Yeniçağ gazetesi Ankara temsilcisi Orhan Uğuroğlu’na hem sosyal medyadan hem köşe yazımdan bir soru yöneltmiş, CHP ve İP’in ihanetlerine onun için mi sustuğunu sormuştum. Kaç gün oldu cevap vermedi. Cevap vermiştir umuduyla Yeniçağ’daki son yazısına baktım.  Cevap yine yok ama 6+HDP masasını savunmak için saplandığı çamurda yine debelendiğini gördüm. Bana yine yazı konusu çıkardı.

Orhan Uğuroğlu yazısının bir bölümünde şunları yazmış:

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'a, Niğde'de bir vatandaş sordu;

-"Yedili masanın bir adayı olur mu"

Babacan şöyle yanıtladı;

-"Yedili masa diye bir şey yok. Yedinci kişi var diyen, yalan söylüyor. Masanın altına bakıyorum yok, üstüne bakıyorum yok. Olmayana, var demek yalan…"

Değerli okurlarım,

Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli,

AKP'liler ve MHP'liler ile yandaş ve yalaka medya attıkları iftira ile büyük günah işliyorlar…

Çünkü;

-6'lı birliktelik ile HDP arasından hiçbir diyalog yok.”

***

Bak sen!

Cumhur ittifakı iftira atıyormuş…

6’lı masanın HDP ile bir bağı yokmuş!

Bir de “-Nerede kaldı Müslümanlık?

-Nerede kaldı Kur'an-ı Kerim?

-Nerede kaldı hadisler?” diye sormuş…

          Devamında da ayetlerden, hadiselerden örnek vererek iftiranın, yalanın İslam dininde büyük günah olduğunu vurgulamış…

          HDP’nin 6’lı masayla bağını, bağlantısını bildiğimiz için burada yalancı, inkârcı durumuna düşen ve İslam’ı istismar eden Orhan Uğuroğlu olmuş…

          Allah’ın ayetinde “Aldatan sizi Allah ile aldatmasın.’’ (Fâtır 5. Ayrıca bk. Lukman 33 ve Hadid 14-15.) şeklinde geçen ifade, şimdi Orhan Uğuroğlu’nun yapmaya çalıştığı ile bağdaşmıyor mu?

          Ne yani şimdi yerel seçimlerde HDP ile ittifak yaptınız, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yapmayacağınıza mı inanacağız?

          İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Antalya’da, Mersin’de, Adana’da, Hatay’da ve daha birçok il ve ilçede HDP ile ittifak yapmadınız mı?

          Kandil’deki tüm teröristbaşları, HDP’nin tüm yöneticileri ve HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş CHP’ye oy verme çağrısı yapmadı mı?

          Dönemin HDP Başkanı Sezai Temelli, "Mansur Yavaş da bilecek ki seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir. HDP'lileri yok sayarak, Kürtleri yok sayarak, Ankaralıları yok sayarak siyaset yapamaz. O da işte bizim gücümüzdür. Ekrem İmamoğlu seçilmişse bilecek ki o kentte yaşayan 3 milyon Kürt'ün oyuyla seçilmiştir. Kürtlere rağmen siyaset yapamayacağını bilecektir. Yapmaya çabalarsa zaten siyaseten bir karşılığı olmayacaktır. O kentin belediye başkanı olmayacak, o olsa olsa o kentin kayyumu olur. Biz bu riski alıyoruz. Seçmenlerimize diyoruz ki biz bu riski alacağız ve Türkiye'yi değiştireceğiz." açıklamasını yaptığında Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener’in “PKK’nın siyasi uzantısıyla bizim ne işimiz olur? Haddinizi bilin, adaylarımızın ismini kirletmeyin” diye ona bir tepkisi olmuş muydu?

          HDP ile bir ittifakınız ve bağınız yoktu da Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’li milletvekilleri niçin HDP ve terörist Demirtaş’a seçimdeki destekleri için teşekkür etti?

Seçimi kazanan CHP’li Belediye Başkanları niçin HDP’ye teşekkür etmişti?

          Mesela Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer seçimden sonra “Bu zafer aynı zamanda HDP’nin başarısıdır” derken neyi kastetmişti?

          Mesela Ekrem İmamoğlu “HDP’lilerin başımın üzerinde yeri var. Onlara layık olmaya çalışıyorum” derken neyi kastetmişti?

          Mesela Tunç Soyer HDP’nin eylemine katılarak “HDP’nin gücüne güç katmaya geldim” derken ve HDP “Tunç Soyer İzmir için tam aradığımız profil” derken neyi kastetmişlerdi?

Mansur Yavaş “Ajans izin verirse HDP ile görüşürüm” derken neyi kastetmişti?

Orhan Uğuroğlu aptal rolü mü yapıyorsun yoksa bizi mi aptal sanıyorsun?

          Allah’ın ayetlerini ve Peygamberimizin Hadis-i Şerif’lerini siyasi menfaatlerine ve yağdanlığına alet ederek çarpılacaksın. Bir tarafın, bir tarafına dönecek bu gidişle…

          CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik 2015 seçimlerinde, “Ailece oyumuzu HDP’ye verdik” diyecek,  7 Haziran 2015 seçim sonuçlarından sonra Kemal Kılıçdaroğlu MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye “Gel CHP-MHP-HDP koalisyonu kuralım. Başbakan sen ol” teklifinde bulunacak, 2017 referandumunda HDP ile beraber referandum çalışması yapacaksınız, 2019 yerel seçimlerinde ittifak yapacaksınız, HDP ile Anayasa taslakları hazırlayacaksınız, HDP’nin her şeyine sahip çıkacaksınız sonra çıkıp Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde beraber hareket etmeyeceğinizi düşünmemizi isteyeceksiniz. Bu nasıl zekâ, bu nasıl mantık?

          Tek sebep HDP’nin toplumda nefret edilecek sembol olduğunu bildiğiniz için “Saman altından su yürüteli, toplum ürkmesin” düşüncesi değil mi?

Hâlâ CHP-HDP-İP yerel seçim ittifakını inkâr eden embesiller var?

Oysa bu konuda da nasıl rezil olduğunuzu hatırlıyorsunuz değil mi Orhan Uğuroğlu?

          Kemal Kılıçdaroğlu gizli tuttuğu bir sabah kahvaltısında HDP’li Ahmet Türk ile görüşmüş ve sonradan o görüşme deşifre olmuştu.

          Deşifre olunca Ahmet Türk’ün açıklamalarından o görüşmenin CHP-HDP ve İP yerel seçim ittifakının görüşüldüğü anlaşılmadı mı?

          Ne demişti Ahmet Türk:  Kemal Kılıçdaroğlu söylediklerimi hep onayladı. Yani yapılması gereken, yürütülmesi gereken politikalar konusunda karşı çıkmadı.

          Bence Ahmet Türk’ün asıl bomba cümlesi  “Sayın Kılıçdaroğlu’nu biliyorsunuz. Öyle çok açık konuşmaz"  şeklindekidir.

          Yani neymiş Orhan Uğuroğlu, yağdanlığını yaptığın Kemal Kılıçdaroğlu açık konuşmadan, saman altından su yürütenmiş!

          Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı budur. Türk milletini ürkütmeden, HDP ile sonuç alacak zemini oluşturmaya çalışıyor.

          CHP Genel Merkezi’nde 6 Ok’lu kürsü önünde “PKK ve Öcalan konusu CHP ile aramızda asla sorun oluşturmuyor” şeklinde medyaya açıklama yapan HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar’a şerefli bir CHP’li cevap verememişken, sen bize neyin masalını anlatıyorsun Orhan efendi?

          Sendeki hafıza, aynı şu fıkradaki gibi sanırım: Hasta doktora şikâyet ediyordu; -”Doktor bey hafızam çok zayıf, her şeyi unutuyorum”.. -”Ne zamandan beri”?.. -”Ne, ne zamandan beri?..

          "Sayın Demirtaş'ın temsil ettiği siyasi çizginin önü açık olmalı" diyen, HDP içinde teröre yardım ve yataklık edenlere yönelik operasyon yapıldığında, HDP’ye geçmiş olsun telefonu açan, Biz “HDP ile de her zaman buluşuyoruz, konuşuyoruz. Herkesle konuşmalı, herkesi dinlemeli” diyen, "Seçim günü gelsin, herhangi bir ittifaka girer miyiz, girmez miyiz, o gün karar veririz. Bütün partilerle diyalog ve istişare içindeyiz. Buna HDP de dâhil” diyen, Kürt sorununa ilişkin çözüm yolları için HDP ile diyalog kanallarını açık tutuyoruz” diyen birisi -"Yedili masa diye bir şey yok. Yedinci kişi var diyen, yalan söylüyor” dediği hâlde nasıl inanacağız?

          HDP aşkıyla yanan Ali Babacan’ı referans alıp, Allah ayetlerini, Peygamberimizin Hadis-i Şerif’lerini inkâr ve ikiyüzlü politikalarınıza niçin alet edersin ki?

Hepinizin ruhunda HDP var.  Masanın altında, üstünde HDP olmasa ne olacak ki?

Kurtlar Vadisi’ndeki Laz Ziya replikleri aklıma geldi. Orada bir sahnede diyor ya:

Orhan:  Hep sana layık olmaya çalıştım abi...."
Laz Ziya: Oldun Orhaaaaann..."

Biz de şöyle değiştirelim.

Orhan: Hep size layık olmaya çalıştım Meral abla, Kemal abi

Meral-Kemal: Oldun Orhannnn oldun.

6’lı masa HDP’yi överken, korurken Orhan vazifede…

6’lı masa HDP ile ittifakı gizlerken Orhan vazifede…

Öyle mi Orhaaannnnnn?