Dersimli Kemal, Siyasî Partiler Kanunu’nda “cinsiyet kotası” istiyormuş!

Kadınlar, bunu kabul etmeyen siyasî partileri istememeliymiş! Gerekirse sokağa çıkmalılarmış!

Kadınların olağanüstü gücü varmış, birleşirlerse iktidarı devirirlermiş!

Örgütlerindeki tacizleri hiç dile getirmeden “cinsiyet kotası” istemek riyakârlıktır!

Bunları da Y-CHP Kadın Kolları’nın düzenlediği programda söylüyor.

            *

Y-CHP örgütlerindeki tacizler olmamış gibi…

Diyor ki oradaki kadınların yüzüne baka baka:

Kadına yönelik şiddet var. Kadın mağdur. Kadın işsiz. Kadın yoksul… Bu sorunlardan kurtulması için temel çözüm, siyasette çok daha güçlü var olmasıdır.”

İyi de siz partinizdeki kadınları koruyamıyorsunuz ağalar!

Nüfusun yarısını oluşturan kadınlara yol gösteriyor:

“Siyasi partiler Yasası’na cinsiyet kotası getirilmesi lazım. Ağlamak değil, hak istemek önemli! Kadın güçlü olduğu takdirde şiddete maruz kalmaz! Hiç kimse haksızlığa uğramamalı. Kimse adaletsizlik ile karşı karşıya kalmamalı. İnsanlar huzur içinde yaşamalı.”

Eee Bay kemal, örgütlerinizde adalet yok mu sizin? Tacize uğrayan kadınlara hangi yüzle bunları söyleyebiliyorsunuz?

Siz seçimlerde “Herkesin güvencesi benim” deyip de binlerce insanı işten atan örgütün genel başkanı değil miydiniz? Nasıl inansın bu kadınlar size?

*

Bay Kemal, öncelikle şu Y-CHP örgütlerindeki tacizler için neden konuşmuyorsunuz?

Neden nutuk çektiğiniz kadınlar mağdur olduğunda, bir kadın olan İstanbul İl Başkanınız destek olmuyor?

Barış Yarkadaş’ın iddialarına neden cevap vermiyorsunuz?

Mağdur olan kadına susması için para teklif eden yöneticinize ne yaptınız?

Neden kasetle geldiğiniz o koltukta kalabilmek için muhalif her sesi geleni ihraç ediyorsunuz?

Yancınız Salıcı’nın olanı biteni iktidara bağlamasını siz de inanıyor musunuz?

“Başarısız olan örgütleri değiştireceğiz” diyorsunuz da bu taciz skandallarına karışanlara ne yapacaksınız, bir söyleseniz?

İSKİ skandalının yaşandığı “1989 travmasını yeniden yaşamak istemiyoruz” demiştiniz, bulduğunuz çözüm nedir?

Olan bitenin buzdağının görünen yüzü olduğu iddia ediliyor, susanlar olduğu, konuşurlarsa Y-CHP’nin müthiş darbe yiyeceği anlatılıyor…

*

İnsanın inanası gelmiyor ama, İBB Başkanı Bay Müdafa’ya suikast ve telefonlarınızın dinlendiği iddiaları ve erken seçim yaygarası gözlerimizi başka yöne çevirmek amaçlı mı Bay Dersimli Kemal?

Muharrem İnce’nin, “Neşter vuramıyorlar, sorunu çözemiyorlar, her gün bir skandal… Davul zurna ile suikast konuşulmaz” sözlerine diyeceğiniz var mı?

“İktidar HDP'yi kendi yanına çekemeyince 'ikinci parti kurup HDP'yi parçalayabilir miyiz' arayışında” iddianıza gerçekten inanıyor musunuz?

Evet Bay Dersimli Kemal, bunca meseleniz varken, kadınların hak ve hukuklarından, seçim kanununu değiştirtmek uğruna nasıl bahsedebiliyorsunuz?

Neden onlara sokağı işaret ediyorsunuz durmadan?

Sandıktan ümidiniz olmadığı için mi sokağın kaos ve kargaşasına yönetiyorsunuz?

Bir bilsek…