Siyaset mühendisleri, yerel seçim sonuçları üzerinden yaptıkları planları hayata geçirmek için çok çabaladılar, ama ne zemin, ne zaman, ne imkan, ne de Türkiye’nin gerçekleri ayrılıkçılara, fırsat düşkünlerine, duruma göre vaziyet alanlara imkan tanımıyor. Cumhur ittifakı siyasette bir boşluk bırakmamıştır ve gündemine tam olarak hakimdir. Hükümet işinin başındadır. Meclis’te yeterli çoğunluk fazlasıyla mevcuttur. İttifakı oluşturan partilerin yönetimleri son derece kararlı ve samimidir. Yeni hükümet sistemi bekleneni vermiş, işleyişi hızlandırmış ve taşları yerine oturtmuştur. Aksayan yönlerin düzeltilmesi için tam bir mutabakat oluşmuştur. Bütün bunlara bağlı olarak Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada saygınlığı, itibarı yükselmiş ve etkinliği artmıştır. Tehditler, engelleme çabaları, arkadan dolanma girişimleri hiçbir işe yaramadığı gibi, milli dayanışmamıza, milli sanayimize, milli üretimimize daha çok sarılmamızın yolunu açmıştır.

YENİ PARTİYE İHTİYAÇ YOK

Bütün çabalar, karanlık hesaplar, toplum mühendislikleri kağıt üzerinde kalmaya mahkumdur.Türkiye’nin yeni arayışlara, yeni oluşumlara ihtiyacı yoktur. Ayrı parti kurma çabalarını anlamak ve anlatabilmek mümkün değildir. Bunların iyi niyetle izahı yapılamaz. Kaldı ki, bunların kim olduklarını, sicillerini, ne yaptıklarını da çok iyi biliyoruz. Hatta, Türk milletine güvenerek ve inanarak yola çıktıklarını söylemek bile imkansızdır. Bir yerlerden itiliyor, bir yerlerden yönlendiriliyorlar ve ona göre hareket ediyorlar. Nitekim, yapılan ölçümler hiçbir şekilde taban bulamayacaklarını, var olan partiler mezarlığına yenilerinin eklenmesinden başka bir sonuç doğmayacağını gösteriyor. Bu net gerçeği kendileri de görmüş olacak ki, şimdilik geri çekilmiş durumdalar. Özellikle ekonomi üzerinden yapılacak müdahale ve AB ve ABD’den gelen tehditlerin hayata geçirilmesini bekleyecekleri anlaşılıyor. Böylece, kendilerine zemin oluşacağını zannediyorlar ki, bu durum aynı zamanda nereden gelip nereye gittiklerinin de açık göstergesidir.

KABİNE REVİZYONU OLUR MU?

Seçim sonrasında bir kabine revizyonu gündeme geldi. Daha doğrusu bazı çevreler tarafından kamuoyunda kasıtlı biçimde böyle bir beklenti oluşturuldu. Sayın Cumhurbaşkanı bu söylentileri ciddiye almadı ve unutanlara yetkinin kendisinde olduğunu özellikle hatırlattı. Milletten güvenoyu alan ve istediği gibi bakanlar kurulu oluşturma ve değiştirme yetkisine sahip olan makam Sayın Cumhurbaşkanıdır. Çalışma temposuna uymayan, beklenen çabayı gösteremeyen, icraat ve işleyişte geri kalan bakanı değiştirmek en doğal hakkıdır. Böyle bir ihtiyaç olup olmayacağına da, kendisi karar verecektir. Çok çeşitli spekülasyonlar yapılmaktadır ve bunları ciddiye almak mümkün olmadığı gibi, doğru da değildir. Herkes kendi aklına, kendi vaziyetine göre bakan değiştirir, işine geleni öne çıkarır, hesaplarına uymayanı karalayıp geri iterse, buradan bir anarşi çıkar. Dolayısı ile sistemin tam oturması için sabırlı olmak ve sayın Cumhurbaşkanının kararlarına saygı göstermek gerekiyor. Bir yıllık performans değerlendirmesine bağlı olarak, kimlerle devam edeceğini, kimleri kenara çekeceğini elbette kendisi bilir.

İHANET ORTAKLARININ MARİFETLERİ

Diğer tarafta da bu işleyişten çok rahatsız olan bir başka yapı var. Zillet cephesinin fitne çıkarma çabaları yetmezmiş gibi, yeni sistemle birlikte ortaya çıkan ve ete kemiğe bürünen ihanet ortaklığı, ne kadar girift, ne kadar sinsi, ne kadar tehlikeli bir yapı ile karşı karşıya kaldığımızı da belgelemiştir. Seçimler sonrasında bu karanlık yapı daha da pekişmiş ve hatta azmıştır. HDP, İP’i meclise taşıdığını itiraf ederken, CHP’nin İstanbul İl Başkanı, Büyükşehir Belediye Başkanlığını almış olmanın da şımarıklığı ile bölücü seviciliğine yeni sayfalar eklemektedir. Söylem ve paylaşımları Kandilli katillerden farklı değildir. PKK’lı kalleşlerin şehit ettiği yiğitler için, kahpe saldırılarda hayatından olan çocuklar için tek kelime ettiği duyulmamıştır, ama teröristleri ve onların destekçilerini her fırsatta sahiplenmekte hiç vakit kaybetmemiştir. Yaptığı açıklamalar skandal ötesidir ve kelimenin tam anlamıyla Kandil’e mesajdır. Bu durum aynı zamanda nasıl birbirlerini tamamladıklarının da ibret veren ispatıdır.

İP GÜRUHUNUN ÇIKMAZI

İlerleyen zamanlarda çok daha vahim, çok daha ileri, çok daha net ihanetler göreceğimiz anlaşılmaktadır. Belediye imkanlarının dağdaki teröristlere tahsis edilmesi ihtimali, CHP İl Başkanının açıklamaları ile daha da belirginleşmiştir. Bunun yanına Selahattin Demirtaş’ı beğendiğini ilan eden Belediye Başkanlarını, PYD’yi terör örgütü görmediğini söyleyen Genel Başkanı da eklerseniz, tehlikelinin ne kadar yakın olduğu çok daha iyi anlaşılır. Yalan ve iftira üreterek, aslı astarı olmayan şeylerle MHP’ye saldırmayı bir görev edinen İP güruhu ne kadar çabalasa da içine düştüğü bu çıkmazdan kurtulamayacaktır. Kendilerini meclise kimleri taşıdığının, kimlerle kirli ittifaklar kurup siyaset sahnesinde kalmaya çalıştıklarının hesabını bu millete mutlaka vereceklerdir.

Mail: [email protected]