Kaderin cilvesi…
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından CHP yönetiminin sergilemeye başladığı tutum, nereden bakarsanız bakın destekten çok köstek izlenimi veriyor.
Savunmak adına yapılan açıklamalar, aklamaktan ziyade daha da zan altında bırakıyor.
Bazen öyle şeyler dile getiriyor ki, CHP’lilerin savunma yapmak yerine kendi belediye başkanlarını açık etmek için adeta birbirleriyle yarıştığını düşündürtüyor.
***
Örneğin Özgür Özel…
Her şeyin kumpas, kurgu, yalan ve iftira olduğunu iddia ediyor, fakat nedense Ekrem İmamoğlu’na yargı yolunu açan sebepleri çürüten tek bir delili gün yüzüne çıkarmak adına çabalamıyor.
Varsa yoksa Ekrem İmamoğlu’nun partisinin Cumhurbaşkanı adayı olması nedeniyle içeride olduğu algısını işliyor.
Yaratmaya çalıştığı algının bir türlü karşılık bulmamasına karşın gösterdiği ısrar, İmamoğlu’nu savunmaktan çok onu suçlu gösterme çabasında olduğu izlenimi veriyor.
***
Keza Özgür Çelik…
İmamoğlu’nun “para kasası” olduğu düşünülen kişilerle gerçekleştirdiği gizli toplantı öncesi güvenlik kameralarının bantlanması ve taşınan valizlerin içinde para olup olmadığı sorgusunu cevaplamak amacıyla basın toplantısı düzenliyor.
Basın toplantısına, İstanbul kar çilesiyle boğuşurken İngiliz Büyükelçiyle yapılan balık keyfinin basına sızması sonrası Ekrem İmamoğlu’nun gittiği yerlerde kameralara bant çekildiğini itiraf ederek başlıyor.
İtiraflar valizlerin içinde para değil, sinyal kesicilerin olduğunu söylemesiyle devam ediyor.
CHP’nin İstanbul İl Başkanı, sözüm ona İmamoğlu’nu korumaya çalışırken durumu daha da tuhaf bir hale sokuyor.
Onu yolsuzluk delillerini gizlemek için sinyal kesici kullanan biri olarak tescillemesi yetmezmiş gibi, bir de son seçimde tüm terör örgütlerinin desteğini almış birini savunmak için terör tehdidinin arkasına sığınıyor.
Her hareketiyle sadece Ekrem İmamoğlu’nu sırtından hançerlemekle kalmıyor, milletin aklıyla alay etmede sınır tanımadığını da gözler önüne seriyor.
***
İki Özgür el ele vermiş, Ekrem İmamoğlu’nun battığı yolsuzluk, rüşvet ve terör bataklığına zücaciye dükkanına giren fil misali dalıyor.
Kim ne dersin, kim aksini iddia ederse etsin, bu ikili İmamoğlu’nun düştüğü cezaevinden çıkmaması için var gücüyle çalışıyor.
Oysa İmamoğlu Cumhurbaşkanlığı hayaline kavuşmak için bu iki Özgür’ün makam kapılarını aralamış, onlara her türlü desteği vermişti.
Şimdi o destek verdiği seller savunma görünümlü sabotajlarla onun ipini çekmek için tüm fırsatları değerlendiriyor.
Kaderin cilvesine bakar mısınız?
Düşmanı dışarda arayan İmamoğlu’na dost bildikleri çelme takıyor.
