Filistin, modern dünyada kadınlara yönelik en ağır ayrımcılık ve baskı biçimlerini temsil eden İsrail şiddeti nedeniyle son iki yılda 33 bin kadın ve kız çocuğunun hayatını kaybettiğini duyurdu.
“Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” dolayısıyla Filistin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Filistinli kadınlar ve kız çocukları bugün modern çağın en ağır şiddet, ayrımcılık, işkence ve zulüm biçimlerinden biriyle karşı karşıyadır.” ifadelerine yer verildi. Açıklamada, İsrail’in uyguladığı sistematik şiddetin kadınlar için ölümcül sonuçlar doğurduğu vurgulandı.
ağır hak ihlalleri gerçekleştirdi
Bakanlık, İsrail güçlerinin Filistinli kadınlara yönelik saha infazı, zorla kaybetme, idari gözaltı, keyfi tutuklama, işkence, cinsel şiddet, ev yıkımları, yerleşimci saldırıları, aç bırakma ve korkutma politikaları gibi ağır hak ihlalleri gerçekleştirdiğini belirtti.
İsrail’in ayrıca doğum ve ruh sağlığı hizmetleri ile sığınma evleri başta olmak üzere hastane ve klinikleri hedef aldığı, böylece binlerce kadının temel sağlık hizmetlerine erişimden mahrum bırakıldığı ifade edildi.
kadınların güçlendirilmesi için çalışmalar yapıyorlar
Açıklamada, İsrail’in Filistin halkını gözetim altında tutmak ve özellikle kadınları hedef almak amacıyla yapay zekâ destekli takip sistemleri ve elektronik casusluk yöntemleri kullandığı aktarıldı. Bu uygulamaların, dünyanın “kadınlara ve kız çocuklarına yönelik dijital şiddete son verilmesi” çağrısında bulunduğu bir dönemde gerçekleştiği hatırlatıldı.
Filistin yönetiminin, uluslararası insan hakları anlaşmalarının uygulanması, kadına yönelik şiddetle mücadele ve kadınların güçlendirilmesi için çalışmalarını sürdürdüğü belirtildi.
Açıklamanın sonunda, İsrail’in sömürgeci işgalinin sona ermesi, iki devletli çözümün hayata geçirilmesi ve Filistin halkının kendi kaderini tayin ile geri dönüş gibi meşru haklarına kavuşması için uluslararası toplumun çabalarını artırması çağrısı yapıldı. Ayrıca, İsrail’in işlediği suçlar nedeniyle hesap vermesini sağlamak üzere uluslararası hukuk mekanizmalarının güçlendirilmesi ve Uluslararası Adalet Divanı’nın danışma görüşü ile BM kararlarının uygulanmasının önemine dikkat çekildi.