Türkiye, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve su yönetiminde dayanıklılığı artırmak için Türkiye Taşkın ve Kuraklık Yönetimi Projesi’ni hayata geçirdi. Dünya Bankası finansmanıyla yürütülen proje, taşkın ve kuraklık risklerine karşı kapsamlı önlemler sunuyor.
Kuraklık ve Taşkınlara Karşı Önlemler
Küresel ısınma ve iklim değişikliği etkilerini hissettirmeye devam ederken, Türkiye de riskleri azaltmak için adımlar atıyor. Proje ile taşkın ve kuraklık riskleri azaltılacak, toplum ve altyapının dayanıklılığı artırılacak. Doğa temelli çözümler, modern erken uyarı sistemleri ve kuraklık izleme teknolojileri ile su yönetimi güçlendirilecek.
Projenin Bileşenleri ve Hedefleri
DSİ ve Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen proje dört ana bileşenden oluşuyor:
Taşkın Yönetimi: Taşkın kontrol tesisleri yapımı, doğa temelli çözümler, taşkın erken uyarı sistemlerinin (TEUS-TATUS) geliştirilmesi ve akım gözlem istasyonlarının modernizasyonu.
Kuraklık Yönetimi: Ceyhan Havzası pilot bölge olarak seçildi; kuraklık tahmin ve erken uyarı sistemi kurulacak, hassasiyet analizleri ve farkındalık faaliyetleri yürütülecek.
Kurumsal Kapasite ve Güçlendirme: DSİ ve SYGM’nin teknik kapasitesi artırılacak; eğitim, hidrolojik modelleme ve bilgi paylaşımı sağlanacak.
Proje Uygulama ve İzleme: Çevresel, sosyal yönetim ve satın alma faaliyetleri Dünya Bankası yönergelerine uygun olarak gerçekleştirilecek.
Projenin 2031 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanıyor.

Su Yönetimi ve Altyapı Güçlendirmeleri
Proje kapsamında Artvin, Trabzon, Rize ve Giresun başta olmak üzere DSİ’nin yürüttüğü projelere kaynak aktarılacak. Ayrıca Dünya Bankası ile yürütülen Sulama Modernizasyonu ve Su Verimliliği projeleri ile yaklaşık 1,6 milyon dekar alanda sulama modernizasyonu gerçekleştirilecek ve 23 ilde taşkın kontrol çalışmaları yürütülecek.
Uzman Görüşü: Şehirlerde Sel Riski Artıyor
Artvin Çoruh Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu, projeyi değerlendirirken, özellikle Karadeniz Bölgesi’nde sel riskinin arttığını belirtti. Tüfekçioğlu, dere yataklarının ve şehir altyapılarının güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “İklim değişti, daha fazla ve şiddetli yağış var. Şehirlerde beton alanların artması, yüzeysel akışları ve derelerde su yükünü artırıyor. Bu nedenle projelere ciddi ihtiyaç var.” dedi.
Bütünleşik Çözümlerle İklim Değişikliğine Karşı Dayanıklılık
Tüfekçioğlu, projeyle yağışların düzensizliği, şehirlerin yapısı ve altyapı eksiklikleri gibi sorunlara bütünleşik çözümler üretileceğini belirtti. Bu sayede taşkın ve kuraklık gibi iklim kaynaklı afetlerin etkileri azaltılacak ve Türkiye’nin su yönetimi kapasitesi güçlendirilecek.