Karabekir Paşa, öncelikle iyi bir baba ve aile reisidir. Ardından başarılı bir asker, temayüz etmiş bir komutan, devlet adamı ve diplomat, nihayet iyi bir eğitimcidir. Bütün ömrü boyunca vatanını, milletini düşünmüş, milli birlik ve bütünlük uğrunda istikbalini hiçe saymış, hiçbir zaman inandığı prensiplerden en ufak taviz vermemiştir.

72. ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNDE (26 OCAK 1948)

İyi bir aile reisi, baba çok yönlü bir lider

Karabekir Paşa’nın yeni harflerle basılan eserleri de şunlardır: İstiklal Harbimizin Esasları Cilt: I. (1933, 1951, 1981), İtalya Habeş (1935), İngiltere, İtalya ve Habeş Harbi (1935), Cihan Harbine Neden Girdik? Nasıl İdare Ettik? Cilt: I-II. (1937), Cilt: III. (1939), Erzincan ve Erzurum’un Kurtuluşu (III. Kitaptan) (1939), Ülkümüz Kuvvetli Bir Türkiye’dir (1947), İstiklal Harbimiz Cilt: I., (1959, 1969, 1988), Çocuk Davamız (1965), İstiklal Harbimizde Enver Paşa ve İttihat Terakki Erkanı, İttihat ve Terakki Cemiyeti (1896-1909) Neden Kuruldu? Nasıl Kuruldu? Nasıl İdare Olundu? (1982).

Kazım Karabekir’in eserleri son yıllarda topluca yeniden yayınlanmaya başlanmıştır. Yapı Kredi Yayınları arasında şu ana kadar yayınlanan eserleri şunlardır: Hayatım, Birinci Dünya Savası Anıları, Edirne Hatıraları, İttihat ve Terakki Cemiyeti, İstiklâl Harbimiz (2 Cilt), Günlükler (2 Cilt), İstiklâl Harbimizde Enver Paşa ve İttihat ve Terakki Erkânı, İnsan ve Asker Kazım Karabekir.

Paşa’nın basılmayan eserleri ise şunlardır: Sarıkamış, Kars ve Ötesi (1944), Ermeniler Nereden Geldiler, Nereye Gidiyorlar? (1946), Osmanlı Camiasından Milli Ayrılıklar, Türkiye’de Hürriyet Cereyanları, Edirne Hatırası, Plevne’yi Ziyaret, Elemli Günlerim (1927-1938 arasındaki “menkubiyeti”ne aittir.), Türkiye’deki Almanlar (1913-1918 arasında ordumuzda vazifeli olanlar), İstiklal Harbimiz Cilt: II. (1960’ta basılan I. Cildin devamı), Hürriyet ve İstiklal Mücadelemizin Ruhi Tahlili, Milli Terbiye ve Çocuklar Ordusu, Harb-i Umumi Hatırası, İstiklal Harbi Hatırası, Layihalarım, Hür Can (Roman), Kalp Yolu (Ruhiyata ait), Medeniyet Yolcusu, İdeal Millet, Çekişmelerim, Casuslar, İnkılap Hareketleri, Bir Düello ve Bir Suikast, Hayatım, Benlik, Yavrularımın Kitabı, Hata-Sevap Cetveli, Bir İhtiyaç, Çocuklar İçin: Güzel Huylar, Çocuklar İçin: İyilik, Sağlık, Çocuklar İçin: Kazanç ve İdare, Çocuklar İçin: Fena Adetler, Fena İtikadlar, Haksızlığa Karşı, Kars’ın Tarihi, Sarıkamış’ın Tarihi.

ÇOK YÖNLÜ BİR LİDER

Hakkında güzel bir eser yazan Prof. Dr. M. Fahrettin Kırzıoğlu Hoca’nın belirttiği gibi “Kâzım Karabekir Paşa, ömrü boyunca, doğruluğun çalışkanlık ve yetenekliğin, vazifeseverliğin, haksızlıklara karşı koymanın, çok temiz ahlak ile aile geleneklerimize bağlılığın, kimsesiz ve yetim çocukları koruma ve yetiştirmede bir veli (evliya) gibi davranmanın, eşsiz timsali idi. XX. Yüzyılda, büyük Türk çocuk terbiyecisi ve üç yabancı dil bilip, en çok eser veren kumandanımız olarak, varlığını gösterdiği gibi; karakalem, suluboya, yağlıboya resim yapmak, şiirler ve marşlar yazıp bestelemek, keman çalmak gibi ‘güzelsanatlar’daki mahareti ile de örnek bir derin kültürlü ‘millî Kahraman Paşamız’ idi.”

Karabekir Paşa, öncelikle iyi bir baba ve aile reisidir. Ardından başarılı bir asker, temayüz etmiş bir komutan, devlet adamı ve diplomat nihayet iyi bir eğitimcidir. Aşağıda Paşa’nın bu özellikleri tanıklar ve olaylar çerçevesinde ana hatları ile incelenmiştir.

İNSAN VE BABA OLARAK KARABEKİR

Kâzım Karabekir, bütün ömrü boyunca vatanını milletini düşünmüş, millî birlik ve bütünlük uğrunda istikbalini hiçe saymış, hizmetlerinin unutulduğu veya gölgelenmek istendiği zamanlarda dahi gerçeklerin bir gün bütünüyle gözler önüne serileceğine inanmış, uğradığı haksızlıklara ve mahrumiyete gururla göğüs germiş, fakat hiçbir zaman inandığı prensiplerinden en ufak fedakârlığı kabul etmemiştir.

Paşa’nın kişiliği ve kimliği sadece savaşlar ve siyaset ile sınırlı değildir. Her şeyden önce o iyi bir insandı. İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker’in belirttiği gibi “Kâzım Paşa, çok iyi bir aile babası, örnek bir eş, müşfik, ilgili bir babaydı. Çok düşkün olduğu kızlarını örnek bir şekilde yetiştirmeye büyük özen göstermişti. Buna şahit olmuştum.”

Kâzım Karabekir Paşa gerçekten örnek bir aile babasıdır.

Kızı Hayat Karabekir Feyzioğlu Paşa’nın bir eserine yazdığı tanıtım yazısında bu konuda şunları söylemektedir: “Yetimler Babası Kâzım Karabekir Paşa aynı zamanda örnek bir aile reisidir.

‘En büyük şansım İclal ile evlenmektir’ diyen Karabekir, eşinin son derece fedakâr, anlayışlı, her üzüntüsünü ve sevincini paylaştığı bir kişi olduğunu belirtir. Bu duygularını ‘İki Damla Gözyaşı’ adlı şiirinde en güzel şekilde ifade eder. Bu maddi sıkıntı içinde geçen yıllarda ikiz kızları dünyaya gelir. Maddi bakımdan çok zor olmakla birlikte ikizleri “Allah’ın bir lütfu” olarak kabul eder ve her üzüntüyü unutup bir anne kadar bakımlarıyla ilgilenir. Kızlarını yanına alarak o zaman tabiatın henüz bozulmadığı Erenköy ve civarında uzun yürüyüşlere çıkar, yazı muntazaman yüzmeye götürür. Daha sonra dünyaya gelen üçüncü kızı ile de aynı şefkatle ilgilenir…”

Karabekir’in “baba” kimliği sadece kendi ailesi ve üç kışı ile sınırlı değildir. Çünkü o “yetimlerin babası”dır. Küçük kızı Timsal Hanım bir anma toplantısında yaptığı konuşmada şunları söylüyor: “Ben Baba Kâzım Karabekir’i anlatacağım. O’nun şefkat pınarı biz üç evladı ile sınırlanmamıştır. Bizlerden çok önce, Şark Cephesi Komutanı bulunduğu tarihlerde yetim kalan beşbini aşkın şehit yavrularına gerçek bir baba ve eğitici olmuş, teker teker ilgilendiği yavrularını, istidatları doğrultusunda hayata hazırlamış, vatana kazandırmıştır. İçlerinde generaller ve yüksek mevki sahipleri vardır…”

Şehit çocuklarına gösterdiği bu yakın ilgiden dolayı “Yetimler Babası” olarak bilinen Karabekir Paşa şüphesiz büyük bir insandı.

O büyük bir insan olduğunu sadece şehit Müslüman-Türk çocuklarını himayesine almakla ispatlamamış; ayrıca savaş sırasında ana babasını kaybetmiş Ermeni çocuklarının da Trabzon’daki Hristiyan yetimhanesine gitmelerini sağlamış, onların dini inançları üzerinde bir baskı yapmamıştır. Bunun karşılığı, Ermeni yetimlerinin kendisine hazırlayıp hediye ettiği bir tabloda en net şekilde görülmektedir.

İnsan Karabekir’i anlatan en önemli hususlardan biri de onun parayla ilişkisidir. Muhalefete düştükten, özellikle 1927’de emekli olduktan sonra maddi ve manevi olarak çok sıkıntı çekmiştir. Bütün bunlar karşısında bile dimdik durmuştur. Kitabın son bölümünde daha ayrıntılı olarak göreceğimiz gibi Ankara’dan İstanbul’a gelen Karabekir Paşa Erenköy’deki şimdi müze olan evi aldıktan sonra burada inziva hayatına çekilir. Yönetimle olan anlaşmazlığı yüzünden sıkı bir gözetim altında tutulması istenen 84 kişilik “muhalif” listesinin başında Karabekir de vardır. Bu yıllarda maddi bakımdan büyük sıkıntılara düşmüş ve yaşayabilmek için bahçesinde yetiştirdiği sebzeleri satmak zorunda kalmıştır. Ancak o, hiçbir zaman bu durumdan şikâyetçi de olmamıştır. Bir ziyareti sırasında Cemal Kutay’a şunları söylemiştir:

“Bunları gelecek nesillerin, hatta çocuklarımın bilmesini istemem. Devletimin vefasızlığı içinde, benim mağdur olmuş olmamın elemi, sadece şahsımın değil yaşadığımız devrindir. Benim kaderimin, hiç kimseye istikbal için ne manevi ve ne de maddi fedakârlıklar, hatta benzer hadiseleri düşünerek, bilhassa servet ve rahat sahibi olması ihtiyatkârlığını düşündürmemelidir.

Diyebilirler ki, ‘bu adamın elinde devletin imkanları vardı. İstikbalini düşünmüş olsa idi sıkıntı çekmezdi. Aslında öyle değil… Türkiye’de sadece meşru maaşı ile geçinmeye mecbur hiçbir devlet memuru, makamı ve unvanı ne olursa olsun, hele kalabalık bir ailenin başında ise emeklilik çağından evvel ev barkını teminat altında göremez. Bu kaideden şahsi ve ailevi serveti olanlar tabii ki hariçtir. Ama ben, eğer sütçülük ve sebzecilik yapmasa idim, çekmiş olduğum sıkıntının daha aşağı seviyesine düşerdim.’ Bu hakikat beyi anlatıyor? Devlet ve millet hizmetlisi olmanın aşırı refah ve yaşama imkanıyla bağdaşmamasını telafi edecek manevi unsurlara sahip olması… Bu sert hakikatte ben ne ilkim, ne de son..”

ASKER VE KOMUTAN KARABEKİR

Atıldığı her işte ve aldığı görevlerde her zaman vatanseverliği ile Türk milletinin yüksek menfaatlerini ön planda tutan Kâzım Karabekir Paşa hem büyük bir asker, hem de Türk ahlâk ve faziletinin örnek şahsiyetlerinden biridir.

Çok okuyan, çok araştıran, çok yönlü düşünen ve çok yazan örnek Türk komutanlarından biri olan Karabekir Paşa, gerek bulunduğu ast görevlerde gerek üst birlik komutanı olarak aldığı görevlerde astları, üstleri ve çevre halkı tarafından çok sevilmiş, benimsenmiş ve itibar görmüştür.

Arnavutluk ayaklanması, Balkan Harbi, I. Dünya Harbi ve hemen onun sonunda başlayan Kurtuluş Savaşı’nda çok önemli görevler üstlenmiş, çok büyük başarılara imza atmış ve haklı bir şöhretin sahibi olmuştur.

YARIN: DEVLET ADAMI VE DİPLOMAT KARABEKİR