Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen ‘Dijital Ortamda Çocukların Zararlı Bilgilerden Korunması: Modern Araçlar ve Perspektifler’ başlıklı uluslararası konferansa katıldı.
Göktaş, buradaki konuşmasında, internetin ve sosyal medyanın yanında yapay zeka tabanlı sistemlerin de çocukların hayatına doğrudan temas ettiği bir dönemde olunduğunu kaydederek, “Bu gerçek, koruma politikalarını güncellemeyi ve sınır aşan risklere karşı ortak hareket etmeyi zorunlu kılıyor. Şunu hepimiz çok iyi biliyoruz ki, dijital ortam, çocuklar için eğitim, ifade ve iletişim imkanlarını genişletiyor. Diğer yandan video platformları, dijital oyunlar, sosyal medya ve yapay zeka çocukların günlük yaşamının parçası haline geldi. Fakat aynı ortam, siber zorbalığı, kişisel verilerin izinsiz kullanımını, şiddet ve istismarı ve çocukları hedef alan yeni riskleri de barındırıyor. Kimlik gizlemenin kolaylığı, sahte hesaplar, algoritmaların kontrolsüz etkisi ve dezenformasyonun hızlı yayılımı çocukların kırılganlığını artırıyor” ifadelerini kullandı.
'çocuk en güçlü korumayı ailede görür'
Göktaş, bu noktada üç başlığa odaklanılması gerektiğini aktararak konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Birinci başlık, önleyici politikadır. Çocukların dijital okuryazarlığı, yalnızca teknik bir beceri değildir. Bu konu, mahremiyet bilinci, güvenli iletişim, eleştirel düşünme ve risk farkındalığıyla birlikte ele alınmalıdır. Ebeveynlere yönelik destek, bu politikanın ayrılmaz parçasıdır. Çünkü çocuk, en güçlü korumayı çoğu zaman ailede, günlük hayatın akışı içinde görür. İkinci başlık, etkili korumadır. Zararlı içerik, hızlı yayılır ve iz bırakmadan derin zararlar oluşturabilir. Bu nedenle başvuru kanallarının erişilebilir olması ve mağdur destek hizmetlerinin kesintisiz işlemesi gerekir. Üçüncü başlık, teknoloji ve yönetişimdir. Yapay zeka, içerik üretimini ve yayılmasını hızlandırıyor. Aynı zamanda zararlı içerikleri tespit edip engellemeye yarayan araçlar da sağlıyor. Bu alanda ortak standartlar, şeffaflık ve hesap verebilirlik olmadan güven oluşmaz. Platformlar; çocuk güvenliğini en baştan tasarıma dahil etmeli. Risk analizi yapmalı ve veri işlerken çocukların hassasiyetini temel almalıdır. Kamu kurumları, akademi, sivil toplum ve özel sektör arasında iş birliği modeli kurmak bu nedenle önemlidir.”
Eylem Planında 5 ana tema var
“Biz, Türkiye olarak, çocuk koruma sistemimizi, sahadaki ihtiyaca dayalı hizmetlerle ve kurumlar arası koordinasyonla yürütüyoruz” diyen Göktaş, “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Eylem Planımız, bu alanda somut adımları şekillendiren bir yol haritası niteliğinde. 2024-2028 dönemini kapsayan ve aileyi odağına alması bağlamında bir ilk olan Eylem Planımızın, 5 ana temasından biri dijitalleşmedir. ‘Dijitalleşme Sürecinde Ailenin Desteklenmesi’ hedefimiz doğrultusunda; aile bireylerinin dijital araçları doğru ve bilinçli kullanmalarına yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Aile odaklı dijitalleşme stratejileri, farkındalık kampanyaları ve çocuk dostu içeriklerin yaygınlaştırılması ise eylem planımızın temel hedeflerini oluşturuyor” açıklamasında bulundu.
‘ÇOCUKLAR GÜVENDE’ UYGULAMASINI KULLANIMA AÇTIK’
Bakan Göktaş, ‘Türkiye Çocuk Hakları Strateji Belgesi’ ile dijital ortamda çocukların haklarını koruyan politikalar hayata geçirdiklerine dikkati çekerek, Çocuk için Dost Uygulamalar, DUY ihbar platformuyla, çocuklar için güvenli bir dijital alan oluşturduklarını, Sosyal Medya Çalışma Grubu ile 7/24 zararlı içerikleri tespit ederek, gerekli müdahaleleri anında yaptıklarını belirtti.
Öte yandan, Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi ile çocukların dijital haklarının korunmasında ulusal ve uluslararası farkındalığa öncülük ettiklerine değinen Göktaş, bu alandaki çalışmaları, daha sistematik ve kapsayıcı politika adımlarıyla sürdüreceklerini vurguladı.
Bu kapsamda 2025-2028 Dijital Dünyada Çocukların Güçlendirilmesine Yönelik Eylem Planı’nı hayata geçirdiklerini aktaran Göktaş, “Böylelikle çocuklarımızın dijital ortamlarda daha güvenli ve bilinçli şekilde yer almasını hedefliyoruz. Ayrıca çocukların dijital güvenliğini desteklemek üzere ‘Çocuklar Güvende’ web sitesini ve mobil uygulamasını kullanıma açtık. Bu platformla, çocuklara ve ailelerine güvenli içerik ve rehberlik hizmetlerini tek çatı altında sunuyoruz” dedi.
OYUN PLATFORMLARINA DENETLEYİCİ YASAL DÜZENLEME
Çocuklara daha güvenli bir dijital dünya sunmak istediklerini dile getiren Göktaş şunları söyledi:
“Son dönemde dünyada yapılan internet düzenlemeleri, sınırsız özgürlük anlayışından platformların sorumluluğunu esas alan bir yaklaşıma doğru değişiyor. Çünkü sosyal medya, artık sadece bir iletişim aracı değil. Çocukların psikososyal gelişimini yönlendiren güçlü bir yapı haline geldi. Bu anlamda bugün birçok ülke, çocukları dijital ortamdaki risklerden korumak için ciddi tedbirler alıyor. Avustralya’da 16 yaşın altında olan çocukların sosyal medyaya erişimi yasaklandı. Benzer bir yasağın İngiltere’de de getirilmesi tartışılıyor. Fransa’da 15, İtalya’da 14, Danimarka’da ve Belçika’da ise 13 yaşından küçük çocuklar ebeveyn izni olmadan hesap açamıyor. Bu alanda ülkemize özgü bir model geliştirmek için geçtiğimiz sene altyapı çalışmalarını başlattık. Çocuklar ile aileler ile sivil toplum kuruluşları ve sosyal medya platformlarının temsilcileriyle sık sık bir araya geldik. Yürüttüğümüz çalışmalar neticesinde, dijital medya ve oyun platformlarına dair yasal bir düzenlemenin yapılmasının elzem olduğunu gördük. Türkiye olarak, dijital medya ve oyun platformlarına dair düzenleyici ve denetleyici bir yasal düzenlemeyi yakın zamanda hayata geçireceğimizi belirtmek isterim.”
‘hayallerini algoritmalara teslim edemeyiz’
Çocukların dijital dünyanın sunduğu fırsatlardan yararlanırken, onların ruhunu, zihnini ve kimliğini korumakla yükümlü olduklarının altını çizen Göktaş, “Çocuklarımızın hayallerini algoritmalara, değerlerini sahte ideallere, güzelliklerini filtrelere teslim edemeyiz. Türkiye olarak, bu alanda sahip olduğumuz tecrübeyi paylaşmaya, bölgesel ve küresel iş birliğine hazır olduğumuzu belirtmek isterim. Bu toplantının, ortak sorumluluğu somut iş birliğine dönüştüren bir dönüm noktası olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.