Utanç Projesi…

Biden yönetiminin İsrail’e verdiği sınırsız desteğin Trump döneminde kesileceğine dair beklentiler vardı. 

Fakat umulan olmadı.

Trump göreve gelir gelmez soykırım suçlusu olduğu Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından ilan edilen Netanyahu’ya desteğini açıkladı.

Özünde, Gazzeli mazlumların sürgününü hedefleyen bir utanç projesinin hayata geçirilmesi adına düğmeye basıldı. 

***

Trump, başkanlığının ilk döneminde asrın barışını getireceğini ileri sürerek benzer adımlar atmıştı.

Mesela Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmişti.

Örneğin Golan Tepeleri’nin ilhakını onaylamıştı.

Birleşmiş Milletler’in bile reddettiği yeni İsrail haritasının kabul edilmesi gerektiğini savunmuştu.

Oluşturduğu baskıyla caydırıcılığını elinden aldığı bölge ülkelerini İsrail ile normalleşmeye zorlayarak Filistin konusunun daha karmaşık bir hale gelmesine neden olmuştu.

***

Bugün de aynı yol izlenmektedir.

Bu nedenle Trump’ın bugün sergilediği Gazze yaklaşımı kimseyi şaşırtmamaktadır.

İsrail’in Gazze’yi enkaza çevirişini seyreden ABD, bu kez meydana gelen tahribatın yaşama müsait bir alan bırakmadığını ileri sürerek Gazzelilerin tehcir edilmesi gerektiğini savunmaktadır.

İnsanları doğup büyüdükleri, uğruna büyük mücadele verdikleri topraklardan söküp atmanın neresinde insani bir durum bulunmaktadır?

*** 

Trump’ın 2 milyon insanın hayatı üzerinden oynadığı kumarın ardına saklanılan gerçekler ayan beyan ortadadır.

ABD yönetimi, İsrail sayesinde kontrolünü ele almayı düşündüğü Gazze üzerinden bölgenin doğal kaynakları hakkında tek başına söz sahibi olmayı hedeflemektedir. 

Çin’in Kalkınma Yolu projesini baltalamak ise bir başka amaçtır.

***

Trump’ın sözde insani projesinden kimin ne kazanmayı hedeflediği açıktır. 

ABD Başkanı Trump’ın ikinci dönemi, ilk döneminde olduğu gibi Siyonist taleplerin seslendirilmesi ile başlamıştır.

Bu sesler çok yükselmeden bastırılmalıdır.