Kandilli katillerin, PKK’lı canilerin, HDP’li hainlerin söylediklerine tek kelime dahi itiraz edemeyip dut yemiş bülbüle dönen CHP zevatı, sıra Türkiye’yi şikayet etmeye ve vatan-millet düşmanlarına malzeme vermeye gelince, birbirleriyle yarışıyorlar.

Türkiye tarihinin en kritik sürecini yaşıyor. 7 düvele karşı büyük bir mücadele veriyor. Bekasına yönelik tehdidi bertaraf etmek için milletçe seferber olmuş durumdayız. Beklenir ki böyle bir dönemde siyasi hesaplar bir kenara bırakılsın. Dosta düşmana karşı bir milli duruş ortaya koyalım. Yumruk gibi olalım. Ahlak ve vicdan da bunu gerektiriyor, Türk milleti de bunu istiyor ve bekliyor.

ARKADAN HANÇERLİYORLAR

         Barış Pınarı Harekatının ilk günlerinde böyle bir hava oluşmuştu, ümitlenmiş ve sevinmiştik. Ancak ne yazık ki, fazla uzun sürmedi. Özellikle ABD başta olmak üzere batı ülkelerinin Türkiye’ye karşı düşmanca tavrı karşısında birlik olması gerekenler, tam tersine durumdan vazife çıkarıp, bekledikleri gün gelmiş gibi harekete geçtiler. Fırsatı ganimet bilerek, saldırmaya başladılar. Her yaptıklarıyla, her söyledikleriyle vatan-millet düşmanlarına sözcülük ediyor, onlara malzeme veriyor ve Türkiye’yi zor duruma düşürmeye çabalıyorlar. Daha net bir ifade ile arkadan hançerliyorlar. HDP denilen terör uzantılarını biliyoruz. Onlar varlık sebeplerinin gereğini yapıyor, ihanetin, rezaletin, alçaklığın, kalleşliğin zirvelerinde dolaşıyorlar. Bizi asıl üzen, endişelendiren ve düşündüren CHP gibi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş bir parti ve iktidar nimetlerini sonuna kadar kullanmalarına rağmen bunu yeterli görmeyip, arkadan vuran AK Partinin içindeki zevattır.

PARSA TOPLAMA KURNAZLIĞI

         Kemal Kılıçdaroğlu için artık sözün bittiği yerdeyiz. Her konuşması bir skandal, her açıklaması bir rezillik ortaya koyuyor. Sayın Bahçeli’nin belirttiği gibi, Türkiye düşmanlığını kışkırtıyor, yangından mal kaçırma, karambolden parsa toplama kurnazlığına tevessül ediyor. Adalet yürüyüşünden sonra şimdi de felaket yürüyüşüne çıkmış durumda. Kriz ve kaosa yatırım yapıyor, boşa sallayıp dolu tutmanın peşinden sürükleniyor. Vatan ve millet sevgisi sancılı ve sorunlu. Provokasyonlarıyla sokağa oynadığı, Türkiye’nin Irak’a, Suriye’ye, Libya’ya, Şili’ye, Etiyopya’ya dönmesi için el ovuşturuyor. Bir gün su içeceği çeşmeye çamur sıçratmaya çalışıyor. İftirayla, gıybetle mesafe alacağını sanıyor. Söylenecek tek şey var: Yazıklar olsun.

İMAMOĞLU’NUN SKANDAL SÖZLERİ

         Genel Başkanı bunları yapar da, yardımcıları ve onun izinden gidenler geri kalır mı? Parti sözcülerinin rezilliklerine alışmıştık, şimdi onlara bir de belediye başkanları eklendi. İstanbul’a belediye başkanı olan İmamoğlu, şovdan artan zamanları da diyet ödemekle geçiriyor. Bu marifetini dışarıya da taşımaya başladı. İstanbul’la kalmayıp Türkiye içinde ciddi bir sorun oluşturacağını ibretle gözlemliyoruz. Daha önce gidip ziyaret ettiği, teröre yardım ve yataklık yaptıkları gerekçesi ile görevden alınan HDP’li belediye başkanlarını, şimdi de Strasburg’da yapılan Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada savunarak büyük bir skandala imza attı. Böyle bir dönemde gidip dışarıda Türkiye’yi şikâyet etmenin hiçbir izahı olamaz ve bu açık ve net şekilde ihanettir.

İNSAFI KİMDEN BEKLİYORSUN?

          Kandilli katillerin, PKK’lı canilerin, HDP’li hainlerin söylediklerine tek kelime dahi itiraz edemeyip dut yemiş bülbüle dönen CHP zevatı, sıra Türkiye’yi şikayet etmeye ve vatan-millet düşmanlarına malzeme vermeye gelince, birbirleriyle yarışıyorlar. Nitekim İzmir’in sicili karanlık belediye başkanı da bu rezillik yarışında geri kalmamak için üzerine düşeni yapmıştır. “Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakalım” diyerek, Rum sözcülüğüne soyunan bu şahıs, Kandilli katilleri ve PKK’lı hainleri de unutmamış, onlara selam çakmakta da geç kalmamıştır. Terörün siyasi uzantısı HDP’lilerle ağız birliği yapan bu adamın aylardır İzmir için yaptığı bir hayırlı işe rastlanmıştır, ama Türkiye’nin altını oyanlara malzeme taşımakta çok mahir olduğunu göstermiştir. “Kürtlerin anadilinde kamusal hizmet isteğinin çözümünü sadece Ankara’nın insafına ve tasarrufuna bırakacağımız aşamayı geçtik" sözü, taşıdığı Soyer soyadından çok daha ağır bir utançtır. Ankara’nın insafını ve tasarrufunu yeterli görmeyen bu zat,  insafı Kandilli katillerden, tasarrufu Trump ve Macron’dan mı bekliyor?

AK PARTİ’NİN SORUNLU İSİMLERİ

         Bunlara AK Parti’nin sadece kimliğini taşımakla kalmayıp, milletvekilliği dahil bir çok nimetini paylaşan şahısların da eklenmesi, ayrı bir vahamettir. Bülent Arınç bize göre AK Parti için artık taşınamaz ve ağır bir yüktür. FETÖ’den bebek katiline varıncaya kadar, bu ülke ve millet için tehdit ve tehlike olan her kim ve her ne mesele varsa, Bülent Arınç’ı onların yanında, onların içinde, onları savunurken görebilirsiniz. Yıldıray Çiçek kardeşim daha birkaç gün önce ipliğini pazara çıkardığı için fazla detaya girmeyeceğim. Ve ne acıdır ki, AK Parti içindeki sorunlu isimlerin sadece Bülent Arınç’la sınırla kalmadığını büyük bir endişe ile izliyoruz. Ardahan Milletvekili Orhan Atalay’ın Kars-Ardahan tanıtım günlerinde yaptığı açıklamalar skandal ötesidir. HDP ve CHP’yi çok memnun eden bu açıklamaların sonunun nasıl geleceğini, biz de merak ediyoruz.