyor ve geri dönüşün olmadığını ısrarla ve altını çizerek söylüyor. Türkiye ile meselesi olanların, yeni sisteme karşı çıkması çok dikkat çekicidir.

  Cumhur ittifakının seçimlerden sonra da kararlı bir şekilde yoluna devam etmesi, Türkiye’nin birikmiş meselelerinin hızla çözümünü kolaylaştırdığı gibi, uluslararası alanda da etkisini ve saygınlığını çok yükseltti. Hükümet, Cumhur ittifakının güveni ile önemli kararlar alıyor, önemli icraatlar yapıyor. Elbette çok meselemiz var. Ancak, önümüzde seçimsiz 4 yıl var ve istikrarlı bir döneme girilmiştir.Ekonominin biraz rahatlamasına bağlı olarak her şey yoluna girecektir. Nitekim, dövizin ateşi düşürülmüştür. Enflasyon ve faiz dengesinin de sağlanması ile birlikte çarklar daha hızlı dönecektir. Üretim seferberliğine bağlı olarak hem piyasalar hareketlenecek hem istihdam artacaktır. Diğer taraftan S-400’ler elimizi güçlendirmiştir. F-35’lerde haklı olan tarafız.  Doğu Akdeniz’deki kararlılığımız memnuniyet vericidir. AB’nin içi boş tehditleri kendileri ile sınırlı kalmaya mahkumdur.

FİTNE GAYRETLERİ BOŞA ÇIKTI

Bu gidişat doğal olarak kriz ve kaos çıkarmak isteyenleri çok rahatsız ediyor. Onların beklentileri yerel seçim sonuçlarına bağlı olarak, Cumhur ittifakının dağılması, bir siyasi belirsizliğin oluşması ve böylece her şeyin kötüye gitmesiydi. Çok ümitlenmiş, çok heyecanlanmışlardı. Ancak, bütün beklentileri boşa çıktı. Ne seçim sonuçları buna izin verdi, ne de Cumhur ittifakı zerre geri adım attı. Sayın Bahçeli her açıklaması ile hem zillet güruhuna haddini bildirdi, hem de hükümete güven telkin etti. Bütün fitne çıkarma gayretleri geri tepti. Vazgeçmeyeceklerdir. Zaten öyle bir niyetleri de yok. Her defasında şanslarını yeniden deniyorlar. AK Parti’yi kışkırtmaya, Sayın Cumhurbaşkanını etkilemeye uğraşıyorlar. Son malzemeleri Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. Güya, sistemden AK Parti grubu rahatsızmış, hatta büyük bir bölüm pişmanlık duyuyormuş, ilk fırsatta eskiye dönülmesi için harekete geçilecekmiş. AK Parti içindeki veya etrafındaki bazı kendini bilmezlerin boşboğazlığını da bu fitne gayretlerine malzeme yapıyorlar.

MACERA DEĞİL MECBURİYET

Sayın Cumhurbaşkanının açıklamaları gayet net ve açıktır. Hükümet sistemi tutmuş ve karşılığını bulmuştur. Sayın Bahçeli neredeyse her konuşmasında bu konuya değiniyor ve geri dönüşün olmadığını ısrarla ve altını çizerek söylüyor. Sistemin henüz yerleşmekte olduğunu, gerekirse bazı düzeltmeler yapılabileceğini anlatıyor. Yerel seçimlerde alınan belediyelere tebrik ve teşekkür ziyaretleri sırasında söyledikleri bir teminattır. Karaman Belediyesi’ni ziyareti sırasında, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin macera değil, mecburiyet olduğunu özellikle belirtmiştir. Aziz milletimiz istikbalini bu yeni hükümet sistemiyle tayin ve temin edeceğinin altını çizmiş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin varoluş gayemizin milli ve stratejik güvencesi, büyük Türkiye hedefinin hukuki ve ahlaki güç kaynağı olduğunu söylemiştir.

MAKSATLARI ARIZALI

  Büyük Türkiye hedefinden rahatsız olanlar, yeni hükümet sisteminden de rahatsızlardır. Kim oldukları, nereden gelip nereye gittikleri bellidir. Sicilleri bizim malumumuzdur. Türkiye ile meselesi olanların, yeni sisteme karşı çıkması çok dikkat çekicidir. Yine sayın Bahçeli’nin belirttiği gibi, Türkiye’nin karşısında saf saf dizilen karanlık çevrelerin koro halinde ve ağız birliği içinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni karalamaları boşuna değildir. Maksat arızalıdır, ahlaken çarpıktır. Bunların kim olduklarına bakınca, çok net olarak ne yapmak istediklerini de anlıyorsunuz. Gezi Parkı’nda üç-beş ağaç bahanesini kılıf yaparak organize ve geniş katılımlı toplumsal bir kalkışmayı provoke eden failler yeni sistemden rahatsızdır. 6-7 Ekim olaylarıyla isyanı deneyenler yeni sistemden şikâyetçidir. Doğu ve Güneydoğu il ve ilçelerimizde çukur açanlar, hendek kazanlar, barikat dikenler, vatan evlatlarımızı şerefsizce şehit edenler yeni sistemden huzursuzdur. 15 Temmuz FETÖ darbe ve istila girişiminin içinde ve etrafında olanlar, siyasi arka planını oluşturanlar yeni hükümet sisteminden memnuniyetsizdir.

ZİLLET DEĞİL DE NEDİR?

  Yeni hükümet sistemi icraatı kolaylaştırıyor, işleyişi hızlandırıyor, meselelerin çözümünü kolaylaştırıyor, zaman kazandırıyor. Dolayısı ile Türkiye’nin önünü tıkamak isteyenlerin işine gelmiyor.Bu sistemin hayata geçmesi ile birlikte Türkiye üzerindeki baskıların artması, tehditlerin çoğalması, ekonomik ve diplomatik yaptırım kararları alınması tesadüf değildir. Uyanan devin üzeri örtülmek istenmektedir. Bölgesel ve küresel zeminde daha fazla söz söyleyen, daha çok varlığını gösteren bir Türkiye’yi bir türlü hazmedemiyorlar. Bu hazımsızlığı Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetme iddiasında olan partilerin de göstermesi ve bu konuda küresel güçlerle işbirliği yapıp, onların işlerini kolaylaştırmaları çok acı vericidir. CHP, HDP ve İP aynı hizaya gelmişlerdir ve aynı yerden kumanda ediliyorlar. Bu zillet değil de nedir? Nitekim, bu siyasi partilerden ABD’nin kaba, saygısız, ölçüsüz tehditlerine itiraz eden duyulmamıştır. AB’nin Doğu Akdeniz’deki varlığımızı engellemek için haddini ve hakkını çok aşan şeylere yönelmesine tek laf eden duyulmamıştır. Bu yüzkarası durum Türk milletinin dikkatlerinden kaçmayacaktır.

  Kim ne yaparsa yapsın, sonuç değişmeyecektir. Cumhur ittifakı bu ülkeni geleceği, bekamızın teminatıdır.