Hukuk tokadı…
CHP İstanbul İl Kongresi seçimlerinde usulsüzlük yapıldığı iddiaları, kongre gününden bu yana gündemi meşgul eden bir konuydu.
Daha sandıklar kurulurken kurulan delege pazarını ilk deşifre eden bizzat CHP’li Cemal Canpolat’tı.
O gün kürsüden itirazını dile getiren Canpolat, daha sonra mağdur sıfatıyla ifade verdi.
“Parti içinde kuralların dışına çıkan kim varsa devlet gereğini yapmalıdır. Hırsızı savunacak halimiz yok” sözleriyle aslında her şeyi özetledi.
***
Ardından mahkeme yapılan usulsüzlükler tek tek tespit etti ve 8 Ekim 2023 tarihli kongre sonuçlarını iptal etti.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve yönetimi görevden uzaklaştırıldı.
Normal bir partide bu karar, “sandıkta adalet” adına memnuniyetle karşılanırdı.
Ama CHP’de öyle olmadı.
***
Karar çıkar çıkmaz CHP yönetimi derhal mağduriyet senaryosuna sarıldı.
Özgür Özel, iptal kararını “hukuken ve siyaseten yok hükmünde” ilan etti.
İstanbul İl Başkanı’nın görevinin başında olduğunu duyurdu.
Dahası…
Mahkemenin atadığı geçici yönetime katılacağını açıklayan Gürsel Tekin’i “Sarayın kurduğu kumpasın parçası olan CHP’li olamaz” diyerek apar topar ihraç etti.
Yetmedi…
“9 mahkeme reddetti, 10’uncusunda tutturdular” diyerek hukuki süreci itibarsızlaştırmaya kalktı.
***
Özgür Özel yine bildiğimiz gibiydi.
Dokuz ayrı mahkemenin dava reddetmesini övünç kaynağı yaptı, fakat on farklı dava açılacak kadar şaibenin varlığını hiç umursamadı.
Yıllardır “hukukun üstünlüğü” diye ortalığı ayağa kaldıranların, sıra kendilerine gelince üstünlüğü yok saymaları ibretlikti.
***
Oysa mesele çok basitti.
Ortada düpedüz bir oy hırsızlığı vardı.
CHP’lilerin yıllardır başkalarını suçladığı yöntemler, bu kez CHP’liler tarafından CHP’lilere uygulanmıştı.
Ama CHP yönetimi özeleştiri yapmak yerine gerçeği örtmeyi seçti.
Telefon, tablet, para, iş vaatleriyle alenen kurulan delege pazarlarında kendi delegelerinin iradesini gasp edenler, “halkın iradesi gasp edildi” yalanına sarıldı.
Peki…
Koltuğu hileyle kazananların hukukun tokadını yiyince ağlaması ne kadar inandırıcıydı?
