İslam takviminin ilk ayı olan Muharrem, hem hicri yılın başlangıcı hem de manevi anlamda derin bir dönem olarak kabul edilir. Bu ay, özellikle Aşure Günü ile öne çıkar. Muharrem Ayı, Kur’an-ı Kerim’de “Allah’ın ayı” olarak anılmış ve haram aylardan biri olarak belirtilmiştir. Bu da bu ayda yapılan ibadetlerin ve hayırların sevabının daha fazla olduğuna işaret eder.
Aşure Günü, Muharrem ayının 10. gününe denk gelir ve birçok peygamberin hayatında önemli olayların yaşandığına inanılır. Nuh’un gemisinin karaya oturması, Musa Peygamber’in Kızıldeniz’i geçmesi ve Yunus Peygamber’in balığın karnından kurtulması gibi mucizelerin bu günde gerçekleştiği rivayet edilir.
Kerbela olayının yıl dönümü
Bu özel günde Müslümanlar oruç tutar, sadaka verir, aşure dağıtarak paylaşmanın güzelliğini yaşatır. Aşure, sadece bir tatlı değil; içinde barındırdığı birçok farklı malzemeyle birlik ve beraberliği, farklılıkların uyumunu simgeler.
Muharrem ayı aynı zamanda Kerbela olayının da yıl dönümüdür. Hz. Hüseyin’in ve beraberindekilerin şehit edilmesi, Müslümanların ortak acılarından biri olarak bu ayın matem yönünü oluşturur. Bu yönüyle Muharrem, hem bir yas ayı hem de ibadet ve tefekkür ayıdır.
Aşure Günü, günümüzde de kültürel ve dini bir değer taşıyarak, komşuluk ilişkilerini güçlendiren, insanlar arasında sevgi, merhamet ve dayanışmayı pekiştiren bir gelenek olarak yaşatılmaktadır.