Cumhuriyetimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve ülkü arkadaşlarının dünya durdukça var olacak ölümsüz eseridir. Türk’süz Anadolu hesabı yapanlara, devletsiz millet hayali kuranlara en kesin ve kalıcı cevap, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanıyla verilmiştir.

Cumhuriyetimizin bir asrı doldurmasına beş kala, onur ve şerefle yeni bir yıl dönümünü kutluyoruz. Devletimizin şekli olan Cumhuriyet, 95 yıl önce bütün dünya ilan edildi. Millet olarak zor günler geçirdik, sarsıntılar yaşadık, ama yılmadık, vazgeçmedik, ümitsizliğe kapılmadık ve bugünlere geldik. Devletimizin ve Cumhuriyetimizin ilelebet yaşayacağının teminatı da yine bu millettir.

  EN KESKİN VE KALICI CEVAP

Cumhuriyet bir şekil veya tarzdan ibaret değildir. Milli mücadelenin tapu senedidir. Türk milletinin yaşama biçimidir. Geleceğe ümit, geçmişe saygıdır. 29 Ekim 1923 tarihinde sadece bir devlet doğmadı. Bağımsızlığına düşkün Türk milleti yeniden silkindi, ayağa kalktı, şahlandı ve dünya medeniyetindeki saygın ve etkin yerini aldı. Cumhuriyet; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller sayesinde bugünlere ulaşmış, milletimizin üstün fazilet ve fedakârlıklarıyla temellenmiş ve güçlenmiştir. Türksüz Anadolu hesabı yapanlara, devletsiz millet hayali kuranlara en kesin ve kalıcı cevap, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanıyla verilmiştir.

  TARİHİMİZ TEMİNATIMIZDIR

Elbette daha yapacak çok işimiz var. Unutmayalım ki, zor ve sıkıntılı bir coğrafyada yaşıyoruz ve üzerinde bulunduğumuz toprakları vatan yapmanın her zaman bir bedeli olmuştur. Bu dün böyleydi, bugün de böyledir ve yarın da değişmeyecektir.  7 düvele karşı direndik, destansı bir kurtuluş mücadelesi ile vatanımıza sahip çıkıp Cumhuriyetimizi kurduk. Ancak o gün bizi bu topraklardan sürmek, bu coğrafyadan atmak isteyenler, asla vazgeçilmemişlerdir. Yine deniyorlar, yine geliyorlar, her fırsatı kullanıyorlar.

Ne yaparlarsa yapsınlar, başaramayacaklar. Hiçbir odak Türkiye Cumhuriyeti’nin imhasını göremeyecektir.Hiçbir düşman çevre milli birliğimizin ve bin yıllık kardeşlik mirasımızın kuruyup dağılmasına şahit olamayacaktır. Bunun teminatı şanlı tarihimizdir. Her defasında yeniden başladık, ama hiç geri çekilmedik. Nitekim, Türkiye Cumhuriyeti, aynı zamanda muhteşem bir dirilişin, bütün dünyanın gıpta ve hayranlıkla izlediği ebedileşmiş duruşun simgesi ve istisna bir örneğidir. Cumhuriyetimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve ülkü arkadaşlarının dünya durdukça var olacak ölümsüz eseridir. Türk tarihinin onur ve şeref sayfalarından birisidir. Birilerinin farklı düşünmesi, ihaneti ve kalleşliği bu gerçeği değiştiremeyecektir. Cumhuriyetin düşmanları da, ülkemizin ve milletimizin varlığına hücum eden hainler de kaybetmeye mahkûmdurlar. Türk milletinin kudreti karşısında mahvolup gideceklerdir.

  DEVLET MİLLET UYUMU

Her zaman uyanık olmak, milli birlik ve beraberliğimizi korumak zorundayız. Bölücü terör ve etnik tahrikler hiç ara vermiyor. Etrafımızdaki amansız kuşatma şekil değiştiriyor, ama devam ediyor. Bu kadarla da kalmıyor ve içimizdeki hainleri devreye sokup kullanıyorlar. 15 Temmuz, dünyada eşi-emsali görülmemiş bir ihanettir.  Bütün bu yaşananlar, aynı zamanda ülkeyi yönetme sorumluluğu taşıyanların çok daha dikkatli olması gerektiğini de ortaya koyuyor.  Yapılan yanlışların, milli politikalardan uzaklaşmanın bedelini hep birlikte ödedik. Bu milleti bir arada tutan milli ve manevi değerlerimizi korumak, geliştirmek ve üzerinde titremek zorundayız. Milli bayramlarımız, bizim en önemli ortak değerlerimizdendir. Bu bayramlarımızı milletçe heyecanla kutlamak milli ruhu coşturacağı gibi, küskünlükleri, kırgınlıkları da unutturacaktır. Aynı şekilde bu müstesna günlerde şanlı tarihimizi, milli kahramanlarımızı hatırlamak ve yâd etmek, yarınlara daha bir güvenle bakmamızı sağlayacak, milli dayanışmayı zirveye taşıyacaktır. Devlet millet uyumu her türlü operasyon ve saldırıyı engelleyerek yıkım ve yozlaşmayı durduracak, vatan topraklarımızda aklı ve gözü kalanları hayal kırıklığına uğratacaktır.

  SAHİP ÇIKMAK GÖREVİMİZ

Bir defa daha ve altını çizerek belirtelim ki, Türkiye Cumhuriyeti onun bunun lütfu, ikram ve bağışı ile değil, bizzat Türk milletinin iradesi ve arzusu ve emeği ile kurulmuştur. Cumhuriyetin bedeli, Sarıkamış’ta, Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da kanla, canla ödenmiştir. 15 Temmuz’da da gerekirse bu bedeli tekrar ödemekte hiç tereddüt edilmeyeceği, bütün dünyaya bir defa daha gösterilmiştir. Dolayısı ile hiç kimse Cumhuriyet'in ilke ve esaslarını değiştirme yanlışına kapılmamalıdır. Geleceğimizin ana çatı ve rotası Türkiye Cumhuriyeti'dir. Ve de Türkiye Cumhuriyeti bizim şeref nişanemiz, koruyup kollamakla mükellef olduğumuz kutlu devletimizdir. Bağımsız yaşamaktan başka seçenek tanımayan, milli ruh ve inanmışlığın üstünde bir güç takmayan soylu bir milletin son kalesi, sarsılmaz iradesidir. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesine sımsıkı sarılarak, Cumhuriyetle demokrasinin kaderini bir ve ortak görerek Türkiye’nin istiklal ve istikbaline sahip çıkmak, her vatan evladının görevi olmalıdır.