Anneler günü hediyesi: Terörsüz Türkiye

Türkiye’de yeni bir hayatın başlangıcı sayılabilecek huzur eşiğinin tam önüneyiz. 47 yıldır mücadele ettiğimiz ve uğruna nice şehitler verdiğimiz çatışmalı bir dönemin tamamen kapanmasına ramak kaldı.

1 Ekim’de MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin DEM Partiye uzattığı samimi ve karşılıksız elin bugün kronik hale gelen terör sorununun tamamen ortadan kalkma noktasına kadar gelmesi kimilerinde hayal kırıklığı kimilerinde de şaşkınlığa neden oldu. 

Küçük adımlarla büyük hedefe doğru gidilen yolda kurulan tuzaklara rağmen önemli ve geri dönülmez bir mesafe alındı. Terör örgütü PKK’nın kendini feshetmesi ve silahları bırakmasına giden süreçte 1 Ekim tarihi önemli bir eşikti. DEM Parti’nin Türkiye Partisi olması için tarihi bir fırsat doğdu. MHP Lideri Bahçeli’nin 22 Ekim’de, “Öcalan kurucusu olduğu PKK terör örgütünü feshetsin, silah bırakmalarını söylesin, isterse gelsin bunu DEM Parti grubunda yapsın” çağrısı hedefin ikinci önemli adımını oluşturdu.

Bu süreçten sonra DEM Parti İmralı’ya gidip Öcalan’ın ne düşündüğünü öğrenmek istediklerini ve bunu da merak ettiklerini söyleyip Öcalan ne derse yapmaya hazır olduklarını açıkladılar. Sırrı Süreyya Önder, Ahmet Türk ve Pervin Buldan’dan oluşan İmralı heyeti 27 Şubat’a kadar üç kez Öcalan ile görüşme gerçekleştirdi. Her görüşmeden sonra TBMM’de grubu bulunan siyasi partileri bilgilendiren heyet, terörsüz Türkiye hedefi için daha fazla umutlu olduklarını açıkladı.

8 Aralık Suriye için yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Etnik ve mezhepsel ayrılıkların ve iç çatışmanın artık geride kaldığı, toprak bütünlüğünü sağlamış yeni Suriye’nin inşası için tarihi bir fırsat penceresi açıldı. PYD/PKK/YPG artık 22 Ekim çağrısının ne anlama geldiğini daha iyi kavradı.

27 Şubat tarihinde İmralı’dan tüm silahlı grupların ve PKK’nın silahları bırakması ve kendini feshetme çağrısı geldi. Aynı zamanda PKK’nın tezleriyle yapılan siyasetin son bulduğu, ayrı ulus-devlet, özerklik, federasyon gibi taleplerin gerçekliğinin kalmadığı ilan edildi. Öcalan’ın bizzat kaleme aldığı bu çağrı DEM Parti tarafından kamuoyuna deklare edildi. Dünya bu gelişmeyi manşetten duyurdu. Küresel emperyalizm maşasını kaybetmenin acısını gazete manşetlerinden çıkardı.

İçeride ve dışarıda birileri İsrail’in payına ajanda oluşturmak için çağrının YPG’yi kapsamadığını ileri sürüyor ve DEM Parti’nin 27 Şubat çağrısına şerh düşmesini telkin ediyordu. YPG’nin kollanmaya çalışıldığı bir dönemde 10 Mart tarihinde YPG elebaşı Mazlum Abdi Şahin Şam’da Suriye Devlet Başkanı Şara ile 27 Şubat çağrısı paralelinde 8 maddelik bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşmaya göre YPG Suriye Savunma Bakanlığı altında yer alarak silahlarını teslim edecek ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit etmeyecekti.

İsrail’in telkin ve tehditleriyle PKK terör örgütünün kendini feshetme ve silahlarını bırakmak için kongresini toplamasını geciktirmesi üzerine MHP Lideri Devlet Bahçeli 4 Mayıs tarihini işaret ederek derhal 27 Şubat çağrısının gereğinin yerine getirilmesinin elzem olduğunu belirtti. Terörsüz Türkiye hedefini sekteye uğratmak isteyenlerin boş durmadığı bu dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan 10 Nisan tarihinde İmralı Heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ı kabul ederek detaylı bir görüşme gerçekleştirdi.

Karşılıklı güven esasına dayalı bu süreç Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Bahçeli’nin terörsüz Türkiye hedefine sıkı sıkı sarılmasıyla bugünlere ulaştı. Sabırlı, sağduyulu ve soğukkanlı bir şekilde tahriklere kapılmadan ilerletilen süreç 47 yıllık sorunun ortadan kalkacağı noktaya ulaştı. Sırrı Süreyya Önder başta olmak üzere İmralı heyeti tarafından ortaya konulan samimi ve yapıcı tavır sürece olan toplumsal tabanın hem artmasını hem de güçlenmesini sağladı. Ön yargıların kırıldığı, sıkılı yumrukların açıldığı, iç sorunları çözme iradesinin özgüvenle sağlandığı bir atmosfer oluştu.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm kurumlarıyla tam koordinasyon içerisinde hatasız ve hummalı çalışması neticesinde sahadaki tüm gelişmeler anlık takip edildi. MHP Lideri Bahçeli’nin ifade ettiği gibi 5-7 Mayıs tarihinde PKK terör örgütü kongresini topladı. Buradan çıkması beklenen sonuçla birlikte artık Türkiye’nin ve bölgemizin önemli bir sorunu tarihe karışacak. Yeni bir siyasi ve toplumsal hayatın kapıları ardına kadar açılacak. Ekonomik kalkınmanın tüm bölgeye sirayet edeceği bir zemin oluşacak. Elbette sahada da her türlü komplikasyona karşı kontrol, temkin ve tedbir elden bırakılmayacak. Mesele tamamen çözüme kavuşuncaya kadar titiz bir refakat süreci işletilecek. 

Bu noktaya gelene kadar 47 yılımız çalındı. En verimli yıllarımız, canlarımız, enerjimiz ve milli servetimiz heba oldu. Mimarının Cumhur İttifakı, teminatının Devlet Bahçeli, kahramanının ise şehit ve gazilerimiz olduğu yeni bir dönem başladı. Cumhur İttifakının gösterdiği irade anneler gününde göz yaşlarının silineceği muazzam bir hediyeye dönüştü. Kutlu olsun…