Takım karanlıklar içinde. Düşme potasından yalnızca bir yenilgi uzakta. Rakip Alanyaspor, yıllardır üst sıralarda tutunan, lig üçüncüsü. Üstelik, lider Trabzonspor’dan sonra sezonun en çok gol atan takımı. Galatasaray için bu kaostan çıkışının tek yolu kazanmak. Antrenman bile yapamadan üç zorlu maça çıkıp kaybeden Domonec Torrent de durumun farkındaydı. Takımla çalışma şansını lig arasında bulan İspanyol teknik adamın aslında hiçbir şeyi değiştiremediği maçın başında ortaya çıktı.

Ligin geriden en iyi çıkan takımlarından biri olan rakibine, Kasımpaşa’nın kendi takıma yaptığı gölge baskıyı kurmak istedi. Belli ki gitmeyince, “parasını hak etsin bari” kontenjanından Babel’in santrfor olarak yönettiği baskı ev sahibini terletmedi bile… Savunmadan net paslarla çıkan ev sahibi, Galatasaray kalesini tehdit etti. Alanyaspor’un, kazandığı golde öz güven sorunu yaşayan sarı kırmızılı futbolcuları, yıkılmaktan Kerem’in şans golü kurtardı.

İkinci yarıda da değişen bir şey yoktu. Yürüyerek oynayan konuk, aldığı her topla yaklaştığı ceza alanında kalabalık arasında pozisyon arayan ev sahibi. Rakibin on kişi kalması bile canlandırmadı sarı kırmızılıları. Takımı ateşleyecek, hırsını sergileyecek kimse olmayınca bırakın gol atmayı, şut bile atmadan oynadı Galatasaray.

Değişiklikler de değiştirmedi bir şeyleri. Ve sorunun şu ya da bu mevkide olmadığı, eksiğin takımı ateşleyecek canlandıracak bir isim olduğu netleşti.