Beşiktaş Teknik Direktörü Abdullah Avcı, takımın başına gelmeden önce, “Nasıl bir on bir istersin?’ diye sorsalar, belki de dün sahaya sürdüğü takımı isterdi.

Savunmada iki ofans bek, önlerinde iki hareketli, dikine giden açık…

Ortada, iki kesici ve yönlendirici, forvet arkasında hem yaratıcı hem bitirici bir 10 numara… Savunmanın göbeğinde herkesin istediği bir stoper ve sakatlıktan çıktıktan sonra gol katkısı da yapan partneri... Kaleyi gole kapatan bir kaleci ile gol için yaratılmış usta bir golcü…

Yani, sezon başından bu yana sakatlıklarla boğuşan, sürekli eksikler nedeniyle kadro kurmakta zorlanan Avcı’nın sıkıntıları sona ermiş, olabilecek tüm kalite sahadaydı. Yapılacak sistemi doğru işletip, ligdeki tek galibiyeti şampiyonluk iddiasındaki Fenerbahçe’ye olan İstikbal Mobilya Kayserispor’u yenerek, galibiyet serisine bir yenisini eklemekti.

Taraftar desen, haftanın en trafik gününde gecikmeli de olsa takımının son dört galibiyetine bir yenisini daha eklerken yanında olmak için tribünleri doldurdu. Boşluklar vardı ancak, var olanların sesi olmayanları aratmayacak kadar gür ve heyecanlı çıkıyordu.

Hızlı ve sonuç verecek bir başlangıç için saldırdı Beşiktaş. Ağırlıklı olarak soldan, etkili olarak sağdan baskıyla… Fazla beklemedi Siyah Beyazlı taraftar, ilk çeyrek geçilirken savunma görüntülü Atiba Hutchinson, golcü tarafı önde Burak Yılmaz’ın asistinden gelen topa o kadar usta işi vurdu ki…

Sonrası çorap söküğü gibi geldi…

Beşiktaş topla oynama isteğini girdiği pozisyonlarda gösterdi. Attığı gollerle kanıtladı. Pozisyonlar hiç ara vermedi. Taraftar bir an olsun yerine oturamadı. Her atak bir pozisyon, her pozisyon kaleye gol için yönlenmiş bir şuta dönüştü.

İlk yarıda kalesinde ona yakın pozisyon, üç gol gören Kayserispor iki kez rakip alana taşıyabildi topu. Şut da attı. Beşiktaş’ın çıkışındaki en büyük pay sahiplerinden kritik anlardaki kurtarışlarıyla olası sıkıntıları önleyen Loris Karius, yine iş başındaydı.

Konuk takım ikinci yarıya “Bir atsak, bir daha atarız” umuduyla önde başladı. İlk yarıda skoru bulan Beşiktaş başta kalesini savunmakla yetindi. İlk heyecan geçtikten sonra topu rakip alana taşıdı, orada pas yaptı. Derinlemesine oynadı, yana oynadı, geriye oynadı… İstediği gibi oynadı. Slovan Bratislava maçındaki iştahı ile oynayan Siyah-Beyazlıların oyunu için tek eleştiri, ikinci yarıda üretilen bazı pozisyonlarda, bazı oyuncuların daha uygun arkadaşlarına pas vermek yerine, kendilerinin pozisyonları zorlamasıydı.

Son dakikalarda gelen konuk golü, maçın nazar boncuğu, Burak Yılmaz’ın Oğuzhan Özyakup’u taraftarla barıştırma hamlesi oyunun güzelliği oldu.

Altıncı hafta bulunduğu sondan üçüncü sıradan, zirvenin üçüncü sırasına sıçrayan Siyah-Beyazlılar, doksan dakika susmayan taraftarının da dillendirdiği gibi, “Şampiyon Beşiktaş” sözünü gerçekleştirme yolunda bir adım daha attı.