Tarih 10 Mayıs 2010. Kaset komplosu konusunda pek maharetli terör örgütü FETÖ'nün, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın görüntülerini internete servis etmesi sonrası baskılara dayanamayan Baykal, görevinden istifa ediyor...
Yerine ise, defalarca ‘Aday olmayacağım’ demeçleri veren CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, tek aday gösterildiği kongrede genel başkan seçiliyor.
Kılıçdaroğlu’nun görevine başladığı gün bazı gazetelerin attığı başlıklar şöyle;
l Cumhuriyet: “İktidara koşuyoruz”
l Vatan: “Halkçı Kemal dönemi”
l Radikal: “Çok çalışacağız”
l Sözcü: “Recep Bey’e artık rahat uyku yok”
Basının gazını arkasına alan Kılıçdaroğlu için yaratılan ‘Halkçı’ söylemleriyle CHP, kısa süreli de olsa siyasette deyim yerindeyse fırtınalar yaratmaya başlamıştı.
Deniz Baykal döneminde ulus-devletçi politika izleyen CHP’yi, mezhepçilik tartışmalarının odağında, özellikle delegelerin önemli bir kısmının Alevileştirildiği yönünde çalkantılı iddiaların yükseldiği bir dönem bekliyordu.
HER GİTTİĞİ ÜLKEDE, TÜRKİYE'Yİ ELEŞTİRDİ
Baykal’ın ardından göreve gelen Kemal Kılıçdaroğlu, ilk yurt dışı ziyaretini altı ülkeyi kapsayan Avrupa turuyla sürdürdü: İsviçre, Fransa, Belçika, Hollanda, Almanya ve Avusturya.
Bu ziyaretlerinin ardından, Kılıçdaroğlu çeşitli tarihlerde ABD, Birleşik Krallık gibi ülkelere de gitti. Her gittiği ülkede Türkiye'yi pervasızca eleştirmekten geri durmadı.
l 2015 yılında İsviçre’de, Türk demokrasisinin uluslararası kurallarla uyumsuz bir hâle geldiğini kaydetti.
l 2017 yılında yaptığı Almanya ziyaretinde, OHAL (olağanüstü hâl) uygulamaları, yargı bağımsızlığı ve basın özgürlüğü konusunda Türkiye’yi eleştirdi.
l 2018'deki ABD ziyaretinde ise basın özgürlüğüne yönelik saldırıların olduğunu, Türkiye’nin demokraside geriye doğru gittiğini söyledi.
l 2019 yılında, Paris’te yaptığı bir konuşmada, Türkiye’de siyasilerin tutuklanarak sindirildiğini, özgürlükler üzerindeki baskıların arttığını gündeme taşıdı.
l Yine 2019 yılında, Birleşik Krallık’taki dostlarına, Türkiye’deki seçim sürecine yönelik şikâyetlerini sundu.…
batı'da, türkiye algısını değiştirmeye çalıştı
Kemal Kılıçdaroğlu için, Türk siyasetini yurt dışında, Avrupa ülkeleri, ABD ve dünya genelindeki platformlarda eleştirmek âdeta bir gelenek hâlini almaya başlamış, bu tavırlarıyla, Batı’nın Türkiye’ye ‘Orta Doğu ülkesi’ yakıştırması yapmasında da öncü olmuştur.
Kemal Kılıçdaroğlu sık sık Batı’ya Türkiye’de demokrasi olmadığını söylüyordu. Ancak, Türkiye için istediği demokrasiyi kendi partisinde uygulamak işine gelmiyordu.
Önceki Genel Başkan Deniz Baykal, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık tarzını ‘tek adam’ olarak tanımlıyordu. Farklı seslerin partide bastırıldığı yönünde eleştirelerde bulunan Baykal, partinin demokratikleşmeden uzaklaştığı yönünde eleştiriler sunuyordu. Baykal, Kılıçdaroğlu’nun parti içindeki demokratik katılımı da sınırladığını ve farklı görüşleri yok saydığını sıkça ifade etmiş bir isimdi.
Muhalif basını arkasında bir dağ gibi hisseden, ayağını frene basmadan önüne gelene demeç veren Kemal Kılıçdaroğlu, ileriki dönemlerde, MHP’nin tabiriyle CHP’yi memleket için ‘beka sorunu’ hâline getirecekti.
eden bulur DÜNYASI
Kılıçdaroğlu, genel başkanlığı döneminde girdiği tüm seçimleri kaybetti. Yıllar önce Baykal’a attığı kazığın karşılığını ‘eden bulur’ tabiriyle Özgür Özel’den aldı.
Partide yaşananlar öyle basit bir devir-teslim ile anlatılacak gibi değil, yakın siyaset tarihinin ders çıkarılacak en önemli dönüm noktalarından birisi aslında.
Hatırlayalım o günleri...
Kaset skandallarının ardından Deniz Baykal’la 1 saat 10 dakika baş başa görüşen Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Mayıs 2010 tarihinde HABERTÜRK’e verdiği demeçte, “Söylediğim her şey açık ve de net... Aday değilim, olmak için de gidip ‘Adayım’ diye dilekçe de vermem” ifadelerini kullanmış, habere göre, yakın çevresine de “Aklım netleşti. Baykal’ın döneceğine inanıyorum” demişti.
Baykal görüşmesinin ardından bazı arkadaşları ile Mecliste sohbet eden dönemin CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, “Baykal’a yönelik komplonun hesabı sorulmalı. Bizim Baykal’ı geri döndürüp etrafında kenetlenerek yepyeni bir kadro ile yola çıkmamız gerekiyor” dediği öğrenilmişti...
2010 yılında Deniz Baykal’ın “Sırtımdan hançerlendim” diyerek oklarını savurduğu Kemal Kılıçdaroğlu, 13 yıl sonra, 2023’te aynı açıklamayı kendinden sonraki Genel Başkan Özgür Özel’i ima ederek kullanacak, katıldığı bir televizyon programında “Sırtımdan hançerlendim” açıklaması yapacaktı...
Tarih, tekerrürden mi ibarettir? Bir de Özgür Özel’i inceleyelim...
ÖNCE GÖZYAŞI DÖKTÜ SONRA HANÇER ÇIKARDI
Tarih 7 Mart 2023.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı veda konuşmasında gözyaşlarını tutamıyor, için için ağlıyordu.
O da Kemal Kılıçdaroğlu gibi çok beklememiş, hançeri çıkaracağı günü seçmişti.
7 Mart’ta, Kılıçdaroğlu için gözyaşı döken Özgür Özel, 19 Ağustos’ta basın mensuplarının “Aday olacak mısınız?” sorusuna “Olursam benden duyarsanız” şeklinde cevap vermiş, olmayacağını ima etmişti.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun Deniz Baykal için sergilediği oyunu oynar gibiydi... Kemal Kılıçdaroğlu’na sahip çıkacak cümleler kuruyordu.
Özel, bu açıklamadan 1,5 ay sonra, 6 Ekim 2023 tarihinde partisinin Bursa İl Teşkilatında yaptığı açıklamada, 5 Kasım 2023’te yapılacak olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 38. Olağan Kurultayı’nda genel başkanlık için aday olacağını duyurdu.
CHP'NİN TEHLİKELİ MAKAMI: GRUP BAŞKANVEKİLLİĞİ
CHP’de âdet yerini bulmuştu. Deniz Baykal’ın, “Arkamdan hançerlendim” diyerek işaret ettiği dönemin Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, bu sefer kendi Grup Başkanvekili Özgür Özel tarafından hançerleniyordu. Üstelik geçmişten daha acı reçeteyle, kendisinin de aday olduğu kongrede görevinden uzaklaştırılacaktı.
Peki Özgür Özel’in, Kemal Kılıçdaroğlu ile benzerlikleri sadece aynı görevdeyken yapacağı “hançerleme” üzerine miydi? Göreve geldiği ilk günlerde geleneklerine bağlı bir görüntü çizen, makamlara saygıyı elden bırakmayacağını açıklayan ve milli bir duruş sergileyeceğini öne süren Özgür Özel’in gerçek yüzü ne zaman ortaya çıkacaktı?
Can damarına basılınca...
batı'ya ispiyon meselesi ya huyundan ya suyundan
Kim ne derse desin. Ekrem İmamoğlu’nun desteğiyle Özgür Özel’in kurultayı kazandığı su götürmez gerçek. Kimilerine göre “parayla satın alınan delegeler”le geldi zafer. Kimilerine göre ise İstanbul teşkilatlarında ağırlığı bulunan İmamoğlu’nun desteğiyle “Bay Kemal’e ‘Bay bay’ yapıldı.
İBB’deki derin yolsuzluk operasyonları başlayınca, İmamoğlu ile yapılan “Genel başkanlık benim”- “Cumhurbaşkanlığı senin” paylaşımı gereği Özel, gerçek kimliğini ortaya serecek, Kılıçdaroğlu’nun huyundan kapılan hançerleme özelliği, yerini suyundan da aldığı Batı’ya ispiyon geleneği ile devam edecekti.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye’nin iç siyasetini ve özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını Batı kamuoyuna defalarca şikâyet etti. Bu açıklamalarını çeşitli Batı medyası ve uluslararası platformlarda yaptı.
Hatırlayalım:
l Özgür Özel, CNN International’a verdiği röportajda Türkiye’de adalet sisteminin bağımsız olmadığını ve halkın %18’inin bağımsız yargıya güvendiğini belirtti. İmamoğlu’nun tutuklanmasını örnek göstererek, Türk yargısının güvenilirliğini sorguladı.
l Alman Deutsche Welle’ye verdiği demeçte, “Demokratik dayanışma bekliyoruz” diyerek Batı’dan daha aktif bir tutum sergilemesini istedi.
l Özgür Özel hızını alamıyordu. Bu sefer, Brüksel’de Avrupa Parlamentosunda konuştu. Özel, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yönelik tutumunu eleştirdi. “İtirazla başkaldırıyoruz” dedi. Kendi ülkesinde göremediği desteği yabancı ülke devletlerinde arayarak, Ekrem İmamoğlu için yalvarıyor, Türkiye’ye baskı yapın çağrısı yapıyordu!
l Özgür Özel, BBC’ye verdiği röportajda ise, İngiltere’deki İşçi Partisi’ne tepki göstererek, “Terk edilmişlik hissediyoruz” ifadesini kullandı. İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı gösterilen sessizliği eleştirerek, “Bu nasıl dostluk, bu nasıl kardeş parti?” dedi.
l ABD ve Almanya’dan da umduğunu bulamamıştı. Özgür Özel, İngiliz The Guardian gazetesine verdiği röportajda İşçi Partisi lideri Keir Starmer’a tepki gösterdi. İBB operasyonlarını öne sürerek, “Bunu Türkiye’nin iç meselesi olarak görerek tarihi bir hata yapıyorsunuz” açıklaması yaptı. Ayrıca, “Bu süreç sona erdiğinde, dostlarımızın sessizliğini hatırlayacağız” tehdidi savurdu.
partide elinde hançer bekleyenler var...
Yolsuzluk çukurunda savrulan CHP’li belediyelerin basın önünde rezil olmasını örtbas etmek için türlü yollar deneyen Özgür Özel, yıllarca yanında siyaset yaptığı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Batı’ya şikâyet etmeyi öğrenmişti. İBB yolsuzluk operasyonlarında yer alan iddiaları sümen altı edip, diğer yandan birkaç trolün uydurduğu magazinsel olayları öne çıkararak, İmamoğlu’nu aklamaya, olayı sulandırmaya çalıştı.
Bunun için gençleri sokağa sürmekten dahi geri durmadı.
Sözün özü;
CHP'de ne dün, ne bugün, ne de yarın gerçek anlamda değişim hiçbir zaman yaşanmayacak. Dün Deniz Baykal’ı arkasından hançerleyen Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, kendi Grup Başkanvekili Özgür Özel tarafından hançerlendi.
Batı'ya yakarmayı marifet sanan, milletinden göremedeği teveccühü Batı'nın kollarında arayanların, yarın için düşündüğü tek şey kendi koltuğu olacaktır...
CHP'de elinde hançer sırasını bekleyen kim dersiniz?
Kıssadan hisse
Dönemin ABD Ankara Büyükelçisi John Bass, Türkiye'nin iç meseleleriyle ilgili bir konuda MHP Lideri Devlet Bahçeli ile görüşme talebinde bulunmuştur. Bahçeli, bu talebi sert bir şekilde reddederek "Türkiye'nin meselelerini sizinle konuşmam" demiştir.