Bizim bütün işimiz gücümüz “kavram kargaşası” içinde savrulmak…

Okumayız, araştırmayız, dinlemeyiz ama…

Cep telefonuna düşen her algı tuzağına küüt diye düşeriz!

Sonrasını, başımıza bin bela musallat olunca anlarız, lâkin olan olmuştur…

         *

Onların ne ülkücülükle, ne MHP’lilikle alakaları vardır…

Bu hep puşt zulasındaki hançerci “elma kurtları”

Bunlar bize kafatasçı demişlerdi”, “Milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık demişlerdi” algısına devam edip, ne MHP’ye ne de AKP’ye oy verdiler…

Erdoğan’ın maksadı anlaşılamayan “Türkiye İttifakı” lafına da balıklama atladılar…

Dedik size, bizi de satacaklar” demeye başlamışlardı ki…

Bahçeli’nin “Mutabakatın adresi zillet değil, cumhurdur. Başka ittifak arayışlarına gerek yoktur. Cumhur İttifakı çevresinde vızır vızır fitne kazısı yapanlara hem sırtımız dönük hem de kapımız örtüktür. Böylesi açık tavır ve tercihi muhataplarımızdan da beklemek en tabii hakkımızdır” sözlerine…

Cumhurbaşkanı "Bazıları Türkiye İttifakını, Cumhur İttifakı'nın alternatifi gibi gösterme fitnesine düştü… Cumhur İttifakı 82 milyonun lokomotifidir" cevabını verdi…

Çünkü “Pazara kadar değil, mezara kadar” denilmişti…

Erdoğan tekrar dedi ki: “Terör örgütleriyle kol kola olanlar bizimle ittifak halinde olamazlar.

Dünya elma kurtlarının başlarına yıkıldı!

*

İnsanlar 'Beka meselesi' etrafında ayrıştırılmaya çalışılmıştı” diyebilen gözü dönmüşlüğün…

MHP hemen hiçbir proje üretmeden sadece artan/arttırılan gerilim üzerinden merkezi bir konuma oturmaktadır” müfteriliğinin…

AKP eliyle şunca senedir başta Anayasa ve Ceza Kanunu, eğitim öğretimde kışla mantığının seyreltilmesi, Kemalist sembol ve törenlerle toplumun terbiye edilmesine son verilmesi gibi yapılan pek çok reform ve ileri adım, ittifak ruhunun gölgesinde kalmıştır” gibi acı niyet itiraflarının…

Sonuçlar ayrı ayrı masaya yatırıldığında ittifak meselesinin gözden geçirilmesi gerektiğini düşünen” fesatlığın elebaşları…

Erdoğan’ın çevresindeki MHP düşmanı Nagehan Alçılar, N. Bengisu Karacalar, Fehmi Korular, Abdülkadir Selviler, Ahmet Taşgetirenler, Resul Tosunlar, Mehmet Ocaktanlar, Kenan Alpaylar gibi onlardan farkları olmayan bu “elma kurtları”nın da hevesleri kursaklarında kaldı…

Bunlar daha önce de “AKP, MHP’yi yakında Meclis dışında bırakır” diyebilen fitne yuvaları idi…

         *

Bayramımız 3 Mayıs’ı da “Türkçülük mü, milliyetçilik mi?” tartışmasıyla geçirdi aklı evvellerimiz…

Onlara Bahçeli, İP’çilere “MHP’yi milliyetçi parti olmaktan uzaklaştıracaklar” dediğinde de kavram kavgasındalardı…

Mansur Yavaş’ın “belediyede bir-iki sözde ülkücüye görev verme tuzağı”nın da farkında değiller ki sosyal medya destanları yazmaya devam ediyorlar!

Sosyal medya maymunu bu elma kurtları, Devlet Bey’in “3 Mayıs Milliyetçiler Günü; müstesna bir uyanışın adı, muazzez bir uyanıklığın ahlakı, muhteşem bir mücadele ufkunun anısıdır” açıklamasını da görmedi!

Hatta Türkmen Beyi’nin “3 Mayıs 1944’te aslen ve esasen milli bekanın müdafaası yapıldı… 3 Mayıs haktan, halktan ve hakikatten yana olanların inançlı duruşudur. Bilinmelidir ki, Türk milliyetçileri her zaman ve her seviyede milli birlik ve kardeşlikten yanadır…. Türk milletine tuzak kuranlardan hesap sormak, Türkiye’ye parmak sallayanlara haddini bildirmek tarihi bir sorumluluğumuzdur. Türkiye Cumhuriyeti kendi kaderine kendisi yön verecek, Cumhur İttifakı da istikbalin mimarı, istiklalin muhafızı olacaktır” sözlerini de okumadılar…
         *

Hiçbirinin, hem bizim “elma kurtları”nın, hem de AKP’nin “çıkarcı-ümmetçi-kripto FETÖ’cü-PKK sevici yancıları”nın MHP’yi anlamak gibi bir niyetleri olmadı…

31 Mart seçim sonuçlarını tahlil edebildikleri de yok…

MHP’nin özgül ağırlığı ve Semih Yalçın Bey’in ifadesi ile “dominant rolü”nden rahatsızlar…

Bindikleri dalı kesiyor, meyvesini yedikleri ağacı taşlıyorlar…