Türkiye yine tarihin akışının doğru tarafında durdu, hakkın, hukukun, dostluğun gereğini yaptı ve Ermenistan’ın işgallerini genişletmek için başlattığı azgınlık karşısında, kardeş Azerbaycan’la birlikte hareket etti. Burada yanlış olan hiçbir şey olmadığı gibi, çok yerinde, çok isabetli ve çok tarihi bir tavır ortaya koyduk. Bir an bile tereddüt etseydik, kimin ne dediğine, ne yaptığına bakarak hareket tarzımızı belirlemeye uğraşsaydık, işte o zaman affedilmez bir hata yapmış olurduk. Cumhur İttifakı, bütün milli meselelerde olduğu gibi Azerbaycan’a yapılan saldırı karşısında da ortaya koyduğu doğru ve haklı tavırla, Türkiye’nin bekasına sahip çıkmıştır. Bu doğru tavır, Türk milletinden de büyük destek görmüş ve onaylanmıştır.

CHP YİNE YANLIŞ TARAFTA

         Zillet ittifakı ne yazık ki, yine bizi hayal kırıklığına uğrattı, yine yanlış tarafta durdu, yine Türk ve Türkiye düşmanlarına ümit ve cesaret verdi. Özellikle CHP, Ermeni saldırıları karşısında Azerbaycan’ın yanında durmak, Türkiye’nin son derece doğru tavrını desteklemek yerine, akla ziyan değerlendirmeler yapıyor ve kelimenin tam anlamı ile Ermeni ağzı ile konuşuyor. Hem de bir büyükelçi sıfatı bulunan Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz’ün, “Maalesef gelen haberlerde, Türkiye’den Azerbaycan’a silah yardımı yapıldığı ve söylentilere göre cihatçı grupların da Azerbaycan’a gönderildiği ifade ediliyor.” sözleri, bir skandaldan öte kelimenin tam anlamıyla rezalettir. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun tavrı da ondan aşağı kalmamıştır. Başka hiçbir şey olmasa dahi sadece bu kadarı, CHP’nin tamamen raydan çıktığını, ağır ve ivedi bir milli güvenlik sorunu haline geldiğini anlamaya da, anlatmaya da fazlasıyla yeterlidir.

DAHA NE OLMASI GEREKİYOR?

        Türkiye’nin Azerbaycan’a silah dâhil her türlü yardımı yapması, destek vermesi, hatta bizzat sahaya inmesi son derece isabetlidir ve olması gerekendir. Başka hiçbir sebep olmasa dahi Azerbaycan bizim kardeş ülkemizdir ve kardeşimizin yanında olmak bir görevdir. Kaldı ki, burada söz konusu olan sadece Azerbaycan’ın saldırıya uğraması da değildir. Asıl hedefin Türkiye olduğunu, Türk milletine karşı düşmanlık besleyenlerin Kafkasya’dan Orta Doğu’ya, Akdeniz’den Balkanlar’a kadar sürekli kriz çıkarmak ve kaos üretmek maksadıyla faaliyet halinde olduklarını anlamak için daha ne olması gerekiyor? Ermenistan bu zavallı haliyle, bu cesareti nereden buluyor? Bu gerçekler orta yerdeyken neyi bekleyeceğiz, kimden, neyi saklayacağız?

TERCİH DEĞİL MECBURİYET

          Ermenistan’ın korunup kollandığı, hatta azdırıldığı muhakkaktır. Bunu kimlerin yaptığı da bellidir. Fransa’dan, ABD’ye kadar dünyanın birçok yerine mevzilenmiş azgın Ermeni diasporasının Türk düşmanlığını ve Türkiye’ye zarar verebilmek için her fırsatı kullanıp yalan ve iftiralarla ortalığı ayağa kaldırma girişimleri de bilinen bir durumdur. Türkiye’nin Azerbaycan’la birlikte ve tek bir devlet gibi hareket etmesinin birçok yeri ürküttüğünün de farkındayız. Bunları çok daha uzatmak mümkündür. Ancak bunlar oluyor diye, geri mi çekileceğiz? Ermeni rezilliklerini uzaktan mı seyredeceğiz? Akdeniz’deki, Ege’deki hakkımızı ve hukukumuzu kimin ne dediğine, ne yaptığına bakmadan nasıl koruyorsak, sınırlarımızın dibinde kurulmak istenen bir terör devletine her ne pahasına olursa olsun nasıl izin vermiyorsak, Azerbaycan’a yapılan saldırıyı da aynı kararlılıkla, aynı dirayetle püskürtüp, buna cüret edenleri analarından doğduğuna pişman etmek görevimizdir. Bunu yapmak bir tercih değil, bir mecburiyettir. Üzerimizde oynanan oyunların her ne pahasına olursa olsun yerle bir edileceğini muhataplarına da, dünyaya da göstermek boynumuzun borcudur.

KARABAĞ İŞGALİ BİTMELİ

        Azerbaycan toprağı Karabağ, Ermeni işgali altındadır. Bu işgalin bitirilmesinin zamanı gelmiştir ve bunun bir daha dönüşü olmamalıdır. Şu andaki mesele sadece Ermeni azgınlığı ve Karabağ’ın işgali ile de sınırlı değildir. Ermenistan üzerinden Türkiye’ye karşı yeni bir cephe açılmaktadır. PKK ve Ermeni terörünün Azerbaycan’ı da içine alacak şekilde genişletilmesi gibi yeni bir kahpe plan hayata geçirilmek istenmektedir. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, Ermenistan’ın, Azerbaycan’a ayrılıkçı gruplar gönderdiğini bir grubun başının Azerbaycan emniyeti tarafından yakalandığını ve sorgulandığını açıklamıştır. Söz konusu teröristin ifadelerinden, Azerbaycan’a sivillere karşı terör eylemleri yapmak için geldiğinin anlaşıldığını söylemiştir. Ermenistan boyundan büyük işlere kalkışıyor ve bunun bedelini mutlaka ve mutlaka ödemelidir.

SATILMIŞLAR RAHATSIZ OLDU

        Azerbaycan’ın da, Türkiye’nin de kimsenin toprağında, kimsenin hakkında hukukunda gözü yoktur. Her iki ülkenin de devlet başkanları tarafından bu durum defalarca açıklanmıştır. Ancak kimsenin bizim toprağımıza, hakkımıza göz dikmesini, işgal etmesini de ne kabul ederiz, ne de izin veririz. Bugün yapılan budur ve hiçbir türlü geri adım atılması, taviz verilmesi, gevşeme gösterilmesi mümkün değildir. Bu söylediklerimizden, yazdıklarımızdan rahatsız olan birisi varsa, mutlaka kendini gözden geçirmelidir. Hiç kimse Türkiye ve Türk milleti üzerinden kendi yanlışlarını, kendi ihanetlerini, kendi satılmış beynini temize çıkarmaya kalkmasın.