Son figüran…
Terörsüz Türkiye hedefi ufukta belirince, ülkenin huzurundan rahatsız olanlar hemen kuyruğa girdi.
Gazete köşelerinden televizyon ekranlarına, meclis kürsülerinden sosyal medyaya kadar dört bir yanda yalan rüzgârı estirilmeye başlandı.
Terörün biteceğini, bölücülüğün tarihe gömüleceğini duyanlar adeta ne yapacağını şaşırdı.
Tarihi adımları hesaplı hamleler olarak göstermeye çalışan bir güruh türedi.
***
Konuyu bağlamından koparmak için her gün yeni bir deli saçması piyasaya sürüldü.
Aralarında siyasi hayata düşen terör gölgesini özgürlük nutuklarıyla yere göğe sığdıramayanlar vardı.
Terör örgütünün taleplerini demokrasi kılıfı altında savunmak için kılıktan kılığa giren de onlardı.
Dün nerede durduğunu unutanlar, PKK terörünü bitirmeyi hedeflediği apaçık olan beyanları örgütün lehine açıklamalarmış gibi çarpıttı.
Üstelik Cumhur İttifakı’nın izlediği yolun yanlış olduğunu savunan bu kişilerin hiçbiri, Türkiye’yi terör belasından kurtaracak bir öneri getirmedi.
***
Sözü eğip bükmeden makul bir öneride bulunmayı göze alamayanlar, terörü bitirmek için atılan adımları çarpıtmayı tercih eden fitne kervanına katıldı.
Aralarında siyasetçisinden gazetecisine, hukukçusundan akademisyenine, eski askerinden siyaset eskilerine kadar ne ararsan vardı.
Terörsüz Türkiye karşıtı kervana son olarak Orkun Özeller isimli bir figüran katıldı.
Figüran diyorum çünkü…
Terörsüz Türkiye’nin ilk zikredilişinden bugüne, kırk yıllık ihanetin iflasını hazmedemeyişini onun kadar ün devşirme fırsatı olarak görene rastlanılmadı.
Bu durum bir eski askerin terörün tasfiye edilmesine niçin karşı çıktığı, terörün bitmesini sağlayacak iradeyi neden itibarsızlaştırmaya çalıştığı, terörle mücadelede atılan adımları niçin alaya aldığı sorularının cevabı oldu.
***
Özeller ve türevleri açısından mesele terörün bitip bitmemesi değil, siyasi rant kapılarının kapanıp kapanmamasıydı.
Terörsüz Türkiye gerçeği ortaya çıkınca elinde malzeme kalmayacak olanların paniği, işte bu yüzden gün be gün arttı.
Orkun Özeller de bu panikten beslenenlerin en gürültücü olanıydı.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye saldırarak, Cumhur İttifakı’nın kararlı adımlarını küçümseyerek, devletin ortaya koyduğu iradeyi itibarsızlaştırmaya kalkıştı.
Ülkücüler başta olmak üzere, Türk milletinden ağzının payını alınca da askerlik geçmişini bir kalkan gibi kullanmaya kalktı.
Askerliği millet için canını ortaya koyanların şerefi olduğunu unutup siyasetin çamurunda debelenecek bir araç olarak kullandı.
Son figüran olarak sahneye çıkan Özeller, milletin huzuruna kasteden senaryonun çöktüğünü fark edemeyenlerin acziyetini temsil etti.
