Sosyal medyada ünlülerin elinde gördüğümüz “mucize serumlar” ya da “10 yaş gençleştiren” kremler… Ne yazık ki her parlak şişe gençlik iksiri değil. Cildin sana özel bir dengeye sahip ve her trend ürün bu dengeye iyi gelmeyebilir. Kadınların en çok düştüğü tuzaklardan biri de bu: moda olanı almak, gerçekten ihtiyacı olanı değil.
Cilt Tipini Tanımadan Ürün Almak
Kimi kadının cildi kurudur, kimi karma ya da yağlı… Ama çoğu zaman, bu fark göz ardı edilip ilk görülen anti aging krem sepete atılır. Sonuç? Kimi zaman sivilce, kimi zaman kuruluk, kimi zaman da hiç etki alamamak.

Küçük tavsiye: Cildinle kavga etmeyin, onu tanıyın. Basit bir cilt analizi bile hangi ürüne gerçekten ihtiyacınız olduğunu anlamanızı sağlar. Çünkü cilt tipinize uygun olmayan bir ürün, faydadan çok zarar verebilir.
“Ne Kadar Pahalıysa O Kadar Etkilidir” Yanılgısı
Gerçek şu ki; fiyat etiketi, cilt dostu olmayı garanti etmez. Bazı uygun fiyatlı ürünler, bilimsel içerikleriyle lüks markalara taş çıkartabilir. Önemli olan markası değil, içeriğidir.
Altın kural: Cilt, reklamlara değil; retinol, hyaluronik asit, peptit ve C vitamini gibi aktif içeriklere yanıt verir. Krem seçerken önce etikete değil, içerik listesine bakın. Parlak ambalajlara değil, içindeki etkiye inanın.
Ürünü Doğru Şekilde Kullanmamak
Elinizdeki ürün mükemmel olabilir ama yanlış kullanım her şeyi bozar. Örneğin retinol gece sürülmeli, sabah mutlaka güneş koruyucu kullanılmalıdır. Peeling sonrası hemen serum uygulamak da cilt bariyerini zorlar.
Minik not: “Daha çok sürersem daha hızlı etki eder” düşüncesi yanlıştır. Cilt acele sevmez; sabır ve düzen, gençliğin gerçek sırrıdır.

Cildiniz bir günde yaşlanmadı, o yüzden bir günde gençleşmesini beklemeyin. Gerçek güzellik, cildine zaman ayırmakla ve onu anlamakla başlar. Kırışıklıkları değil, sağlıklı bir parlaklığı hedefleyin. Çünkü güzellik, yaşla değil; özenle ilgilidir.