Sağduyudan ayrılmamak…

Terörsüz Türkiye hedefi ufukta belirdiğinde, huzurdan rahatsız olan çevrelerin telaşa kapıldığı görüldü.

Bölücülüğün tarihe gömüleceği haberi bazılarını öyle ürküttü ki, tarihi iradeyi karalamak için neredeyse her adım çarpıtıldı.

Aynı merkezden yönetildiği çok belli olan bir yalan rüzgârı estirilmeye başlandı.

***

“İkinci çözüm süreci”, “yeni anayasa”, “görev süresi uzatma” gibi uydurma senaryolar servis edildi.

Amaçları, terörsüz Türkiye yürüyüşünü tartışmaya açmaktı.

Fakat umdukları olmadı.

Tarihi adımları hesaplı birer siyasi manevra gibi göstermeye çalışanlar, milletin iradesine değil kendi korkularına tercüman oldu.

Çünkü gerçekler, karalamaların tam tersini söylüyordu.

***

Mesela “Terör örgütü elebaşı silah bırakma çağrısı yapmaz” dediler, yaptı.

Örneğin “Örgüt kendini feshetmez” dediler,  feshetti.

Kendi öngörülerinin üstüne tek tek yıkılan iddialar, asıl niyetleri gözler önüne serdi.

***

Türk milletinin sağduyusu ve feraseti, bütün karalama kampanyalarını boşa çıkardı.

Gerçekler bir kez daha, hakikatin değil önyargının peşinden koşanların hüsrana mahkûm olduğunu gösterdi.

1 Ekim 2024’ten bu yana süren istismar, iftira ve fitne kampanyaları, milli hedefi gölgeleyemedi.

Tam tersine, kararlı adımların önemini daha da görünür kıldı.

Buna rağmen Terörsüz Türkiye hedefini sekteye uğratmak isteyenler hiç boş durmadı.

***

Son olarak, Terörsüz Türkiye hedefine doğru atılan adımların en önemlisi olan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” çalışmalarını tamamlamak üzereyken yeniden devreye girdiler.

Gerçekleşmesi ihtimal dışı talepleri dillendirerek, taşkın sloganlar atarak, hatta şehitlerimize dil uzatarak tarihi fırsatı provoke etmeye yeltendiler.

Terörsüz Türkiye’nin artık Türk milletinin ortak ülküsü olduğunu unuttular.

***

Varsın unutsunlar…

Biz nasılsa terörün bir günde bitmeyeceğini ama bir gün mutlaka sona ereceğini biliyoruz.

Bu millet, sabrın da kararlılığın da ne demek olduğunu dünyaya göstermiştir.

Terörün kökü kazındıkça, fitnenin sesi kısılacaktır.

Ve o gün geldiğinde, huzurun adı Türkiye olacaktır.