Tayfun Özsoy, Hakan Yaşar ve Ali Kunak; Futbol Gündemi’nde A Milli Futbol Takımı’nın FIFA 2026 Dünya Kupası Elemeleri’ndeki Gürcistan ve İspanya maçı performanslarını, Fenerbahçe’de başlayan Domenico Tedesco dönemini ve Süper Lig’de yaz transfer döneminde yapılan öne çıkan transferleri değerlendirdi
“yıllar öncesinde kalan hastalığı yeniden yaşamaya başladı”
TG-Spor: A Milli Futbol Takımımızın, FIFA 2026 Dünya Kupası Elemeleri’nde Gürcistan ve İspanya ile oynadığı karşılaşmalardaki performansını nasıl değerlendirirsiniz? Dünya Kupası’na katılım yolunda takımımızın olumlu ve olumsuz yönleri size göre nelerdir?

Tayfun Özsoy: A Milli Futbol takımı, ne yazık ki, yıllar öncesinde kalan hastalığı yeniden yaşamaya başladı. Vincenzo Montella’nın genişlettiği, hemen her seferinde yeni oyuncuları havuza kattığı milli takımda, başarıyı getiren kardeşlik ve aile ortamına, ‘kulüpçülük’ virüsü bulaştı. Gürcistan’ı yenecek kadar oynadık ama, futbolcular kazanmaktan çok, “bakın biz kardeşiz, dostuz” görüntüsünü hedeflemiş gibiydi. İspanya maçında tüm sıkıntılar su yüzüne çıktı. Takım bütünlüğü zarar görünce, İspanya millilere acı bir ders verdi. Şu bir gerçek ki, futbol kaliteleri tartışılmayacak oyuncular arasında Montella’nın yarattığı ‘aile ortamı’ geri gelmezse, Dünya Kupası’na katılım yine hayallerde kalır.
Hakan Yaşar: İspanya maçı bizim liderlik hayallerimizi bitirdi. Ders almamız gereken bir maçtı. Önümüzde yine en iyi ihtimalle play-off var. Bunun için öncelikle içeride Gürcistan’a yenilmememiz şart. Olumlu yanımız potansiyeli çok yüksek, en önde gelen kulüplerde başarılı şekilde oynayan elit isimlerin de bulunduğu bir kadroya sahip olmamız. Negatif yanımız istikrarsızlığımız ve çabuk çözülmemiz. Tabii kabul edilmese bile oyuncular arasında sorunlar var ve takım içindeki sorunların asla sahaya yansımaması lazım.
Ali Kunak: A Milli Takımımız Gürcistan'ı yenerek grup maçlarına iyi başlangıç yaptı. Ancak bu başarı aşırı büyütülerek, sanki Dünya Kupası'na gitme hakkı elde etmişiz gibi bir havaya girdik. İtalyan teknik adamı Türk yaptık. Tarihin en karakterli takımı dedik. İspanya ile aramızdaki güç farkını hesap etmeden, İspanya’yı da yeneriz tahminleriyle Konya'daki maça çıktık. Maalesef boyumuzun ölçüsünü aldık. Şurası bir gerçek ki bu grupta bizim rakibimiz İspanya değildir, bizim rakibimiz Gürcistan'dır. Hedefimiz bundan sonraki iki Bulgaristan ve içerideki Gürcistan maçlarından 9 puan alıp Play-off maçları yoluyla Dünya Kupası'na gitmektir. Bu gerçeklere dayanarak hayalperest olmadan maçlara hazırlanıp, biraz da Filenin Sultanları ve On İki Dev Adam'ın motivasyonunu örnek alıp sahaya çıkarsak, play-off yolunda engel tanımayız.
"Ali Koç, bir proje hocasıyla daha risk aldı"
TG-Spor: Fenerbahçe, başkanlık seçimine sayılı günler kala İtalyan teknik direktör Domenico Tedesco ile anlaştı. Sizce bu birliktelik sarı-lacivertlileri başarıya taşıyabilir mi?

Tayfun Özsoy: Fenerbahçe, Domenico Tedesco ile anlaştı demek mi, yoksa Başkan Ali Koç’un, yaptığı transferlerin başına İtalyan hocayı mı getirdi demek mi daha doğru olur? Sezonun bitmesiyle gelen dip dalgayı gören Koç, seçimi, sezon hazırlıklarının, sezon başlangıcının ve transferin kapandığı tarihin sonrasına attı. Bu sırada transferleri yaptı. Jose Mourinho’yu gönderdi. Yeni hocayı buldu. Yani, seçim nasıl biterse bitsin, takım en azından devre arasına kadar Ali Koç’un düzeninde gidecek. Gelir gelmez çıktığı daha ilk maçta Türk futbol ikliminin gerilimi ile yüzleşen Tedesco, bu kaostan kendini kurtarabilir, camia da sabır gösterirse başarabilir.
Hakan Yaşar: Tedesco gelmeden önce Fenerbahçe son yıllara göre daha doğru bir takım kurdu. Ama yeterli mi? Taktik anlayışla iş bitmez. Tedesco bu kadrodan beklenen verimi olacak mı? Bu takım Tedesco’nun takımı değil. Onun taktiğine çok uygun bir takım da değil. Hoca-takım uyumu, hocanın ülkeye uyum sağlaması zaman olacak. Ali Koç, bir proje hocasıyla daha risk aldı. Ama bence Fenerbahçe’de kadro kalitesi, hoca kalitesinden daha önde. Eğer takım kalitesini gösterirse, bu birliktelik başarıya ulaşır.
Ali Kunak: Mourinho sonrası Fenerbahçeli futbolcularda adeta zincirden boşalmış gibi bir durum olduğunu Gençlerbirliği maçında görmüştük. Dünkü Trabzonspor maçı 11'e 11 tamamlansaydı Tedesco'yu daha isabetli yorumlarla değerlendirebilirdik. Dünkü maçın atmosferi ve gerginliği Tedesco hakkında net bir kanaat belirtmek için uygun değildi. Ancak yine de oyuncu değişikliği hamlelerindeki isabeti dikkat çekti. Ne olursa olsun Mourinho'dan daha faydalı olacağı kesin.
“Tartışmasız sezonun en çarpıcı transferi: Osimhen”
TG-Spor: Süper Lig’de transfer dönemi tamamlandı. Size göre bu yaz döneminin en çarpıcı transferleri kimler oldu?

Tayfun Özsoy: Tartışmasız sezonun en çarpıcı transferi Galatasaray’ın Türk futbol tarihinin rekorunu kırarak Victor Osimhen’in bonservisini alması oldu. Bunun dışında Fenerbahçe’nin kendisini Şampiyonlar Ligi’nden eleyen Kerem Aktürkoğlu’nu hem de maçtan önce vermediği rakamı vererek Benfica’dan alma hikayesini söyleyebiliriz. Beşiktaş’ın aynı takımdan Orkun Kökçü’yü transferini, Trabzonspor’un Uğurcan Çakır’ı Galatasaray’a rekor bonservisle satıp, Manchester United’ten Ander Onana’yı kiralamasını ekleyebiliriz.
Hakan Yaşar: 18 takım 213 transfer yaptı. Yani her kulüp ortalama 12 oyuncu aldı. Çok sağlıksız bir transfer süreci yaşadık. Her sene yeni bir takım kurmak yönetimlerin başarısızlığı. Avrupa’da konuşulmak güzel de harcanan paralar tam bir çılgınlık. 17 tane Türk oyuncunun Avrupa’dan dönmesi iyiye işaret değil. Tek pozitif nokta transferlerin yaş ortalamasının geçen yıla göre 26.5’tan 25.73’e düşmesi. Haziran ayında en iyi transfer Sane idi. Henüz formunu bulamadı. İlkay, Ederson, Asensio, Duran, Abraham, Cerny, Onana isim olarak çok büyük transferler. Ama maliyet-fayda açısından sezonun bitiminde gerçekçi sonucu göreceğiz.
Ali Kunak: Net ve kısa cevap verecek olursak tabii ki yurt dışından Osimhien yurt içinden de Uğurcan. Ama Fenerbahçe'nin şampiyonlar ligi'nden elendikten sonra yapmış olduğu transferler de çok dikkat çekici. Beşiktaş da bu hengame içerisinde fazla geride kalmadı.