Dünyanın en şerefsiz, en vahşi bir yaratığı olduğunu ispatlamış İsrail, esir takası için verilen ateşkesten hemen sonra yine katliamlarına başladı. Gerçi ateşkes süresi içinde bile saldırı gerçekleştirdiği anlar bile olmuştu. İsrail uluslararası hiçbir hukuk ve savaş kuralını tanımadan, Birleşmiş Milletlerin, NATO’nun çağrılarına kulak asmadan vahşetlerini sürdürmektedir. Bağlayıcı olan kurallara, kanunlara uymadığı gibi dünyadaki hiçbir ülkeden de çekinmemektedir. Batı’da yönetim iradesi dışında yüzbinlerce kişinin katıldığı protesto gösterilerine dahi aldırış etmemektedir.

Bölgedeki hiçbir İslam ülkesinden, Arap Birliğinden zerre korkmamaktadır. Onların birlik olup İsrail’e haddini bildirmemesi, duyarsızlıkları, dostlar alışverişte görsün misali davranışları İsrail’in vahşetlerinde daha da pervasızlaşmasını sağlamaktadır.

İsrail yine çoluk çocuk demeden mazlumları öldürmekte, yerleşim bölgelerindeki sivillerin oturduğu binaların üzerine bomba yağdırmaktadır. İsrail’deki bu vahşet kararlılığı gösteriyor ki, Gazze’deki herkesi öldürerek yıllardır sürdürdükleri işgal sistemine Gazze’yi de eklemek istemektedirler. İsrail, Gazze’yi de işgal ederse zaten geriye fazla bir şey kalmıyor.

İsrail, kısa süreli ateşkesten sonra tüm hazırlığını bir önceki vahşetini ikiye katlama adına yapmış görünmektedir. Çünkü sürekli bombalıyor, sürekli öldürüyor.

Bugüne kadar İsrail’i durmaya gücü yetmeyen dünya devletleri, bu aşamadan sonrada durduramazsa İsrail gerçekten soykırım boyutunu çok kanlı hale getirecektir.

Dünya devletleri, insanlığı öldüren, uluslararası tüm hukuku yerle bir eden İsrail’i bugün durdurmazsa, yarın başka vahşete imza atacak olanları da durduramaz hale gelecektir. Çünkü bu gidişat onu göstermektedir.

Dünyadaki her devlet ortak karar, tavır ve önlem konusunda birlik içinde hareket etmek durumundadır. Bu durum insanlık meselesi olduğu gibi, dünyadaki tüm ülkelerin huzurlu bir gelecek garantisi için bu şarttır. Aksi halde dünya menfaatleri için güçlünün zayıfı ezdiği, yok ettiği bir düzen kurulur ki, kimse bunun önüne geçemez. Elbette bu durum yüzyıllardır var. Fakat şimdi bir avuç konumundaki İsrail’in dünyaya meydan okuyarak, Filistinlileri yok etmesi meselenin sadece Filistin ile kalmayacağını da sanırım işaret etmektedir. Filistin işgali tamamlandığında çevresindeki ülkeler huzur içinde kalacak mıdır? Toprak bütünlüğünü koruyabilecek midir? İsrail’in “Vaat edilmiş topraklar” inancındaki sapkınlığının zarar vermeyeceğini düşünen var mıdır?

Bu sorular elbette güncelliğini korumalıdır. Fakat şu an herkesin önceliği bu İsrail yaratığının elinden mazlumları kurtarmak olmalıdır. Hangi ırk, hangi din mensubu olursa olsun vicdanı olan herkesin ayağa kalkması şarttır. O çocukların cesetleri, o çocukların feryatları sizi harekete geçirmiyorsa zaten insanlığınız o duyarsız bedeninizde çoktan ölmüş demektir. Ey dünya! Öldün mü cevap ver?