HDP’lileşen CHP, en çok kendi tabanını rahatsız ediyor. Parti içinde de, seçmen ve teşkilat seviyesinde de büyük tartışmalar yaşanıyor. CHP’nin yancısı İP’teki gelişmeler çok daha enteresandır. Kendilerince bir çıkış yolu arıyorlar, ama bu daha çok savrulmalarından başka bir sonuç doğurmuyor.

         TBMM’nin yeni yasama yılına başlaması ile birlikte siyasette yeni ve önemli gelişmelerin yaşanacağı anlaşılıyor. Özellikle zillet cephesinde çok ciddi kaynamalar var ve artık gizleyemiyorlar. CHP birkaç fazla belediye kazanmış olmanın şımarıklığı ile iyice zıvanadan çıkmış ve kendi içinde dahi kontrolü kaybetmiş durumdadır. Bu kısmi başarıyı borçlu oldukları HDP’ye diyet ödemenin de ötesine geçerek, hızla bu terör uzantısı partiyi benzemeye, hatta kendisi olmaya başladılar.

HDP’LİLEŞEN CHP

          HDP’lileşen CHP, en çok kendi tabanını rahatsız ediyor. Parti içinde de, seçmen ve teşkilat seviyesinde de büyük tartışmalar yaşanıyor. Buna bağlı olarak partinin üst kademelerinde her kafadan bir ses çıkıyor, herkes bir tarafa çekiyor. Bu perişanlığın adına da, “parti için demokrasi” diyorlar. Kazanılan belediyelerde başka bir çekişme var. Parti yönetimi ile belediye başkanları ayrı havadalar. Başkanlar partiyi tanımıyor, parti genel merkezi belediyeleri kontrolde tutmaya çabalıyor. Buna bir de diyet ödeme, rant paylaşımı ve özel hesaplar eklenmiş durumda. Her an kopmaların olabileceğinden, istifaların gelebileceğinden söz ediliyor. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim öncesindeki pamuk ipliğine bağlı durumunda fazla bir değişiklik yok. Kazanılan belediyeler üzerinden şimdilik bir erteleme söz konusu, hepsi o kadar. Bu erteleme nereye kadar gider belli değil. Ama çok sürmeyeceği ve her an bir restleşme yaşanacağı artık gizlenemiyor.

İP’İN ŞAŞKINLIĞI

          CHP’nin yancısı İP’teki gelişmeler çok daha enteresandır. HDP ile seçim iş birliği yapmakta bir sakınca görmediler, ama Türk milletinin bu hazin durumu kabul etmediğini ve İP’i baş aşağı gömdüğünü nihayet anladılar. Yeni bir manevra ile sureti haktan görünmeye çalışıyorlar. Sahaya sürdükleri isimlerle milliyetçilik oynamaya, HDP’ye rest çekmeye, CHP’yi güya sorgulamaya başladılar. Bunu yapmaları kendileri için bir teselli olur mu bilmiyorum, ama İP’i Meclise taşıyan partinin HDP olduğu gerçeğini değiştirmez. Bunu biz söylemiyoruz, Meclis kürsüsünden ilan edildi. Milliyetçilik nutukları ile yola çıkıp HDP’nin kucağına düşmek, CHP’nin himmet ve yardımı ile Meclise girmek durumu kurtardı, ama devamının gelmeyeceğini de kesin şekilde gösterdi. Buna bir de MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin, yanlıştan dönülmesi ve kucaklaşma çağrısına tabanlarının gösterdiği büyük ilgi eklenince, kimyaları hepten bozuldu. Şaşırmış vaziyetteler. Boşa koyuyorlar dolmuyor, doluya koyuyorlar almıyor.

KİMİ KANDIRIYORSUNUZ?

          Kendilerince bir çıkış yolu arıyorlar, ama bu daha çok savrulmalarından başka bir sonuç doğurmuyor. AK Parti eskilerinin kuracağı partiye yanaşmak için şimdiden pozisyon alıyorlar. Hemen seferber oldular ve bu parti veya partilerin bir an önce kurulması için çanak tutuyorlar. Bunun üzerinden üçüncü bir ittifak olabileceği tezini yayıp, zaman kazanmaya ve bir algı oluşturmaya çabalıyorlar. Diğer taraftan da AK Parti’ye karanlıkta göz kırpıp, başka bir yanaşma kapısı arayışını sürdürüyorlar. Bütün bunları yaparken, CHP’yi de kırmamak için azami dikkat gösteriyor, yedekte bekletiyorlar. “Eğer CHP kurumsal olarak ben HDP ile devam edeceğim derse, biz yokuz” diyeceklermiş. Tamam da, CHP’nin HDP ile kurumsal olarak devam ettiğini anlamak için daha ne olması gerekiyor? Sizi Meclise taşıyan, o kurumsal yapı değil midir? Kimi kandırıyorsunuz? Bilinmeyen bir şey söylemiyoruz, bu milletin gözleri önünde yaşananları hatırlatıyor, bir ayna tutuyoruz. Parti sözcülerinin televizyon kanallarını gezerek yaptıkları açıklamalar herkesin malumudur. Sadece bu kadarı bile İP’in ne kadar temelsiz, tutarsız olduğunu, her türlü etkiye, yönlendirmeye açık hale geldiğini ve iradesinin kendi elinde bulunmadığını anlamaya da, anlatmaya da fazlasıyla yeterlidir.

PİŞMANLIK BAŞLADI

         CHP’nin diğer yancısı HDP’yi anlatmaya bile gerek yok. CHP’nin bütün koruma ve kollama gayretlerine rağmen, terör örgütünün kontrolünde olmaya devam ediyorlar. Zaten başka şansları da yok. Varlık sebepleri, bölücü teröre alan açmaktır. Tuhaf olan, böyle bir terör uzantısını CHP gibi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan bir partinin savunması, koruması ve hatta sahiplenmesidir. Bu sahiplenme o kadar ileri gitti ki, yukarıda da belirttiğimiz gibi, CHP kendi kimliğini bir kenara bırakıp HDP’lileşti. Böyle bir CHP ile bu milletin hiçbir ortak tarafı kalmamıştır. Nitekim, henüz üzerinden birkaç ay geçmiş olmasına rağmen, verilen belediye başkanlıklarından dolayı büyük bir pişmanlık yaşandığının işaretleri gelmektedir. Bu pişmanlığın önümüzdeki dönemde daha da artacağı ve başka tezahürlerinin ortaya çıkacağı görülüyor. İçeriden ve dışarıdan yürütülen bir toplum mühendisliği ile zilleti bu millete dayattılar, ama bunun arkasının gelmeyeceğini, devamının olmayacağını biliyorduk. Daha işin başındayız. Yeni dönemde zilletteki kaynamalara bağlı olarak siyasetin çok farklı şekiller alacağını hep birlikte göreceğiz.