Hollanda Leiden Üniversitesi’nde moloküler yöntemler üzerinde çalışan Macaristan Szeged Ünversitesi’nde anaerob referans laboratuvarı ile Oxford Üniversitesinde kemik ve eklem enfeksiyonları bölümünde observer olarak yer alan Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan, Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan Koronavirüs Bilim Kurulu üyeliğine seçilmişti. Aşı bulunmadığı takdirde gelecek sene de pek çok vaka ile karşılaşılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan hakkında merak edilenleri haberimizde bir araya getirdik…

PROF. DR. ZELİHA KOÇAK TUFAN KİMDİR?

Zeliha Tufan Koçak, 1977 yılında Almanya’nın Wedel şehrinde dünyaya gelmiştir. 1994 yılında başladığı Hacattepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde Lisans eğitimini 1999 yılında tamamladı. 1999-2002 yılları arasında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümünde yüksek lisans yaptı. 2003-2009 yılları arasında Ankara Eğitim ve Araştıma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji alanında uzmanlı eğitimi aldı.

2007 yılında Hollanda Leiden Üniversitesi’nde moloküler yöntemler üzerine çalışan Koçak, Macaristan Szeged Ünversitesi’nde anaerob referans laboratuvarı ile Oxford Üniversitesinde kemik ve eklem enfeksiyonları bölümünde observer olarak yer aldı.

Zeliha Tufan Koçak, doçentlik unvanını 2012 yılında aldı. Şu an Yıldırım Beyazıd Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nde çalışıyor.

10 Ocak 2020 tarihinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından Koronavirüs Bilim Kurulu Üyeliği’ne atanan Prof. Koçak, 10 Ocak 2020 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından YÖK üyeliğine seçilmiştir.

KORONAVİRÜS BİLİM KURULU ÜYESİ ZELİHA KOÇAK TUFAN UYARDI

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan, kitle bağışıklığının sağlanması için toplumun yüzde 75'inin virüsle karşılaşması gerektiğini söyledi. Tufan, "Şu ana kadar son 100 yıl içinde yaşanmış büyük pandemilere bakıldığında 1918 pandemisi, 1919'da; 1957 pandemisi de 1958'de görülmüştür. Bir sonraki yıl bağışıklığı olmayan ve henüz virüsle karşılaşmamış olan kitle karşılaştığında gerçekten yüksek sayılarda yine istenmeyen sonuçlar görülmüştür. Dolayısıyla aşı geliştirilmediği takdirde gelecek sene için de epeyce hasta ile karşılaşmamız olası" dedi.

 

Editör: Haber Merkezi