Ekber ve Erşed sistemi, Osmanlı Devleti’nde padişahın tahta geçme usulünü düzenleyen bir veraset sistemidir. “Ekber” kelimesi “en büyük”, “erşed” ise “en akıllı, en olgun” anlamına gelir. Bu sistemle birlikte, hanedanın en yaşlı ve en olgun üyesinin tahta geçmesi kuralı benimsenmiştir. Böylece taht kavgalarının önlenmesi, hanedan içi huzurun korunması ve devlet yönetiminde istikrarın sağlanması amaçlanmıştır.
Klasik dönemde Osmanlı tahtı, “kut anlayışı” gereği padişahın oğullarından herhangi birinin güç ve kabiliyeti doğrultusunda ele geçirdiği bir mevkiydi. Ancak bu durum, kardeş kavgalarına, iç savaşlara ve devlet otoritesinin zayıflamasına yol açıyordu. Ekber ve Erşed sistemiyle birlikte bu belirsizlik ortadan kaldırılmış; padişahın vefatından sonra en yaşlı ve en tecrübeli şehzade, doğrudan tahtın doğal varisi kabul edilmiştir.
Osmanlı’da Ekber ve Erşed Sistemi Ne Zaman Başladı?
Ekber ve Erşed sistemi, resmî olarak Sultan I. Ahmed döneminde uygulanmaya başlanmıştır. I. Ahmed’in 1603 yılında tahta çıkışıyla birlikte kardeş katli uygulaması fiilen sona ermiş ve yerine bu yeni veraset sistemi benimsenmiştir. Ondan önceki dönemlerde tahta çıkan padişahlar, genellikle kardeşlerini öldürterek iktidarlarını güvence altına alıyordu. Bu uygulama, hem hanedan içi acı sonuçlara yol açmış hem de toplumda huzursuzluk yaratmıştı.
I. Ahmed, kendisinden sonra tahta kimin geçeceğini belirlemek için “en yaşlı ve en olgun erkek üye” kuralını getirerek Osmanlı tarihinde önemli bir dönüm noktası oluşturmuştur. Bu sistem, I. Ahmed’den itibaren uzun süre boyunca uygulanmış, özellikle XVII. ve XVIII. yüzyıllarda hanedan içi çatışmaların azalmasına büyük katkı sağlamıştır.
Ekber ve Erşed Sistemi Neden Getirildi?
Ekber ve Erşed sistemi, Osmanlı Devleti’nin uzun yıllar süren taht kavgalarından ve kardeş katli uygulamalarından doğan sorunlara çözüm bulmak amacıyla getirilmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in “kardeş katli caizdir” hükmü, devletin bekası için bir önlem olarak görülse de zamanla halk arasında tepki toplamış, hem ahlaki hem de siyasi yönden eleştirilmiştir. Bunun yanında, her padişah değişiminde çıkan taht mücadeleleri devletin iç düzenini sarsıyor, savaş ve yönetim alanında istikrarsızlık yaratıyordu.

Bu nedenle I. Ahmed döneminde, tahtın artık hanedanın en yaşlı üyesine geçmesi kararı alınmıştır. Böylece kan dökülmeden taht değişimi sağlanmış, devlet yönetiminde devamlılık hedeflenmiştir. Ayrıca bu sistem, sarayda yetişen tecrübeli şehzadelerin yönetim konusunda daha olgun hale gelmesini sağlamış, devlet işlerinde deneyimin ön plana çıkmasına katkıda bulunmuştur.
Ekber ve Erşed Sistemi Nasıl İşlerdi?
Ekber ve Erşed sistemine göre, padişahın ölümü veya tahttan çekilmesi durumunda, Osmanlı hanedanının hayatta bulunan en yaşlı ve en olgun erkek üyesi tahta geçerdi. Bu kişi genellikle önceki padişahın kardeşi, amcası veya kuzeni olabiliyordu. Böylece tahtın doğrudan babadan oğula geçmesi zorunluluğu ortadan kalkmış, yaş sırası esas alınmıştır.
Sistemin işleyişi, hanedanın yaş sıralamasına göre belirlenirdi; bu da taht kavgalarının büyük ölçüde sona ermesini sağladı. Ancak bu durumun bazı olumsuz yönleri de vardı. Yaşça büyük olan şehzadeler çoğu zaman uzun yıllar sarayda “kafes” adı verilen bölümlerde yaşamış, devlet işlerinden uzak kalmışlardı. Bu nedenle tahta çıkan bazı padişahlar yönetim tecrübesinden yoksun olabiliyordu. Yine de Ekber ve Erşed sistemi, Osmanlı’nın son dönemine kadar uygulanarak hanedan içi barışın korunmasında önemli bir rol oynamıştır.